APO DOĞRU MU SÖYLÜYOR?

Neslihan KORUTÜRK - 30.08.2009

Bu dünyada herkese yer var.

 


 

 

Devleti idare edenler istedikleri kadar “İmralı’yı muhatap kabul etmiyoruz” desinler; orası kendini çoktan muhatap kabul ettirdi. Görüş ve taleplerini, “çözüm önerileri”ni öyle 1–2 sayfalık mektuplarla falan değil, 760 sayfalık dosyalarla, klasörlerle dayatıyor.

 

Söz konusu dosyalar ilgili makamlara verilmiş. Dosyanın muhteviyatı açıklanmadı ama her zaman olduğu gibi önemli satır başları medyaya sızdırıldı.

 

Sızan bilgilere göre; Abdullah Öcalan, Devlet Bahçeli’nin çözüm istemediğini öne sürüyor ve gerekçe olarak da şu çarpıcı iddiayı dile getiriyor: “Artık Amerika onları desteklemiyor. 05 Kasım 2007’de yapılan Bush-Erdoğan görüşmesinde ‘Gladyo’nun tasfiyesi kararlaştırıldı.”

 

Verilen tarih çok mühim! Aynı tarihi “Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklu bulunan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve çevresi de durmadan tekrar ediyor ve bunun Amerika’da planlanan bir ‘tertip’ olduğunu söylüyor. Tarihler ve kişiler örtüşüyor. İddialardaki tek fark terminolojide: Apo “Gladyo tasfiye ediliyor” derken, İşçi Partisi “Amerikancı Gladyo millî kuvvetleri tasfiye ediyor” diyor.

 

Apo’nun söyleminden; MHP’nin de, Amerika’nın tasfiye ettiği gladyo’nun bir parçası olduğunu öğreniyorsunuz! Fakat “Ergenekon” soruşturmasında MHP’nin hiç adı geçmiyor. MHP de, davayla ilgili gelişmeleri hiç üzerine almıyor. Ne yanında, ne karşısında gözüküyor! Hatta operasyonun ismine bile bir itirazı yok. O isim ki; Milliyetçi bir partinin üzerinde titremesi gereken millî bir destanımızın ismidir. MHP, böyle bir operasyona neden millî destanımızın adının verildiğini dahi soruşturmuyor, ona itiraz etmiyor. APO’nun söyledikleri bu noktada biraz aksamış gözüküyor.

 

Bununla beraber, Öcalan’ın söylediklerinde sevindirici bir yan da var: MHP, onun iddia ettiği gibi daha önceden Amerikan destekli bir parti olduğu halde, ABD 2 yıldır bu partiden desteğini çekmişse, demek ki MHP artık tam anlamıyla millî bir parti olmuş demektir.

 

Demek ki artık, Amerika’nın karşı olduğu, daha önemlisi Amerika’dan icazet almadan siyaset yapabilen bir iktidar alternatifimiz var! Tabii bu çok sevindirici… Apo’nun söylediklerine inanacak olursak, Türkiye gerçek bir bağımsızlık yolunda demektir. Sağ olsun, bunu da Öcalan sayesinde öğrenmiş oluyoruz.

 

*   *   *

 

Apo’nun yukarıdaki sözlerinden başka bir sonuç daha çıkıyor. Ülkedeki çok önemli bir operasyon ABD Başkanı-Türk Başbakanı görüşmesiyle başlatılabiliyorsa, başka pek çok girişimlerde de ABD izini, parmağını aramamızdan daha doğal bir şey olamaz.

 

Meselâ; aylardır konuşulan ve bir türlü açıklanamayan “açılım”da da ABD etkisini, hatta dayatmasını aramak isabetli olmaz mı?

 

*   *   *

 

İKİ BUÇUKLUK ZAM

 

AKP, iktidara geldiği günden beri kamudaki ücret adaletsizliğini düzelteceğini söylüyor. Son olarak da, yerel seçimlerden 1 ay evvel bu konudaki sözlerini tekrar etti.

 

Biz de “eyvah” dedik, “yine milletvekili maaşlarına zam geliyor. Çünkü ne zaman hükümet memur maaşlarındaki eşitsizliği gidereceğini söylese hep milletvekillerine zam yaptı.”

 

Nitekim şimdi de, milletvekillerine ayrıcalıklı plaka, araba, şoför ve maaşlarına zam gündemde…

 

Bu arada memura düşen ne?

 

Şu:

 

Hükümet, hiç utanmadan, memura %2,5 zam vereceğini ilan etti.

 

Bendeniz, bir emekli memur olarak, memura zam yapmasın diyorum. Buradan tasarruf edeceği meblağla sayın milletvekillerimize daha lüks arabalar almalarını ve maaşlarına daha kallavi zam yapmalarını naçizane öneriyorum.

 

 

 

Arşiv

Tarih: 30.08.2009 Okunma: 820

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?