Böyle diyorlar!
Kimler?
Kimler olacak, medya dünyası!
Medya dünyası denilince, hemen aklınıza kartel
medyası, “boyalı basın” geliyor, değil mi? Ne yazık ki, sadece onlar değil, İslâmî
duyarlılığı olduğunu zannettiğimiz medya da böyle söylüyor.
Cuma akşamı, Kanal7’de,
“İskele Sancak” diye bir açık oturum
vardı. Baştan, uzun uzun Gazze’deki vahşet gösterildi. Özellikle çocukların
vurulduğu, öldüğü, yaralandığına dikkat çekildi. Bölgedeki akıllara durgunluk
veren sefalet manzaraları gösterildi. Hah,
dedik, İsrail hiç olmazsa şimdi ekrandan gerekli cevabı alacak!
Bildiğiniz gibi, yandaş medyada, asla karşı fikirlere
yer verilmez. Yine öyleydi. Yandaş kuruluşlardan 5 konuk çağrılmış. Yine de
İsrail’e gereken cevabın verileceği, bizim hükümetin de ikaz edileceğine dair
bir ümitle seyretmeye başladık.
Dakikalar ilerledikçe hayal kırıklığına uğramaya
başladık. Bırakın bizim hükümeti aklamayı, adamlar
ve kadın İsrail hükümetini ve İsrail’i aklamaya yönelik gayret içindeydi.
Yok, Şubat’ta >İsrail’de seçim varmış, onlarıu
anlamaya çalışmalıymışız. Yok, ABD’de yönetim değişecekmiş, İsrail ABD’nin
dikkatlerini çekecekmiş.Yok, Hamas’ın elinde füzeler varmış. İsrail’e
fırlatılan füzeler can kaybına yol açmıyormuş ama korkutuyormuş. İsraillilerin
psikolojileri bozulmuş, psikiyatristler yetişemiyormuş.
Hâlbuki Gazze’de öyle bir abluka var ki; ilaç yok, yiyecek yok, insanî hiçbir donanım
yok, elektrik, su, gaz yok ama füze var! O bölgede Filistinliler balık
tutmak için bile kıyıdan
* * *
Konuşmacılardan Hüsnü
Mahalli, “İsrail başbakanının, Türkiye’ye gelerek, Başbakanla 5.5 saat görüşmesinin ardından saldırıları
başlatmasını, İsrail’in Türkiye’yi
alaya alması” şeklinde değerlendirdi. Hükümeti eleştirici mahiyetteki,
aklımızda kalan tek cümle buydu. Tabii diğer konuşmacılar, derhal savunmaya
geçip hükümeti korudular. İsrail’in Türkiye’yle alay etmeyeceği görüşünde
birleştiler!
* * *
Türkiye Kimin Yanında
Hiçbir kuşkum yok. Bu saldırılarda Türkiye, İsrail’in
yanında... Hükümetiyle, muhalefetiyle… İspatı çok basit! Saldırılar karşısında
ne iktidarın, ne de muhalefetin ciddi bir tepkisi var! Ama İsrail’i
cesaretlendirecek göstergeler var. En başta Türkiye-İsrail Parlamentolar arası Dostluk Grubu!
Yaklaşık
300 üyesi var!
22Temmuz 2007 seçimlerinin ardından seçilen 23. dönem
milletvekilleri, daha önce feshedilen Türkiye-İsrail Parlamentolararası Dostluk
Grubu’nu yeniden kurdular.
TBMM’nin resmi internet sitesinde bile açıklanmayan
Türkiye-İsrail Parlamentolararası Dostluk
Grubu’nun başkanı, AKP İstanbul Milletvekili Mesude Nursuna Memecan.
Memecan, “CHP
ve MHP’den de 2’şer milletvekilinin bulunduğu Dostluk Grubu’nun 300’e yakın
üyesi olduğunu” söyledi. 296’ya yakın üyenin hangi partiden olduğunu tahmin
edebildiniz mi?
Not: Biz yazıyı yazdıktan sonra, İsrail Dostluk
Grubunun feshedildiğine dair haberler geldi. Onlara soruyoruz, İsrail’in ne mene bir devlet olduğunu,
yıllardır Filistin’i abluka altında tuttuğunu, halkına kan kusturduğunu
bilmiyor muydunuz da parlamentoya seçilir seçilmez bu dostluk derneğini
kurdunuz?
* * *
Uysa Da Uymasa Da
Heron’un öyküsü
İsrail’e
karşı acıtıcı önlem almak istiyorsanız silah alımlarını gözden geçirin,
derken... Öğreniyoruz ki tam tersine İsrail’e kıyakçılık üzerine kıyakçılık
yapılıyor...
Yıl 2005... Türkiye, PKK terörüne karşı havadan gözlem yapabilmek için insansız
hava araçları (İHA) almaya karar veriyor. 10 uçaklık ihaleyi İsrail firması
kazanıyor. Firma, sözleşme kapsamında ilk heron sistemini Eylül 2007’de Türk
Silahlı Kuvvetleri’ne teslim etmeyi taahhüt ediyor. Ancak bu taahhüdünü yerine getirmemesine rağmen
Savunma Sanayii Müsteşarlığı her nedense firmaya hiçbir cezai yaptırım
uygulamıyor.
Heron’ların teslimatının gecikmesi üzerine Milli Savunma Bakanlığı, Güneydoğu
Anadolu’daki acil istihbarat ihtiyacını karşılamak için harekete geçiyor.
Taahhüdünü yerine getirmeyen İsrail firmasının iştiraki olan alt firmaya 10 milyon dolar ödeyerek bir adet Heron
uçağını personeliyle kiralıyor. İHA’ları zamanında teslim etmeyen firmayı adeta
ödüllendiriyor. Peki, kiralanan Heron ne oluyor derseniz... Bir süre sonra görev uçuşu yaparken düşüyor.
Zaman içinde İsrail firmasının İHA’lara Aselsan’ın değil kendi yapımı olan
daha hafif kameraları monte etmek istediği yavaş yavaş netleşiyor.
İşte tam bu sırada ne mi oluyor? Başından beri bu olayın peşini bırakmayan CHP
Milletvekili Atilla Kart anlatıyor:
“Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Ekim
2008’de İsrail’e yaptığı ziyarette yüklenici firmaya övgüler düzdü ve ilk
iki uçağın Kasım sonunda teslim alınacağını açıkladı. Uçaklar Aralık başında
Türkiye’ye geldi. Uzmanlarımız fabrika testinden geçirilmeden apar topar
Batman’a getirilen uçakların teknik kabulünü haklı olarak yapmadılar. Sonuçta bu uçaklar da kullanılmıyor.
Olayı şöyle özetleyebilirim; 200 milyon dolarlık bir ihale açtık. Şu ana kadar
100 milyon dolar ödememize rağmen elimizde hala bir tek uçak yok. İstihbaratta ABD ve İsrail’e bağımlılığımız devam ediyor.”
Melih
Aşık, Milliyet, 31.12.2008