PUTİN TÜRKİYE’Yİ DE İKNA EDER Mİ?

Neslihan KORUTÜRK - 25.11.2013

Bu dünyada herkese yer var.


İtiraf edeyim ki çocukluğumun Rusya’sı, daha doğrusu o günkü haliyle Sovyetler Birliği korkulu rüyamdı…

Yalnız benim değil, 40’lardan itibaren bütün Türkiye’nin korkulu rüyasıydı… Onun için Türkiye, gittikçe Amerika’ya yaklaşmıştır. Ki kendisini bu ejderhadan korusun!

Ben büyüdükçe, Belki Türkiye de büyüdü… Korkularım yavaş yavaş azaldı…

O günlerin gerçeği “iki kutuplu dünya”ydı. Dünyada ne olup bitecekse, “Doğu” ve “Batı” blokları birlikte karar veriyordu. Her iki tarafın elindeki atom silahları bir “dehşet dengesi” meydana getiriyor ve kimse sınırlarını genişletemiyordu.

Fakat Rus korkusu da sürüyordu. Celal Bayar rahmetli, neredeyse her sene kışa girerken, “Bu kış Türkiye’ye komünizm gelecek” diye bizleri daha da korkuturdu.

Doğrusu, Türkiye’nin 50 senesi Sovyetlerin bir gün ülkeyi işgal edeceği dehşetiyle geçmiştir. Bu dehşet hepimizin rüyalarını kâbusa çevirmiştir.

Bununla beraber, yine de Amerikan tarafının üstünlüğü sık sık kendini gösteriyordu. Özellikle ekonomik konularda Amerika’nın Sovyetleri etkilediği, ona geri adımlar attırdığı görülebiliyordu. … Fakat Sovyetlerin Amerika’ya geri adım attırdığı pek işitilmiyordu.

Nihayet 1989’da komünist rejim yıkıldı, Sovyetler Birliği dağıldı. Rahat bir nefes aldık. Artık, dünya tek kutuplu hale gelmişti… Artık, Amerika ne derse o oluyordu. Rusya, sıradan bir devlet haline gelmişti… Esamisi okunmuyordu. Tâ ki Putin başa geçinceye kadar!

Önce devlet başkanlığı, sonra başbakanlık, daha sonra tekrar başkanlık!

Putin geldikten sonra Rusya hızla toparlandı… “Beni hesaba katmak zorundasınız” mesajını vermeye başladı.

Bu mesaj dikkate alındı… Dünyada ağırlığını kabul ettirdi.

Suriye’deki kriz, dünya politikasındaki ağırlığının artmasını sağladığından, en çok Rusya’ya yaradı. Krizin başlangıcında, “Rusya bir takım çıkarlarını koruyup çekilecek” diyen bütün “stratej”leri yanılttı. Putin’in Rusya’sı, Suriye’de tek santim gerilemediği gibi; karşısındaki bütün güçleri de kendi çizgisine getirdi. En başta da Amerika’yı…

Putin, ABD’yi, sadece Suriye konusunda kendi çizgisine getirmekle kalmadı, İran konusunda da direncini kırdı. 34 yıllık aradan sonra ABD-İran görüşmesini ve yakınlaşmasını sağladı.

Bu öyle bir değişiklik ki, asla ters düşmeleri beklenmeyen İsrail’le ABD’yi birbirine ters düşürdü… Suudi Arabistan’ı hayal kırıklığına uğrattı… Arabistan-İsrail ittifakına yol açtı.

Amerikan medyasının, “dünyanın en etkili lideri” seçtiği Putin, şimdi, Türkiye’nin Suriye’deki direncini kırmak üzere…

Nitekim Esad hakkında o eski ağır ifadeler gittikçe azaldı… Hatta adı bile yavaş yavaş “Esed”den tekrar kadim adı olan “Esad”a evriliyor… Muhalifler içindeki “radikaller”den, onlara karşı olduğumuzdan bahsediliyor.

Putin, bütün dünyayı hizaya getiriyor.

Şöyle geçmişe baktığımda, Rusya, dev Sovyetler Birliği halindeyken bile dünyada bu kadar etkili değildi…

Tarih: 25.11.2013 Okunma: 709

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?