“AKP'nin kadınları,
feminizmin kölesi olmadılar”
Böyle buyurmuş, AKP genel başkan yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, partisinin Adana İl Kadın Kolları Kongresi’nde!
Duyan, “feminizm”
zararlı, Sayın Fırat’ın söyledikleri de yararlı bir şey zannedecek.
Bakalım neymiş “feminizm!”
Vikipedideki bilgiler şöyle : “Feminizmin, temeli ya da temel endişesi daha çok kadın özgürlüğüne dayanmaktadır. Bazı görüşleri
toplumsal ilişkilere karşı eleştireldir.
Çoğu, inandıkları unsurları analiz
etmeye odaklanmıştır. Yine çoğu feminist cinsiyet eşitsizliği kadın hakları, ve kadın sorunlarını araştırmaya
odaklanmıştır.
Feminist teori, iktidar
ilişkileri ve cinsiyet üzerine odaklaşır. Feminist hareket kadın ve erkeğin eşitliğini savunur.”
Tanım ve açıklamalara dikkatle baktığımız vakit, feminist hareketin “özgürlük”, “eleştirme”, “analiz etme”, “kadın hakları”, “iktidar ilişkileri”, “araştırma” ve “kadın-erkek eşitliği” kavramlarını öne çıkardığını ve üzerinde durduğunu görüyoruz.
Bunların hangisi kötü
veya zararlı?
Bir kere, bu kavramların hepsi, erkek olsun, kadın olsun bütün insanlara gerekli…
Ayrıca, dünyada erkeğin egemen olduğu bir hakikattir. Kabul etmek lâzım ki; dünyanın hemen hemen her yerinde, erkek hegemonyasının ezdiği kadınlar var. Kadınların ezikliği bizim gibi az gelişmiş toplumlarda daha fazla ve fecidir. Dolayısıyla, dünyanın her yerinde ve hele geri kalmış toplumlarda “feminizm” hareketine ihtiyaç vardır.
AKP’nin, kadın haklarını savunan böyle bir hareketi görmezlikten gelme yerine karşısına alması aleyhine olacaktır. Çünkü bu saldırı, AKP’nin kadına bakış açısını tartışmaya açacak ve gerçeğin ortaya çıkması AKP’li erkekleri çok rahatsız edecektir.
Bizim, ilk başlangıçta gördüğümüz; feminist hareketin üzerinde durduğu “özgürlük”, “eleştirme”, “analiz etme”, “araştırma” ve “kadın-erkek eşitliği” gibi konulardan AKP’nin hiç hazzetmediğidir. AKP, bu gibi kavram ve söylemlerin hiçbir zaman gündeme gelmesini, tartışılmasını istemiyor. Çünkü AKP’nin “idare felsefesi”nde emir ve kararları asla tartışılmayan, bu konuda da olduğu gibi daima “hikmet” buyuran “kutsal liderlik” hâkimdir. Böyle bir yapının “özgürlük”, “eleştiri”, “analiz ”, “iktidar ilişkileri”, “araştırma” gibi kavramlara tahammülü olabilir mi?
Bu anlayıştaki bir “liderlik”, iktidarını paylaşıma, eleştiriye, araştırmaya açar mı? Açabilir mi?
Konuşmasının bir yerinde, Dengir Mir Mehmet Fırat, birçok siyasi partinin tüzüğünde kadın kontenjanı olduğunu belirterek, “Bizde yok. Bunu kadına hakaret addederiz” demiş.
Ama “kadın kolları”nız var. Bu ayrımcılık, hakaret olmuyor mu? Kongrelerinizde kadınları erkeklerden ayrı bir yerde oturtmak hakaret olmuyor mu?
AKP’nin en yetkili
ağzı kadınlara ne diyor?
“En az üç çocuk doğurun.” Dikkat buyurun! Alt sınır üç; üst sınır yok. Sekiz, on veya
daha fazla olabilir.
Siz, iş hayatında, siyasette
hatta memuriyette en az üç çocuk sahibi kadın gördünüz mü?
AKP’nin en yetkili ağzı, kadına ısrarla diyor ki, evinde otur, en az çocuk doğur ve büyüt.
Bu kadına hakaret
olmuyor mu?