Bu dünyada
herkese yer var.
Türkiye – İsrail ilişkileri
bildiğimizden daha sıkı-fıkıymış.
Aslında Türkiye, İsrail’e
tahminlerimizden daha fazla yakın… Bölgede ve dünyada ona en büyük desteği
veren ülkelerden birisi…
Türkiye – İsrail yakınlığı
konusunda bildiklerimizi şöyle bir sıralayalım:
Askerî ihaleler ve silah
alımı konusunda İsrail 1 numaralı müteahitimiz. En az 2 yıldır gündemde olan insansız
Heron uçaklarını İsrail’den alıyoruz. Yıllardır tanklarımızın
modernizasyonunu İsrail yapıyor. Bu alış-verişler için milyarlarca
dolar ödüyoruz.
Türkiye – Suriye
sınırındaki mayınların temizlenmesi işi de İsrail’e verilmişti. Temizlik
karşılığı, o bölgenin 49 seneliğine İsrail’e bırakılmasını
Danıştay uygun bulmadığı için ihale iptal oldu. Fakat eninde sonunda o işi de
İsrail alacak gibi gözüküyor.
Ceyhan nehrinin sularının bir boru hattıyla İsrail’e
ulaştırılması projesi var. Bu proje ne durumda? İlgililer bir bilgi verse de öğrensek!
Hayatî öneme sahip tahıl ve
her türlü bitki yetiştiriciliği konusunda da büyük ölçüde İsrail’e bağımlı
olduğumuz, bizzat çiftçiler tarafından dile getiriliyor. Tohumların tamamına
yakını İsrail’den alınıyor. Bu konuda hayli spekülasyon var, o konuya şimdi
girmiyorum.
İsrail’le en önemli işbirliği
ise; İsrail pilotlarının Türkiye’de eğitim yapmaları hususu! İsrail
savaş pilotları eğitimlerini Konya’daki üste yapıyorlar. İsrail’le işbirliği
yaptığımız konular içinde en vahimi bu… Çünkü burada eğitim alan pilot,
gidip Gazze’yi vuruyor. Başbakan Erdoğan’ın “siz öldürmeyi iyi
bilirsiniz. Plajdaki çocukları öldürdünüz!” sözlerine muhatap olan İsrail, plajdaki
çocukları, işte bu, Konya’da eğitim alan pilotlarla vuruyor.
Erdoğan, Davos’ta İsrail’in
masum Filistin halkına yaptığı zulmü, İsrail Cumhurbaşkanına, dünyanın önünde
gayet net cümlelerle ifade etti. Bu zulümden rahatsızlığını, zulmü kınadığını
bütün dünyaya sert bir tavırla ilân etti.
O vakit, bekleriz ki; en
azından “plajdaki çocukları vuran pilotlar” artık bizim topraklarımızda ve
semâlarımızda eğitim almasın. Bu işbirliğine son verilsin. Sayın Erdoğan bu
işbirliğini iptal edebilecek mi?
Yoksa yine “biz bakkal dükkânı
yönetmiyoruz, devlet yönetiyoruz” diyerek işin içinden çıkacak mı?
* * *
Davos gerginliğinin hemen
ardından, İsrailli yetkililer, gerginliğin Türkiye – İsrail ilişkilerini
etkilemeyeceğini söylediler.
Bizim hükümet de böyle mi
düşünüyor?
Yani, “plajdaki çocukları
vuran pilotlar” Türkiye’de eğitim yapmaya devam edecek mi?
Eğer öyleyse, ne anladık
biz bu çıkıştan?
* * *
Uysa Da Uymasa Da
Dobralığın iki yüzü ise şöyle bir şeydir:
1. "Kral çıplak" demek de, gerektiğinde kim
olduğuna ve karşındakinin kim olduğuna asla bakmadan isyan edebilmek, doğruyu
haykırabilmek, milyonlarca insanın bastırılmış sesine ses olabilmek, rest
çekebilmek... iyidir.
Lakin aynı sesi kendi ülkende ezilen insanlardan esirgediğin her an dobralığın
ikinci yüzüdür.
Sesini ülkenin kimi güçleriyle veya kendi gücüne abanarak alttakilerin üstüne
savurduğun her an dobralıkta ikiyüzlülüktür.
Gür sesini, kendi halinde yakınan insanları da azarlamakta kullanmak dobra
dobra ikiyüzlülüktür.
2. Katile "katil" demek; öldürene "Öldürüyorsun"
demek dobralıktır.
Ama birisi size de çıkıp "Öldürüyorsun" dediğinde, hiç
düşünmeden, inkârlara koşmak da dobralığın ikiyüzlülüğüdür. Kendi topraklarındaki
katliamlar karşısında tüylerinin ürpermesi bir yana, kılının kıpırdamadığı her
an ikiyüzlülüktür.
3. "Siz adam öldürmeyi iyi bilirsiniz"
diyebilmek dobralıktır, çok iyidir; ama "adam öldüren"
İsrail silah sanayisine milyarlarca dolar aktarmak ikiyüzlülüktür.
"Adam öldüren" İsrail tanklarını beslemek üzere tank
ihaleni İsrail'e vermek, hiçbir tavır almamak ikiyüzlülüktür.
"Adam öldüren" İsrail uçaklarını Konya'dan uçurmak,
ortak tatbikata girmek, bir gün İran'ı vurabilmek üzere bu topraklarda hâlâ
antrenman yaptırmak ikiyüzlülüktür.
4. Dünyanın güçlülerine, Batı'nın güçlerine, lobilere meydan okumak "cesaret"tir.
Ama "işgal edilmiş topraklar" işgal altında
iken, o lobilerden, o güçlülerden, senin bugünkü "cesaret"ine "kepazelik"
diyenlerden "Cesaret madalyası" alıp iade etmemek
dobralığın ikiyüzlülüğüdür.
5. Diplomatik kıvırtmaları, oportünist yalakalıkları, devlet adamlığı
kalıplarını kale almadan "insani tavır ve öfke"
dobralıktır; iyidir. Ama bir önceki iktidara "Filistin katledilirken
verdiğiniz askeri ihaleyi hemen iptal edin"
dedikten sonra, şimdi "Bu işler kolay mı, burada
devlet idare ediyoruz" demek, dobralığa sığamayacak
kadar çok yüzlüdür.
6. Abluka altında, çaresiz, kendisi adına bir isyan bekleyen insanların
oylarıyla da seçtiği bir örgütü İsrail veya Batı gibi "tamamen terörist
saymamak", muhatap kabul edilmesini isteyebilmek, kulak verebilmek,
elini sıkabilmek önemlidir.
Ama kendi ülkende, seçilmiş insanları, "terörist örgütle bağlantılı"
diye, asla muhatap almayacağını, el sıkmayacağını ilan etmek bir başka yüzdür.
Umur Talu, sabah, 01.02.2009
http://www.sabah.com.tr/haber,5E6769B705C343FABFE2762F17CE20CA.html
Arşiv