2003 Irak, 2017 Kuzey Kore…

Neslihan KORUTÜRK - 14.05.2017

Bu dünyada herkese yer var.

2003 Irak, 2017 Kuzey Kore…

Aynı film tekrar gösterime sokulmuş gibi…

Senaryo aynı, sadece, mekân ve aktörler yenilenmiş: Ortadoğu yerine, Uzakdoğu… Saddam yerine Kim Jong-un adlı, “dediğim dedik, çaldığım düdük” diyen bir diktatör…

Aynen, 2003’te olduğu gibi, hedef devletin nükleer silaha sahip olduğu iddiası… “Hedef devlet”in, balistik füze denemeleriyle, “en büyük küresel güç”ü tahrik etmesi… Eline koz vermesi, dünya kamuoyu nezdinde haklılık mevkiine çıkartması!

Önce şunu soralım: Düşman kardeşi Güney Kore, ekonomik başarılarla, bilim-spor-sanat-turizm etkinlikleriyle gündeme gelirken, Kuzey Kore niçin sadece askerî törenler, tatbikatlar, füze denemeleri gibi hep savaş görüntüleriyle gündeme geliyor?

35 milyonluk Kuzey Kore’nin askerinden, silahlarından, füzelerinden başka hiçbir şeyi yok mu? Hiçbir faaliyeti, üretimi, sanat-spor-kültür etkinliği yok mu?

Neden Kuzey Kore’den sadece savaş çığlıklarından başka ses çıkmıyor?

 

 

Siz bir savaş makinesi misiniz?

Biliyorsunuz ki dünyada sizden çok daha büyük ve kudretli savaş makineleri var… Onların yanında esaminiz okunur mu? Büyük savaş makinesinin küçük makineyi kıracağını da biliyorsunuz, değil mi? Tarih, hatta yakın tarih bunun örnekleriyle dolu!

Kuzey Kore, savaş çığırtkanlığıyla, âdeta, savaşa davetiye çıkarıyor… Savaştan başka hiçbir şey istemiyor, düşünmüyor… Dünyaya ve halkına da savaştan başka verebileceği hiçbir şey yok!

Muhtemelen içeriyi zapt-u rapt altına almak, memnuniyetsizliği gizlemek, bastırmak için düşman yaratmaktan, savaş çığırtkanlığı yapmaktan başka çaresi yok! Bu, bütün diktatörlerin çıkmazı: Halklarını savaşa, felakete, çöküşe sürüklemek!

Kuzey Kore diktatörü de tek yapabileceği şeyi yapıyor; kaçınılmaz olarak ülkesini ateşe atıyor.

x   x   x

KUZEY KORE ORDUSU NE KADAR DİRENEBİLİR?

Bunun cevabı 2003 Körfez Savaşı’nda… Amerikan ordusu karşısında Irak ordusu ne kadar dayanabildi?

Devasa petrol gelirlerinin, neredeyse, tamamını silaha yatıran Saddam diktatörünün “muazzam” ordusu, hiçbirimizin tahmin edemeyeceği kadar çabuk çözüldü: Birkaç gün içinde!

Petrolü ve başka kayda değer bir zenginliği olmayan Kuzey Kore’nin 2003’teki Irak ordusundan daha güçlü olabilmesi mümkün mü?

Kim Jong’a Saddam’a bak, istikbalini gör diyeceğiz ama burnunun ucunu görecek durumda değil ki görsün… Büyük savaş makinesinin küçüğünü kıracağını hesap etsin!

 

x   x   x

BİLİYOR MUYDUNUZ?

1993 yılında, Filistin-İsrail sorununu çözmek için bir OSLO süreci başlatıldığını…

Buna göre, ilk etapta, İsrail ve Filistin’in birbirini tanıdığını…

İkinci safhada, Gazze ve Eriha’da geçici Filistin yönetiminin oluşturulduğunu…

Ve 5 yıl içinde bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının öngörüldüğünü!


Oysa 15 Kasım 1988’de Cezayir’de toplanan FKÖ Filistin Ulusal Konseyi, başkenti Kudüs olan, sürgünde bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulduğunu açıklamıştı.

Türkiye, Kasım 1988’de, Filistin Devleti’ni ilk tanıyan ülkelerden biriydi.

Filistin’i ilk tanıyan Batılı devlet, 2014’te tanıyan İsveç’tir. Birkaç hafta önce, IŞİD’in kamyon terörü estirdiği İsveç!

Bugün, Vatikan dâhil 137 ülke Filistin Devleti’ni tanımaktadır.

 

Tarih: 14.05.2017 Okunma: 826

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?