Bu dünyada
herkese yer var.
Sanki bir şölen yaşarken, bir demokrasi şenliği
halinde seçimlere yaklaşırken, seçime 4 gün kala dehşetli bir hadise meydana
geldi. Millet, oy verme konusunda cimri davrandığı ama hakikaten çok sevdiği
bir siyasetçisini kaybetti.
Bu kayıp bir kalp krizi şeklinde, sağlık
sebeplerinden dolayı olsaydı, yine büyük üzüntü olurdu. Fakat hadise, seçim
arifesinde çok çok şüpheli ve karanlık bir biçimde meydana gelince, yankısı da
çok çok geniş oldu.
Bu durumda, 5 senede bir yapılan belediye başkanlığı
seçimleri, il ve ilçeleri kimlerin idare edeceği meselesi birden önemini
kaybetti. İnatlaşmalar, suçlamalar, yıkıcı rekabet bıçakla kesilir gibi
kesildi.
Siyasî tansiyon birdenbire düştü. Ülkede maddeden çok
manevî , hüzünlü bir hava hâkim oldu.
* * *
Belli ki bu manevî hava daha birkaç gün, belki birkaç
hafta devam edecek. Seçim sonuçları, kazanan-kaybeden, başarılı-başarısız
tartışmaları daima ikinci planda kalacak.
Çok
enteresan!
Mahallî idareler için seçim dönemi, Ocak 2009’un ilk
günlerinde başlamıştı. Aynı günlerde, kamuoyunda çok bilinen isimler
“Ergenekon” davasından gözaltına alındılar. Bu olay günlerce kamuoyunu meşgul
etti. Son derece ateşli tartışmalar yaşandı. O dalgada gözaltına alınan ünlü
isimlerin hemen tamamı serbest bırakıldı. Ama olayın gündemi meşgul etmesi
haftalar sürdü.
O günlerde tartışmaya katılan Prof. Ersin
Kalaycıoğlu, “Yerel seçimleri
tartışmamız istenmiyor!” şeklinde görüşünü belirtmişti.
İşte enteresan olan nokta burası… Seçim dönemi
başlarken yerel idareleri konuşamıyoruz, biterken yine konuşamıyoruz.
Anlaşılıyor ki, seçimden sonra da günlerce yine mahallî idareler olayı
konuşulamayacak. Ondan sonra da zaten kendiliğinden gündemden düşer.
Kaldı ki, canım Ortadoğu’da gündem günlerle değil, saatlerle
değişir.
Bunlar nasıl tesadüfler?
Bu tesadüflerin(!) gölgesinde yapılan siyasî
faaliyetler, aday belirlemeler, seçim kampanyaları ve seçimler sağlıklı
olabilir mi?
* * *
TEK ÜMİT
Bu kargaşa içinde bizi iyimser kılan tek husus, seçim
günü şahit olduklarımız. Sabah erkenden oy vermeye gittik. Saat daha 09:00’a
bile gelmemişti. Sokak ve caddelerde büyük bir hareketlilik gördük.
Ümit ediyoruz ki vatandaş kaderine sahip çıkacak.
Vatandaşlık görevinin bilincinde büyük bir ekseriyetle seçime iştirak edecek.
Nitekim sandık başına geldiğimizde, oy kullanacağımız ve komşu sandıklara
ilginin yoğun, her sandık başında sırada bekleyenler olduğunu gördük.
Ülke üzerinde oyunlar oynandığı son derece açık. Bu
oyunları bozabilecek tek güç vatandaşın şuurlu ve duyarlı davranış ve mesajları
olacaktır.
* * *
Demokrasi şehitleri Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberinde
bulunanlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Arşiv