Bu dünyada
herkese yer var.
Hrant Dink ailesinin
avukatı, Ergin Cinmen gün boyu televizyonlarda… Mikrofonlara konuşmaktan nasıl
vakit buluyor da Hrant Dink cinayetini aydınlatma ve davayla ilgili avukatlık
görevini yapıyor, bilmiyoruz.
Çünkü televizyonlardaki
konuşmaları da Dink cinayetiyle ilgili değil! Her şeyi bilen avukat, dalga
dalga gelen arama, gözaltı ve tutuklamalarla ilgili konuşuyor.
Milletin hiç hukuk bilgisi
olmadığından, zannediyordu ki; polis keyfi olarak evleri-işyerlerini basar,
istediği yerde arama yapar, istediğini gözaltına alır, sorgular! Sonra
istediklerini savcıya çıkarır, o da istediklerini tutuklar!
İş böyle değilmiş! Meğer,
Beşiktaş adliyesinde davaya bakan 3 savcı, 6 mahkeme, her mahkemede de 6 hâkimden
toplam 36 hâkim varmış. Savcılar, o gün hangi mahkeme nöbetçiyse ondan izin
çıkartarak arama ve gözaltı yapar, tutuklanmasını istediği kişiyi de nöbetçi
mahkemeye çıkarır, tutuklama kararını mahkeme verirmiş.
İşleyiş böyleymiş ama bu
millet bir türlü anlamıyormuş. Ergin Cinmen aylardır, her mikrofon
uzatıldığında bunları uzun uzun anlattığı halde, bir türlü tatmin olamıyor. Perşembe
günümüz, gün boyu sayın avukatın bu değerli açıklamalarını dinlemekle geçti.
Gece yarısı, saat 02:00,
televizyonu açtım; bir baktım avukat, Shov TV’de, yine yukarıdaki
açıklamayı yapıyor. Tabii artık kızmış. Suratı öfkeden kızarmış, boyun
damarları şişmiş avaz avaz bağırarak anlatıyor. Anlatmak ne kelime, haykırıyor.
Tavırlarında, “ulan odun millet! Aylardır anlatıyorum halâ anlamadınız. Artık
o kalın kalas kafanıza sokun, işte, bu iş böyle böyle yapılır! Anladınız mı?”
azarlaması var!
* * *
Sayın avukat kızmayın,
kurbanınız olayım! Millet anladı, en azından şu satırların yazarı kulunuz
anladı.
Biz anladık da, siz neden
sürekli bunu vurgulayıp duruyorsunuz?
Yoksa işleyişte bir terslik olduğundan sizin mi
şüpheniz var?
* * *
Fakat bizim anlayamadığımız
başka bir mevzu var!
Doğrudan sizin vazifenizle
ilgili!
Dink ailesi, herhalde, size güvendiği için vekâletini
verdi!
Peki, siz neden 2 senedir
cinayeti aydınlatamadınız? Cinayetin, Ümraniye davasıyla alakası var, derseniz,
o vakit biz de, iddianamede neden Dink cinayeti yok diye sorarız!
Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun
ve TBMM Dink Cinayetini araştırma komisyonun raporları, Dink cinayetinde
polis müdürlerinin ihmali var dediği halde, neden bu konunun peşine
düşmüyorsunuz?
Size her mikrofon
uzatıldığında, bu raporlardan ve polisin ihmalinden niçin bahsetmiyorsunuz?
Jandarmanın da ihmali
olduğunu, jandarma komutanı hakkında soruşturma izni verilirken polis
hakkında soruşturma izni verilmediğini neden dile getirmiyorsunuz?
Siz, Beşiktaş’taki hâkim ve
savcıları mı avukatısınız, Dink ailesinin mi?
Hayır, anlayalım!
* * *
Uysa Da Uymasa da
Şifre, yargılananlar mı, Yargılanamayanlar mı?
Hrant Dink cinayetinden sonra Türkiye’de milliyetçiliğin mahkûm edilmeye
çalışılması, Atatürk’e dil uzatma ve Cumhuriyet değerlerini tahrip ortamının
doğması tesadüf mü?
Güya demokrat ve hukukçular aylardır akla gelen gelmeyen her olayı Ergenekon
kapsamına sokmaya çalışıyor. Ama sıra Hrant Dink cinayetine gelince bu bağlantı
bir türlü kurulamıyor.
Oysa iki yıldır Hrant Dink’in alçakça katledilmesindeki ihmaller zincirini konuşuyoruz.
Bu ihmalleri yapanlar kimler? Başta Trabzon ve İstanbul Emniyeti olmak üzere,
bir kısım jandarma ve devletin önemli istihbarat
kurumları.
İşe bakın ki on binlerce kişiyi dinleyerek, buradan aldıkları bilgilerle
Ergenekon soruşturmasını başlatan aynı ekip Hrant Dink cinayetinde akıl almaz
bir ihmaller örgüsü içinde kaybolup gidiyor.
Peki gerçekten böyle mi? Hrant Dink’in katledilmesinde ihmal mi var, yoksa
kasıt mı?
Ergenekon’a sanık bulmak adına gece gündüz çalışan, sevgililer arasındaki aşk
konuşmalarını bile “şifreli olabilir” diye inceleyip sonra da
basına sızdıran, hiçbir ihmale meydan bırakmadan insanları suçlamayı sanat
haline getiren polis istihbaratı Hrant Dink’te neden “ihmal” hatası
yapsın?
Bu nedenle Hrant Dink cinayetinin bir “yeni derin devlet”
yapılanmasının marifeti olması ihtimali bana hiç uzak
gelmiyor.
Tabii burada akla hemen şu soru geliyor: “Bunun ne faydası var. Tam
tersine, çıkacak bir kaos iktidara yara aldırmaz mı?”
Bakın ne faydası var:
Dink’in cenazesine ve “Hepimiz Ermeniyiz” sloganına AKP ve yandaşı
liberaller hararetle sahip çıktı.
Yakalanan katil zanlısının kendisini milliyetçi sanan bir gariban olması
sayesinde milliyetçi fikirler mahkûm edilmeye ve lanetlenmeye çalışıldı.
Antimilliyetçi görüşler avaz avaz dile getirildi. Azınlıkların zamanında
Türkiye’den ayrılmaları bahane edilerek Cumhuriyet ilke ve devrimlerine karşı
yoğun propagandalar yapıldı.
Bundan yararlanılarak Atatürk’e dil uzatanlar kendilerince özgür bir ortam
buldular.
İşin içine jandarma istihbaratı da karıştırılarak Silahlı Kuvvetler’in
yıpratılmasında bir çentik daha atıldı.
Az şey midir bunlar?
* Can Ataklı /
Vatan
Arşiv