EKONOMİ KRİZE Mİ, UÇUŞA MI?

Neslihan KORUTÜRK - 30.03.2014

Bu dünyada herkese yer var.


Ekonomik büyümede bir daralma,

Piyasalarda bir moral bozukluğu var.

Suriye meselesinin başlamasıyla “istikrarın bozulması” endişesi baş göstermişti…

Buna “Gezi” ve arkasından “yolsuzluk iddiaları kriz”i eklendi…

Ülke ekonomisi baş aşağı giderken Ukrayna bunalımı da dünya ekonomisinin moralini bozdu.

Bu arada, Amerika Merkez Bankası (FED) bir açıklama yaptı… Buna göre; her ay bastığı on milyarlarca dolarlık “karşılıksız para”yı önce azaltacağını, sonra da tamamen durduracağını bildirdi.

Bu gelişmeler üzerine, bikısım ekonomistler, FED’in kararının piyasada para darlığına yol açacağını, bunun da Türkiye gibi az gelişmiş ülkeleri zora sokacağını ileri sürdüler. Hatta yılın ikinci yarısında “büyük bir kriz”in kapımıza dayanacak dediler.

Aynı gelişmeleri takip eden “ikinci kısım ekonomistler” ise ortadan ortadan gittiler…

Bunlar, daha ziyade, günü kurtaran açıklamalar yapıyorlar(dı):

İşte, borsa şuraya kadar düşerse, döviz böyle olur…

Şu psikolojik desteği kırarsa şöyle olur…

Yatırımcı beklesin…

Tüm birikimlerini tek sepete koymasın… Vs. vs.

Derken, dibe vurmuş olan ve aylardır yatay bir seyir izleyen İstanbul Menkul Kıymetler Borsası,  Çarşamba günü (26/03), %5 gibi anormal bir oranda yükseldi.

Şu ortadan konuşanların hiçbirisi böyle bir yükselişi beklemiyordu…

Düşünün ki, borsadaki bir günlük ortalama kazanç, faizden 6 ayda kazanabileceğiniz kadardı…

Borsanın yükselmesiyle dövizin ve faizin ateşi azalmaya başladı.

Özellikle dolarda %2’lik, hatırı sayılır bir düşüş meydana geldi.

Bu, beklentilerin çok üzerinde meydana gelen düzelmeler moralleri yükseltti.

Şu ortadan konuşanlar, “uçuşa geçmekte olduğumuz” öngörülerinde bulunmaya başladılar.

Bu olumlu hava bizim de hoşumuza gidiyor… Lâkin sevinmeyi çok erken buluyoruz. Zira Borsa’nın nerelerden buraya düştüğünü, dövizin nerelerden buraya yükseldiğini hatırlamamız lâzım.

Doların eski seviyesine düşmesini beklemiyoruz ama hiç olmazsa, 2 lira civarına düşmesi gerekir ki, ekonomimiz düzeliyor, “istikrar sağlanıyor” diyebilelim.

Öte yandan, FED’in kararı gerçekten bir “para darlığı”na yol açacaksa buna karşı tedbirimiz var mı?

Birkaç cılız ses dışında bu konuya eğilen yok!

Herhalde, ilgililer “Hele o günler gelsin, krize bi girelim, geleceği varsa göreceği de var” diyorlar!

Tarih: 30.03.2014 Okunma: 724

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?