3 Y ve 7 K

Neslihan KORUTÜRK - 30.01.2011

Bu dünyada herkese yer var.

 

Hatırlanacağı gibi, AKP, 2002 seçimlerinden önce “3Y” diyordu da başka bir şey demiyordu.

Neydi o “3 Y”?

Yoksulluk…

Yolsuzluk…

Yasaklar…

Bunları bitirecekti… Bunları bitirme vaadiyle oy aldı.

Bitirdi mi?

Takdir yüce milletin…

Nitekim bu vaatlerden 5 sene sonra gittiğimiz 2007 seçimlerinde ne AKP kendisi bu “3 Y”yi hatırladı, ne de ona hatırlatan birileri ortaya çıktı.

Yüce milletimizin de pek umurunda değildi ki “yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar”, AKP’yi, 2002’ye göre bir buçuk misli yükselterek ödüllendirdi.

Yani hemen hemen bir buçuk misli oylarını artırdı.

*                     *                 *

Şimdi, aradan 4 sene daha geçti. AKP iktidar dümenine oturalı 9 sene oldu. Yeni bir seçime pupa yelken gidiyoruz.

“3 Y”, bugünlerde de hiç hatırlanmıyor. Sanırım, herkes ülkedeki yolsuzluk, yoksulluk ve yasakların yok olacağından ümidini kesti. Bunlar bizim kaderimizmiş gibi kabul edildi. Onlarla yaşamaya alışacağız. Zaten bunca sene boyunca alışmışızdır. Alışmayıp da ne yapacağız?

İstersen alışma… Alıştırmasını bilirler!

*                     *                *

Derken…

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “7 K”lı tahribat zincirini ortaya attı.

Nedir “7K”

Bahçeli’ye göre “Yaşadığımız sancılar mutlaka olması geren toplumsal değişim arzusundan ziyade, kötü bir yönetimin neden olduğu

‘kriz,

kargaşa,

kaos,

korku,

kutuplaşma,

kavga ve

karanlık’tan oluşan tahribat zincirinin neticesi”dir.

Bahçeli’nin tespitine katılamamak mümkün değil…

Aynı zamanda bu tespiti ilginç buluyoruz.

İki dil,

İki bayrak,

İki meclis,

İki savunma gücü’nün konuşulduğu…

Kısaca “bölünme”nin tartışıldığı şu günlerde Bahçeli’nin bu çıkışının önemli olduğu görüşündeyim.

MHP, bütün seçim dönemi boyunca bu hususu vatandaşlara anlatabilmenin yollarını bulmuş gibi gözüküyor. Ülke karış karış gezilerek gidişin “KARANLIK” olduğu ortaya konmalıdır.

“7 K” her fırsatta, her mekânda, her şartta vurgulanmalı, iktidarın “kötü” yönetimi her daim halka hatırlatılmalı, bu “kötü” yönetime halkın daha fazla katkı verip vebal almaması gerektiğinin bir vatan borcu olduğu anlatılmalıdır.

*                           *                      *

MEDYADAN

               MHP’siz siyaset

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “iki partili sistem istiyorum” dediği gün, MHP lideri Devlet Bahçeli görkemli bir toplantıyla seçim bildirgesini açıkladı. İktidara gelmesi halinde neler yapacağını somut biçimde saydı.

 Ana akımlardan biri
MHP, çok partili siyasi hayatımızın önemli siyasi akımlarından biri olarak hep var oldu. Diğer ana akımlar gibi 12 Eylül, MHP’yi de yok edemedi.
Özellikle Devlet Bahçeli’nin liderliğinden sonra MHP’nin eski MHP olmadığını görmek gerekiyor. Bahçeli, MHP yapısını ve konumunu değiştirdi. MHP denilince eskiden akla gelenler artık gelmiyor. MHP ve ülkücü gençlik sokakta değil. Bahçeli, partiyi “katı Türk milliyetçiliği” sınırlarının dışına taşıdı. Sokaktan çekti.

MHP’nin parlamentoya giremeyeceği ve giderek siyaseten yok olacağı hesabı, yanlış bir hesaptır. Özellikle Bahçeli’den sonra, MHP’yi marjinal bir parti, hareketi radikal bir hareket olarak tanımlamak yanıltıcıdır.
Eğer böyle olsaydı, 2002 seçimlerinde barajın altında kalan MHP dağılırdı. Öyle olmadı. Aynı seçimde baraj altında kalan ANAP, DYP ve DSP dağıldılar.

MHP, (2007’de) yeniden Meclis’e girdi, dağılmadı.
Kaldı ki, bir partinin konjonktürel koşullar nedeniyle yüzde 10 gibi yüksek bir barajın az altında kalması, siyaseten yok olacağını göstermez.
Bahçeli’nin vaatleri
Bahçeli, sadece Türk milliyetçiliği üzerine kurulu bir program açıklamadı. Geniş ve özellikle yoksul kitlelerin sorunlarına karşı somut vaatlerde bulundu. Elbette Türklüğe, Türk dünyasına vurgu yaptı. Ancak sadece Türk milliyetçiliğine hapsolmuş bir program açıklamadı.
MHP’nin yoksul kesimlere yönelen ciddi bir çalışma yaptığı gözleniyor. Asgari ücretin vergi dışı bırakılması, 825 liraya yükseltilmesi, yoksul ailelere 300 lira nakdi yardım yapılması, harcama kartı verilmesi, konut ve kira yardımı, çiftçiye ucuz elektrik, üniversite sınavının kaldırılması gibi geniş kitleleri yakından ilgilendiren vaatlerde bulundu. Bahçeli, bu vaatleri için kullanacağı kaynakları da açıkladı. Bu vaatler iyi bir seçim kampanyası yürütülebilirse, etkileyici olacak niteliktedir.
Referandum sonucunun seçim sonucu gibi okunması yanıltıcıdır. Bu itibarla 12 Eylül referandumuna bakarak, MHP’yi önce baraj altı sonra da siyaset dışı görmek gerçekçi değildir.

Fikret BİLA, Milliyet, 30 Ocak 2011


Arşiv

Tarih: 30.01.2011 Okunma: 700

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?