Bu dünyada
herkese yer var.
Onlara Ak Partinin orgeneralleri demeli…
Çünkü yıllardan beri AKP’nin ülkeye ve hatta dünyaya ne kadar lâzım, ne kadar
faydalı olduğunu anlatmak için yırtınıyorlar.
Yıllardır Erdoğan’ın ne bulunmaz Hint kumaşı olduğunu, demokratik dünyanın
ne kadar en demokrat lideri olduğunu kanıtlamak için göbekleri çatlıyor.
Erdoğan ve partisinin icraatın içinden ne
faydalı işler yaptığını, ülkede cahil ve fakir kalmadığını, Erdoğan sayesinde
memleketin çağ atlamakta, hatta uçmakta olduğunu, ülkenin cennete döndüğünü
bilhassa adalet, hak, hukuk ve demokrasi
cenneti olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlar.
Eleştirilere
karşı Erdoğan ve AKP’yi en ön safta müdafaa ediyor, rakiplerine karşı en ağır
silahlarla bu generaller saldırıyor.
İçeriğini çok iyi bildikleri açılımı da
Türkiye’ye ve dünyaya bu orgeneraller anlatıyor, millete yudum yudum
hazmettirmeye çalışıyorlar.
Bildiniz mi bu uçbeyi orgeneralleri?
Bizim Cengiz’le Hasan canım! Cengiz Çandar ve Hasan Cemal akorgeneraller…
* * *
İşte
bu, açılımın en ateşli, en donanımlı, en uçtaki orgeneralleri apışmış
vaziyette!
Yıllardır iktidarına payanda oldukları,
açılımlarına da bütün güçleriyle destek verdikleri, destek vermek ne kelime
bayraktarlığını yaptıkları Tayip Erdoğan’dan beklemedikleri kadar büyük bir
kazık yemiş gibi şaşırmış haldeler!
Sen
yıllarca bu iktidar için, bu iktidarın başı için göbeğini çatlat, demokrat ve
adil olduğunu ispat için ciltler dolusu övgü düz… Onun uğruna yalakalıkla,
yandaşlıkla suçlan ama kıymetin bilinmesin… Kıymetin bilinmediği gibi patronun
dünyadaki en büyük vergi cezasına muhatap olsun…
Reva mıdır bu? İnsaf mıdır bu? Vicdan
mıdır bu? Adalet midir bu? Demokrasi midir Bu? Bu, bu nedir bu?
* * *
Önce Hasan akorgeneralin hayal
kırıklığına kulak verelim. İşte, 09 Eylül tarihli Milliyet’teki yazısından bazı
bölümler, ki parantez içindeki yorumlar bize ait:
“Özellikle Avrupa Birliği Komisyonu yetkilileri, Erdoğan yönetimini
değişik vesilelerle basın özgürlüğü ve hukuk devleti açısından uyardılar,
eleştirdiler.
Basın özgürlüğü ve hukuk devleti alanında Başbakan Erdoğan’a yönelik bu
eleştiri dalgaları neden bu kadar yükseldi?
Doğan Grubu’nun oyunu mu?..
Hayrettir ama buna ciddi ciddi inananlara da rastlanıyor.
Özellikle iktidar çevrelerinde. (Vay be,
adama bak, kendisini iktidar çevresinden saymıyor, demek ki hayal kırıklığı bu
kadar derin. NK)
Demek Times’dı, Post’tu, Wall Street’di, Economist’ti,
batının bu bin yıllık muteber yayın organları ya da AB Komisyonu yetkilileri,
sırf ‘Doğan Grubu’nun oyununa geldikleri’ içindir ki, Erdoğan’ı basın özgürlüğü
ve hukuk devleti konusunda eleştiriyorlar.
Öyle mi?..
Buna kendinizi nasıl inandırıyorsunuz, anlamakta gerçekten zorlanıyorum. (Bikere daha vay be, sen kendini 7 senedir nasıl
inandırdın? NK)
Çünkü bütün bu çevreler, eğer
basın özgürlüğü ve hukuk açısından bazı yamukluklar olmasa kalkıp bu kadar ses
vermezlerdi. (Günaydın, basın özgürlüğü ve
hukuk açısından bazı yamukluklar, demek ki sadece sizin canınız yanınca söz
konusu oluyor. NK)
İkinci konuya gelince...
Şöyle bir hava da esiyor:
’O kadar günahınız var ki, müstahaksınız bütün bu olan bitene...’
Bu hava çok can sıkıcı.( İşte, siz de 7 senedir milletin canını böyle
sıktınız. Eh, 7 senedir milletin canının nasıl sıkıldığını, milletin canını
nasıl sıktığınızı anlamış olmanız da bir ilerlemedir. Milletin ruh halini şimdi
anlayabiliyor musunuz? NK)
Diyorum ki:
Velev ki bazı günahlar işlenmiş olsun, bu durumda haksızlık, hukuksuzluk
karşısında sessiz mi kalınır?.. (Akorgeneralim, siz haksızlık ve hukuksuzluk
karşısında 7 senedir sadece sessiz kalmadınız, bu konuyu dile getirenlerin de
sesini kesmeye kalkıştınız. Bununla beraber, bu sözlerinizde haklısınız,
diyorum. Sessiz kalmamak lazım diyorum. Hak, hukuk herkese lazım diyorum. NK) Hakkaniyet duygusunun ya da demokrasi
kültürünün neresine sığar böyle bir suskunluk?.. (Tabii ki hiçbir yerine sığmaz. Peki, siz hakkaniyet duygusunun ve
demokrasi kültürünün çiğnendiği her yeri, herkesi görecek, onlar hakkında da
patronunuz, kendi gurubunuz kadar olamazsınız tabi de onun yüzde 1’i kadar
hassasiyet gösterecek misiniz, bundan sonra? NK)
Ve bu öylesine bir suskunluk ki, beni bu ülkede demokrasi ve hukuk devletinin
geleceği açısından kaygılandırıyor. (Bir
kere daha günaydın! Bizi de kaygılandırıyor. NK)
* * *
Şimdi de
Cengiz akorgeneralin hayal kırıklığına kulak verelim, 09 Eylül tarihli,
Radikal’deki yazısından, parantez içindeki yazılar bize ait:
“AB’nin yürütme organı Komisyon’unca, DYH’ye kesilen, söz konusu vergi cezası
‘kaygı verici’ olarak nitelendikten başka, şu görüşe yer veriliyor:
Türkiye’deki bu ceza ‘orantısız’dır. Bu da Türkiye’de ‘hukuk devleti’ sorunun
varlığını göstermesi bakımından önemlidir ve Türkiye’nin zaten kamburlu olan
‘hukuk devleti’ sorgulamasına bir yeni unsur daha eklendiği görülür.
Başbakan’a şunu soruyoruz:
Türkiye’nin buna ihtiyacı var mıdır? Kendisinin haklı görülmediği bir ‘cephede
daha’ vuruşmasının mantığı var mıdır? (Cengiz
akorgeneralin hayal kırıklığı Hasan Cemal’inki kadar derin değil. Hala
Erdoğan’dan ümidi var. Taktik veriyor, ‘cepheyi
genişletme’ diyor. NK)
Bu durumda siyasi akıl, güçlükleri asgariye
indirmek, önündeki devasa güçlüklerle mücadele ederken yürünülen yoldaki
‘mayınları’ temizlemeyi öngörür. (siyasî
akıl ve taktik vermeye devam ediyor. NK)
Adalet duygusunu zedelerseniz, özgürlük
kavramını yaralarsanız, ona buna ‘orantısız güç kullanma’ konusunda yaptığınız
eleştiriler mali alanda da olsa ‘orantısızlık’ olarak size dönerse, büyük
mücadelelerinizi kazanmakta mecalsiz düşersiniz. (Cengiz akorgeneral, adalet duygusunun zedelendiğinden hala emin değil,
hala Erdoğan’ın ‘büyük mücadele’sinden söz edebiliyor. Taktik ve akıl vermeyi
sürdürüyor. NK)
‘Açılım’dan muradınız
‘özgürlükler’ ile de ilgili. Posta gazetesi dünkü manşetinde Türkiye’de 1209
internet sitesine erişimin yasaklı olduğundan söz ediyordu. Bu cins ‘ayıpları’
gidermekle uğraşacağınıza bir de üzerinize ‘basın özgürlüğü’nü kısıtladığınız
yönünde hem de Avrupa Komisyonu’nun Türkiye İlerleme Raporu’na eklenen yeni
bölümlere ne ihtiyacınız var? ( En ağır
hayal kırıklığı hissi bu bölümde kendini gösteriyor… Yasaklı bir Türkiye’den
söz ederken, bu ayıbın Erdoğan’a ait olduğunu ancak ima edebiliyor. Biraz da
hesap sorar bir hava var. Eh, hakkınızdır akorgeneralim, az destek vermediniz
bu yasakçılara… NK)
Bu nasıl bir siyasi akıl?
Müsaade edin de bunu bizim sormaya
hakkımız olsun.”
Elbette yerden göğe kadar hakkınız, siz sormayacaksınız
da kim soracak?
Arşiv