Demokrasi Treni Ergenekon’dan Çıktı Yola

Neslihan KORUTÜRK - 02.07.2008

 

Ülkede her gün gözaltına alınma hadiseleri yaşıyoruz da, bir, daha doğrusu iki orgeneralin gözaltına alınmasına, orgenerallere dokunulmasına Cumhuriyet tarihinde ilk defa şahit oluyoruz. Bu durum, “kimseye ayrıcalık tanınmaz” ilkesinin hayata geçirilmesi mi, yoksa “baskı”nın oralara kadar uzandığını mı gösteriyor? Yani, demokratikleşiyor muyuz, yoksa diktatörlüğe doğru mu gidiyoruz?

 

Düşünün ki; daha on sene kadar evvel, TBMM Susurluk Komisyonu, açıklama yapmak üzere askerleri komisyona çağırdığında, orgeneralden astsubay başçavuşa kadar hiçbir askeri önüne getirememiş, açıklamalarını dinleyememişti. Hepimiz haklı olarak, “bu nasıl milli irade”, “bu nasıl demokrasi” sorularını sormuştuk.

 

Yine, daha, sadece 1 yıl evvel, eski Deniz Kuvvetleri Komutanına ait olduğu iddia edilen günlükleri yayımlayan nokta dergisi yöneticileri askeri mahkemede yargılandı, Nokta dergisi de bir şekilde kapandı. Bu olaylarda, hep silahlı kuvvetlerin gizli gücünden, etkinliğinden söz edildi. Yani, silahlı kuvvetlere rağmen, onu karşına alıp herhangi bir şey yazamazsın, yapamazsın imajı yaratıldı.

 

Hele hele, daha 15 gün kadar evvel, Star Gazetesinde Şamil Tayyar “Google davasının şifreleri” başlıklı yazısında şunları söylüyordu:

 

“Hükümet başlangıçta çok kararlıydı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat, parti görüşüyle son halini almış yeni anayasa taslağının 15 Kasım’da kamuoyuna açıklanacağını bile duyurdu.

İşte o arada ne olduysa garip gelişmeler oldu. AK Parti’nin kapısını çaldılar. Son 1 yılın en güçlü adamından bir mesaj getirdiler. Mesajda; Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın kapatma davası açılması için yoğun baskı altına alındığı, aslında kendisinin mevcut delillerle kapatma davasının açılmasını doğru görmediği, sivil anayasa projesi askıya alınırsa kapatma davasının önlenebileceği belirtiliyordu.”

 

Son 1 yılın en güçlü adamını tanıdınız mı?

Sayın yazar isim vermediği için ben de vermiyorum ama herkesin aklına gelen isim benim de aklıma geliyor.

 

Şimdi, kafama takılan soru şu:

TBMM’nde Anayasa görüşmelerini durdurabilecek kadar kudretli olan, son 1 yılın en güçlü adamı, orgenerallerin gözaltına alınmasını neden önleyememiştir?

Hadi o önlemek istemedi…

Peki, personelinin Meclis Araştırma Komisyonunda bile açıklama yapmasına izin vermeyen, oraya gitmesine engel olabilen, iddialara göre, dergi kapatabilen TSK, iki emekli orgeneralinin gözaltına alınmasına neden engel olamamıştır?

Yoksa şu kadar kısa sürede ülkeye tam demokrasi geldi, hukukun üstünlüğü ve tam yargı bağımsızlığı mı sağlandı?

Buna inanalım mı?

Sevinelim mi?

***

 

Eski bir türkünün yeni sürümü

 

Demokrasi treni Ergenekon’dan çıktı yola,

Geliyor Türkiye’ye selâm vererek sağa sola,

Arada yorulunca, Kadıköy’de yapıyor mola,

Trende misin Fransa’ya hukuk öğreten Zola?
Tarih: 02.07.2008 Okunma: 702

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

özgür deniz

17.05.2008 - 19:11

bir millet kendi sorununu kendisi çözmedikçe asla çözülmez.el elin bilmem neyini türkü çağırarak aramış diye bir atasözü var.yani batı müslümanın iyiliğini asla istemez.hep kenine boyun eğsin ister. zira UYGUR lar saf gerçeği ifade etmiş: köyün itleri küs olsalarda kurdu görünce birleşirler....saygı muhabbet ile.

özgür deniz

17.05.2008 - 19:11

bir millet kendi sorununu kendisi çözmedikçe asla çözülmez.el elin bilmem neyini türkü çağırarak aramış diye bir atasözü var.yani batı müslümanın iyiliğini asla istemez.hep kenine boyun eğsin ister. zira UYGUR lar saf gerçeği ifade etmiş: köyün itleri küs olsalarda kurdu görünce birleşirler....saygı muhabbet ile.