Balkabağı - En uzun gecenin kısa ama sıcak öyküsü

İsmail Hakkı CENGİZ - 22.12.2025

Çay ve kahvaltıdan ibaret olan akşam yemeklerini yediler. Saat yedi buçuğa geliyordu. Yılın son günleri… Hava çoktan kararmıştı. Yatsı namazını bitiren Burla Hanım, oğluna seslendi:

-       Şu kabağı getir, soyalım, pişirmeye hazır olsun da yarın pişirelim.

-       Hangi kabağı?

-       İşte mutfakta, dolabın önündeki kabağı…

Bayındır, yaklaşık beş kilo ağırlığındaki kabağı, bir ay önce İzmir’den geldiği gün orada görmüş, kabak uzun süre orada kalmıştı. Bunu, kız kardeşi Banu Çiçek Afyonkarahisar’daki bahçelerinden getirmiş olmalıydı.

-       Anne kabak orada yok. Geçen gün Banu Çiçek geldiğinde, “o kabak tatlı yapmak için değil, böreğe-bükmeye koymak için” dediydi. Kaldırmış olmalı.

-       Yahu, ne bükmesi-böreği? Dip odaya komuştur. Al, getir de parçalayalım. Sen gitmeden ye!

İki gün sonra İzmir’e dönecek olan Bayındır,

-       Anne, kabak bulunmayan bişey mi? yemediğim bişey mi?

-       Olsun, dura dura kötü olur.

Bayındır çaresiz, dip odaya baktı. Kabak oradaydı. Aldı, getirdi.

-       Yarın pişireceğine göre, sabah, gündüz gözüyle parçalayalım, dedi. Burla Hanım,

-       Hayır, şimdi şurada kapı önünde parçalayıveririz.

Kapı önü dediği, apartmanın girişi, otomat ışığının altıydı.

-       Anne, ışık sürekli yanmıyor. Yanıp-sönüyor. Şimdi uygun değil, gel, sabaha bırakalım.

-       Yahu, niye olmayacakmış? Olur olur!

Bayındır, elinde kocaman kabak ve onu dilimleyeceği satırla taşlığa çıktı. Gerçekten otamat sık sık sönüyor, bazen uzun süre yanmıyordu. Annesine durumu gösterdi.

-       Bu yanıp-sönen ışıkta zor olur. Sabah gündüz gözüyle yapalım.

-       Sen ışık yandıkça satırı vurursun. Hem daire kapısını açık bırakırız, buradan gelen ışıkta da yaparsın. Eline dikkat et, eline vurur, sonra, sen ettirdin dersin!

Bayındır, neredeyse çileden çıkacak, bu iş şimdi olmaz diye kestirip atacaktı. Fakat tartışmanın 85 yaşındaki annesine iyi gelmediğini, üstelik, kendisi yapmazsa, satırı Burla Hanım’ın eline alıp bu işi yapmaya kalkacağını hesap etti.

-       Tamam, dedi. Hazırlığını yaptı. Otamat yandıkça, kabağı bölmeye başladı. Biraz da hırsla vuruyordu. Birkaç dakika içinde koca kabağı tencereye girecek büyüklüklerde parçalamıştı. İki koca tepsi doldu. İçeriye, annesine teslim etti.

Burla Hanım, kabuklarını soyup, çekirdeklerini ayırmaya başladı. İhtiyar halinden umulmayan bir çabuklukla bitirdi. Bir saat önce, “Yarın pişireceğim” dediği halde, bir tencere dolduracak kadarını ocağa, ateşin üzerine koydu.

  *   *   *

Saat ona geliyordu. Bayındır, yatmaya gitmek için davrandı. Annesi,

-       Kabak pişti. Al biraz da ye!

Bayındır çok şaşırdı. Kendisi de annesi de akşam sekizden sonra bişey yemiyorlardı. Yıllardır bu böyleydi. İstisnalar dışında düzen bozulmuyordu. Son bir aydır da hiç bozulmamıştı.

-       Anne, biz bu saatlerde bişey yemiyoruz ki!  Uykumuzu kaçırır, neden şimdi yemek düzenini bozalım.

-       Yahu, azıcık kabak, yesen ne yemesen ne? Uykunu falan kaçırmaz. Hadi al biraz da ye. Ceviz de al!

Bayındır, Burla Hanım’daki kararlılığı, tartışmanın faydasızlığını gördü. Mutfağa gidip küçük bir parça aldı. Akşam yemeğinden beri midesinden şikâyet eden annesine,

-       Sana da getireyim mi? diye seslendi.

-       Yok, benim midem rahatsız, ben yemeyeyim, dedi.

Bayındır, kabağı yemeye başladı. Yarısına geldiğinde, annesinin akşamdan beri olan ısrarının sebebini bulur gibi oldu:

-       Anne, sen o koca kabağı, ben şu kadarını bu gece yiyebileyim diye parçalattın, değil mi?

Annesi gülüyordu. Bayındır duygulandı. Gözleri doldu.

-       Anne, seni çooook seviyorum, dedi.

Kalktı, ihtiyar annesine sarıldı.

x   x   x

ÖNERİ ÖYKÜLER

İKİ AVLUNUN BİR ASMASI

TESADÜFÜN İĞNE DELİĞİ!

ÇAĞLA ve AYBEN Abla

Anadili Anadolu

 x   x   x

TAVSİYE; Video

SANDIKLI’da Tarihi Bir Mahalle: HİSAR, Tılsımlı Sokaklar

 

[email protected]


Tarih: 22.12.2025 Okunma: 15

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?