BAŞBAKAN’IN TAKDİRE ŞAYAN TARAFLARI

Neslihan KORUTÜRK - 14.06.2009

Bu dünyada herkese yer var.

 

 

 

Her şeyden önce Sayın Başbakan, siyaseti çok ciddiye alıyor. Buna, işini ciddiye alıyor da diyebilirsiniz. İlçe kongrelerine kadar, neredeyse partisinin hiçbir kongresini kaçırmıyor. Cumartesi günü, partisinin il kongresine katılmak üzere Kars’taydı.

 

Bu kadar kongreye katılmak yorucuysa da işin zevkli ve kârlı tarafları da olsa gerek! Bir kere, Erdoğan kalabalığa hitap etmekten büyük zevk duyuyor. Kongreye katılmakla partisinin ve yerel halkın nabzını doğrudan doğruya elinde tutmuş oluyor.

 

Başbakan’ın gittiği illerde vatandaşın veya partililerinin arasına girmesi, onlarla yakın görüşmesi de takdire şayan bir hadise. Özellikle eskiden olduğu gibi şikâyetlere kızmak yerine, dinliyor gözükmesi de herhalde vatandaşların hoşuna gidiyordur.

 

Sonra, parti teşkilatını sürekli teyakkuzda bulunduruyor. Onların rehavete kapılmasını engellemiş oluyor. Çıkacak muhtemel çatlak sesleri baştan ve yerinde önlüyor.

 

Kongrelerde konuşmasının belki de en yararlı tarafı, “Erdoğan şurada-burada konuştu” diye, medyanın manşete çıkarması. Partisini ve kendisini sürekli gündemin başında tutmasıdır.

 

 

*   *   *

 

Nitekim Erdoğan’ın en başarılı olduğu alan, ülke gündemini sürekli belirleyebilmesidir. Bunu tek başına mı yapıyor, danışmanları mı yürütüyor, bilmiyoruz. Ama her halükarda “gündemi belirleme” başarısı Erdoğan’ın artı hanesine yazılıyor.

 

Gündemi belirlemek demek, siyasette öncelik ve inisiyatif sizin elinizde demektir. Yapılan araştırmalar, manşetlere çıkma sayısıyla, partilerin seçimlerde aldıkları oylar arasında çok sıkı bir paralellik olduğunu gösteriyor.

 

Sayın Başbakan, gündemi belirleme üstünlük ve önceliğini tutabildiği müddetçe daima birinci parti olacaktır. Ülkede ekonomi batmış, insanlar ağır sıkıntıdaymış, hatta bunalımdaymış, güvenlik zayıfmış, cehalet gırtlağa kadarmış, yolsuzluk her yeri sarmış; bunlar hep geri planda kalacaktır.

 

AKP’nin uygulama ve politikalarının çoğuna muhalifiz lakin AKP liderinin bu başarısını da görmezden gelemeyiz. Hayran değilsek de takdir ediyoruz.

 

*   *   *

 

Sayın Başbakan’ın takdire şaşan bir niteliği de İMF’ye karşı son aylardaki tutumu: İçeriden ve dışarıdan “İMF ile muhakkak anlaşmalısınız” baskısına karşı yiğitçe direnmesidir. Şayet İMF ile anlaşma yapılmaz ve görüşmeler bitirilirse çok büyük bir puan alacağı kuşkusuzdur. Aynı zamanda, İMF ile bir anlaşmaya imza atmaması bu millete yapabileceği en büyük hizmetlerden biri olacaktır.

 

 

 

Arşiv

Tarih: 14.06.2009 Okunma: 866

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

özgür deniz

14.05.2009 - 17:39

üç yazı aynı konuya dair...güzel düşünceler ve çözüm önerileri...ama kanaatimce haksız kazancı ve kayıt dışı ekonomiyi yok ediniz ve keskin bir vergi sistemi koyunuz herşey kendiliğinden çözülecektir...tabi sizlerin doğal çözüm yollarınız hayatı daha sağlıklı ve yaşanılır kılacaktır işsizliğe çözüm olacağı gibi....ama önce haksız kazanç yolları kapanmalıdır kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmalıdır.....gerçi kayıt dışı kayıt altına alındımı haksız kazançta kendiliğinde yok olacaktır....yani ekonomide devrim yapılırsa ve bu konuda halk aydınlatılıp desteği alınırsa bence en kalıcı ve en gereçkçi çözüm olur zira vahşi kapitalist ekonominin ölümü bütün yüzleri güldürecek yegane çaredir....bu zihniyet ölmeden bütün çareler tek tek tükenir ama asla çözüm olmaz bence......tabiatın kirlenmeside yaşamın kötüleşmeside iklimin değişmeside vs iğrenç bütün kötü gidişlerde bu iğrenç ekonominin dolayısıyla bu ekonominin icracısı sefillerin ürünüdür.....sistemleriyle birlikte bu pisliklerin defolup gitmesi bu topraklarda ebedi baharın gelmesini intaç edecektir ve insanlık gülümseyecektir....umutla....saygıyla....

özgür deniz

14.05.2009 - 17:39

üç yazı aynı konuya dair...güzel düşünceler ve çözüm önerileri...ama kanaatimce haksız kazancı ve kayıt dışı ekonomiyi yok ediniz ve keskin bir vergi sistemi koyunuz herşey kendiliğinden çözülecektir...tabi sizlerin doğal çözüm yollarınız hayatı daha sağlıklı ve yaşanılır kılacaktır işsizliğe çözüm olacağı gibi....ama önce haksız kazanç yolları kapanmalıdır kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmalıdır.....gerçi kayıt dışı kayıt altına alındımı haksız kazançta kendiliğinde yok olacaktır....yani ekonomide devrim yapılırsa ve bu konuda halk aydınlatılıp desteği alınırsa bence en kalıcı ve en gereçkçi çözüm olur zira vahşi kapitalist ekonominin ölümü bütün yüzleri güldürecek yegane çaredir....bu zihniyet ölmeden bütün çareler tek tek tükenir ama asla çözüm olmaz bence......tabiatın kirlenmeside yaşamın kötüleşmeside iklimin değişmeside vs iğrenç bütün kötü gidişlerde bu iğrenç ekonominin dolayısıyla bu ekonominin icracısı sefillerin ürünüdür.....sistemleriyle birlikte bu pisliklerin defolup gitmesi bu topraklarda ebedi baharın gelmesini intaç edecektir ve insanlık gülümseyecektir....umutla....saygıyla....