“Turistik tesislerde ‘damsız tatil
yapılamaz’ uygulaması giderek yayılıyor. Güneydeki otellerin yarısı
turistlerin, özellikle de Rus ziyaretçilerin ‘rahatsız olmaması’ amacıyla
uygulamayı yaygınlaştırıyor. Yerli turist
'damsız' tatil yapamayacak”
Güzel bir uygulama gibi gözüküyor ama benim pek çok endişem ve bunlara
bağlı sorularım var.
Öncelikle
bu uygulamadan sadece yerli “damsız” erkeklerin etkilenecek olması,
erkeklerimizin psikolojileri üzerinde bir etki yapmayacak mı?
Bu
etki, “ben neymişim be abi!” diyerek kendilerini dünyadaki en erkek
millet olarak görmek olabileceği gibi; “abi, bende bir anormallik mi var,
acaba?” diyerek aşağılık duygusuna, hatta bunalıma girmeye sebep olabilir mi?
İkinci
endişem, bu yasak kapsamına, herhangi bir yaş sınırı getirilecek mi?
Öyle
ya, 23 yaşındaki erkeğin turistleri rahatsız etme potansiyeli, 83 yaşındaki
erkeğe göre çok daha fazla olacaktır.
Belli
bir yaşın üzerindeki erkekleri yasak kapsamı dışında tutsak, bu serbestlik
onları sevindirir mi, yoksa üzer mi? Kapsamın
böylece daraltılması, yeni bir bunalıma sebep olabilir mi?
Sonra,
başka bir endişem… Ben eşimle o otellerden birine tatile gidecek olsam, 23
yaşındaki oğlumuzu yanımızda götüremeyecek miyiz? Götüremeyeceksek, bu durum,
hem anne-babanın, hem de çocuğun psikolojisini olumsuz yönde etkilemez mi?
Diğer
bir endişem… Haberde geçmediğine göre, kadınlar için herhangi bir kısıtlama söz
konusu değil.
Peki,
bekâr bekâr gelen kadınlar ve kızlar ailece tatil yapanların huzuru için bir
tehdit unsuru olmayacak mıdır? Söz konusu yalnız bayanlara, çevrede iltifat
edecek yalnız erkek olmayınca, bu bayanlar aile erkeklerinden iltifat
beklemeyecekler midir?
Aile
babası, duyarlı ve yardımsever Türk erkeği de, “bu bayanlar taa dünyanın
nerelerinden gelmişler, şunları üzmeyelim. Azıcık iltifattan ne çıkar,
sırtlarına biraz güneş yağı sürüversem kıyamet mi kopar?” diyerek kadınları
yağlamaya kalkarsa, karısı duruma hoşgörü gösterebilecek mi?
Yoksa,
erkeğin lafın gelişi olarak söylediği “kıyametin kopması” otelde mi
gerçekleşir, eve dönünce mi?
En
büyük endişem de budur.
Gülmece
Tesadüf bu ya
Kopenhag'da bir genç doğum kliniğine girip danışmaya başvurdu:
— 48 numaralı odada yatan genç kızla görüşmek istiyorum.
Nöbetçi hemşire sordu:
Hay hay! Siz nesi oluyorsunuz hastanın?
- Ben mi? Erkek kardeşi?
Bu sırada hemşirenin yanında duran hanım hemen atıldı:
— Öyle mi? Çok memnun oldum tanıştığımıza. Ben de annesiyim.