Ne kadar bastırırsanız
bastırın vicdanın sesi bir yerden çıkış yolu bulur.
Zayıf olur, cılız olur ama
mutlaka bir şekilde dışarıya sızar.
Çünkü vicdan sızlar.
***
Ülkenin başında, 6 senesini
doldurmak üzere olan bir “tek parti”
iktidarı var. Kendileri ve yandaşları ona “Ak parti” diyorlar.
Bu Ak parti iktidarının
sütten çıkmış ak kaşık olduğunu, her fırsatta yazıp, söylüyorlar.
Bu parti ve yöneticileri
aleyhinde söylenen her söz, yazı, haber, eleştiri ve görüşü “iftira” diye nitelendiriyorlar ve
bunları söyleyenlere karşı ellerindeki en acımasız silahlarla saldırıya
geçiyorlar.
Yandaş değilseniz sizin söylediklerinizin hiçbir
kıymeti yoktur. Veya söyledikleriniz tamamen yalan ve iftiradır!
***
Bugünlerde iktidar kanadının
vicdanını Ali Bulaç temsil ediyor. Ta başlangıçtan beri AKP’ye destek veren ali
Bulaç, NTV’deki “Yazı İşleri” adlı
programda, bakın neler söylüyor:
“İçinde bulunduğunuz camia Ergenekon’a gösterdiği hassasiyeti Deniz Feneri konusuna gösteriyor mu?” sorusuna
“Hayır göstermiyor çok net açık bir
şekilde. Nasıl uzun bir süre örneğin Doğan Grubu uzun zaman bu Ergenekon
davasını görmezlikten geldiyse bugün de işte ‘yandaş’ adı verilen medya, bu
Deniz Feneri davasını görmemeye çalışıyor.” diyen
Bulaç, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Şimdi ortada çok açık bir durum var. Bazı insanlar bir anda zengin oluyorlar, bir anda servetlerinde olağanüstü bir artış meydana geliyor ve bu insanların yaptıkları işler belli. Yani yaptıkları işlere karşılık kazandıklarını varsaydığımız paraları bir araya getirsek; Bunların 60-70 senede bu parayı meydana getirmeleri imkansız. Ve bunların yaşama tarzları, oturma biçimleri, evleri değişiyor her şeyleri değişiyor. Ve bu tabiî ki muhafazakâr kesim kitlenin yani toplumun önemli bir kısmının hayatında çok önemli değişiklikler meydana gelmiştir ve bunlara müsaade ediyorlar.”
Zaman gazetesi yazarı Ali
Bulaç’ın gazetedeki son yazılarını taradım.
Ne yazık ki, sayın yazar
yukarıda serdettiği düşüncelerini gazetesinde yazmıyor veya yazamıyor.
Zarar yok televizyonda da
olsa vicdanın sesini dile getirebilmek çok önemli. Bulaç’ın şu sözlerine
özellikle dikkat etmemiz lazım:
“Ve bunların yaşama tarzları, oturma biçimleri, evleri
değişiyor her şeyleri değişiyor.”
İktidar partisini ve çevresini çok iyi tanıyan Ali Bulaç’ın açık itiraflarından benim çıkardığım netice şu: