Bu dünyada
herkese yer var.
İnsanın ilk aklına gelen, bu kadar büyük bir
operasyon yapılıyorsa, çok ünlü kişiler gözaltına alınıyorsa, hakikaten büyük
bir illegal yapının varlığı ihtimali!
Gözaltına almalar, 2–3 ayda bir, dalga dalga
gerçekleştiriliyor. Dalgalar, başlangıçta numaralandırılıyordu. En son 6’ncı
dalga sayılabildi, sonra sayıyı kaçırdık, bugün yapılan 9 veya 10’ncu dalga
olması lâzım.
Operasyonun ilk dalgası 20 ay önce yapılmıştı ve 20
Ekim 2008 tarihinde ilk gözaltına alınanların mahkemesi başlamıştı. Yani şu
anda operasyon sürerken, bir yandan da aynı suçlamalardan mahkeme sürüyor.
Hukukçular bunun hukuk ihlali olduğunu söylüyorlar.
Yine gözaltına alma dalgaları devam ederken bazı
ünlülerin, kendilerinin gözaltına
alınmadıklarına şaşırdıklarını ve gözaltına alınmayı beklediklerine şahit
olduk. Bunların en başında Tuncay Özkan vardı ve ilk dalgadan çok
sonra, Eylül 2008’de, etrafa öpücükler göndererek gözaltına alındı.
Bugün ise, Yargıtay onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun gözaltına alınmasının
beklendiği haber veriliyor. Şu anda TV ekipleri Kanadoğlu’nun evinin önünde
gözaltı hadisesini bekliyor! Kanadoğlu’yla görüşmeyi başarabilen bir gazetecinin
söylediğine göre Kanadoğlu, “Ne açıklama
yapayım? Gözaltına alınmadım diye bir açıklama olmaz ki!” demiş.
* * *
Gözaltına alınanlar, silahlı bir örgüt kurarak rejimi
değiştirme girişimiyle itham ediliyor. Fakat gözaltına alınanların sayısı ve
çapıyla bulunan silah sayısı ve çapı hiç de orantılı değil. Örgütün silahlarının
nerede olduğu muamma!
Karanlıktaki cinayetlerin, hatta Susurluk’un
aydınlatılması gibi bir misyon yükleyenler de oldu. Fakat bugüne kadar hiçbir
cinayetin aydınlatıldığını ve Susurlukla ilgili bir ilerleme olduğunu görmedik.
* * *
Gözaltına
alınanların hükümete çok şiddetli muhalefet edenler olduğu iddia ediliyor. Hakkında soruşturma yapılanlara baktığınızda
hakikaten çoğunluğunun muhalif olduğu doğru. Fakat kamuoyunda hiç tanınmayan
veya tanındığı halde muhalif olduğunu hiç görmediğimiz şahıslar da var. Meselâ;
bugün hakkında soruşturma başlatıldığı öğrenilen Bedrettin Dalan’ın, bu
hükümete karşı, 6 yıldır hiç sesinin çıkardığını duymadık. Hatta zaman zaman,
basında çıkan suçlamalara karşı iktidar tarafından korunmakta olduğu izlenimi
edindik.
Sonra, Seyhan
Soylu, Nurseli İdiz gibi örgütle, rejimle, muhalefetle ne alakaları
olduğunu anlayamadığımız sanatçıların da gözaltına alındığına şahit olduk.
* * *
Kafamıza takılan en önemli hususlardan biri de,
hakkında soruşturma açılanlar içinde yurtdışında bulunanlar… Temmuz 2008’de
aranan Turan Çömez’in, arandığından 1 ay
kadar evvel İngiltere’ye gittiği anlaşılmıştı.
Bugün arananlardan Bedrettin Dalan ise 2 aydır Amerika’daymış.
Bu konuda en dikkat çekici şahısi ise bir emekli
Tuğgeneral! İsmi şimdi aklıma gelmeyen bu şahıs, Temmuz 2008’de arandığı günden 1 gün evvel Rusya’ya gitmiş.
Özellikle Turan Çömez ve E. Tuğgeneral neden şimdiye kadar ülkeye dönmediler?
Tabii onlar da şöyle söyleyebilirler: “6 aydır hakkımızda neden bir iddianame
yazılmadı, neyle suçlanıyoruz? Bunları öğrenelim de gelelim!”
* * *
Bu konuda en çok, “Ergenekon” ismi verilen böyle bir davada Milliyetçi Hareket Partisi neden hiç konuşmuyor, diye kafama
takıyordum.
Çok şükür, ben bu satırları yazarken, o cenahtan da
ses geldi.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır konuştu. Şandır özetle şunları söyledi: “Bu soruşturma ve dalgalar siyasîdir.
Hükümet kamuoyunda sıkıştıkça yeni bir dalga icat ediliyor. Hükümet şu anda,
Türk kamuoynda Gazze’deki katliamlar konusunda İsrail’in suç ortağı şeklinde
algılanıyor. Ayrıca, ekonomik kriz iktidarı bunaltıyor. Böyle suni
operasyonlarla halkın dikkati başka yönlere çekiliyor.”
Görüşlerinden dolayı değil ama 20 ay sonra
“Ergenekon” konusunda sesini çıkardığı için MHP’yi kutluyoruz.
* * *
Uysa Da Uymasa Da
İki soru
Bu sütunda ısrarla dile getirildi:
1. İsrail'in Gazze saldırısından hemen önce,
İsrail Başbakanı Ankara'da ne dedi? Kandırdı
mı, yoksa söyledi mi? İsrail Büyükelçisi
neden "Türkiye'yle
birlikte hareket"ten söz ediyor? Ne demek
bu?
2. Önceki hükümet sırasında, 2002'de, Filistinliler
katledilirken tank ihalesi verilmesini şiddetle
eleştirip "askıya alınsın, katliamlara ortak
olmaktır, basiretsizliktir" diyen Cumhurbaşkanı
ve Başbakan şimdi iş ve ihale başında,
ne düşünüyor?
Umur Talu, Sabah, 07.01.2009