“SİVAS’IN DOĞUSU” SÖYLEMİ ÇÖKTÜ

Neslihan KORUTÜRK - 15.03.2009

Bu dünyada herkese yer var.

 

 

 

AKP genel başkanı Erdoğan, seçim dönemini erken ve Doğu’dan başlatmıştı. Aslında, seçim gezisi değil de “açılış” …vs. diye oralarda milleti alanlara toplayıp nutuk atıyordu. Nutuklarında da meydana şöyle sesleniyor;

-          Buraya Baykal geldi mi?

Şöyle cevap alıyordu:

-          Hayııııııııııııııııııııııır!

-          Peki, Bahçeli geldi mi?

-          Hayıııııııııııııııııııııııır!

 

Ve devam ediyordu. “Anlaşıldı. Onlar buraların yolunu bilmiyorlar. Ben onlara birer eskort tahsis edeyim de buralara gelebilsinler!” Şu ciddiyete, şu mütevazılığa bakar mısınız?

 

Muhalefet liderleri de ne yapsınlar? Ellerinde devletin uçağı, aracı, gereci, bürokrasisi olmadığından Başbakan kadar çok yere gidemiyorlardı.

 

Bununla beraber; geçen hafta içinde ve sonunda Bahçeli Kars ve Erzurum, Baykal Mardin, Kahramanmaraş ve Adıyaman, Saadet lideri Numan Kurtulmuş da Bitlis, Bingöl ve Tatvan’daydı. Kurtulmuş; galiba, daha önce Şırnak ve Siirt’e de gitmişti. Geriye kalan 15 parti liderinden de muhakkak Doğu’nun başka yerlerine gidenler vardır. Medya bu kadarını haber verdiği için biz de bu kadarını biliyoruz.

 

Tabii Erdoğan da sesini kesti. Kesti, dediysek “Sivas’ın doğusuna gidemiyorlar” cümlesini sarf etmiyor artık.

İşte, hepsi aslanlar gibi gidiyorlar. Elbette her partinin bir seçim stratejisi, bir gezi programı var. Kimin nereye gideceğinden, kime ne?

 

O böbürlenmelerinden Sayın Erdoğan ne kazandı? Memleketin, milletin hangi sorunu çözüldü? Lütfeder anlatırsa, öğreneceğiz.

 Bir hususu daha merak ediyoruz; “muhalefet buralara geldi mi?” sorusuna “Hayır!” cevabını veren kalabalıklar, şimdi ne düşünmüyor acaba?

 

*   *   *

BU CESARET TEBRİK EDİLİR

 

Biliyorsunuz, ülkede milyonlarca kredi kartı borçlusu var. Daha doğru bir ifadeyle kredi kartı olan herkes borçludur. Kredi kartı olmayan da yok gibidir. Bu kart sahiplerinin büyük bir bölümü borçlarını ödeyemez durumda olduğu gibi, azımsanmayacak bir bölümü de asıl borcu bir tarafa bırakın, faizlerini bile ödeyemez duruma düşmüştür. Kısaca, kredi kartı derdi; bütün toplumun derdi halindedir.

 

İşte, böyle bir ortamda Sayın Başbakan; “Ben kredi kartıyla borçlananları şöyle bir kenara koyuyorum ve kimse kusura bakmasın onlara da dürüst olarak bakmıyorum. Kredi kartı mağduru olmaz.” dedi.

 

Seçime 15 gün kala, milyonlarca kişiyi ilgilendiren bir konuda bunları söyleyebilmek hakikaten mangal gibi yürek ister. Başbakanı kutluyorum.

 

Yalnız, aklımıza şu soru da takılıyor: Tam 7 yıldır iktidarsınız. Vatandaşın ödeyemeyeceği borcun altına girmesine sebep olacak kart sayısı, kredi limiti, kredi faizi konularında hangi tedbirleri aldınız? Bu konuda, her gün sabahtan akşama kadar feryat ettiği için “sesi kısılan” Sinan Aygün’e hiç kulak verdiniz mi?

 

*   *   *

KAFA KÂĞIDI

 

Cumartesi günü, Erdoğan, meydanlara elinde bir kafa kâğıdıyla çıkmış. “Kafa kâğıdı” dediğimiz, eskinin nüfus cüzdanı. Defter gibi bir şey! İçinde mühürler, yazılar, kayıtlar bulunur. Evvelce bilgisayar olmadığından vatandaşın hayatî kayıtları o “kâğıt”ta muhafaza edilirdi.

 

Bugünle ne alâkası var?

 

70 sene kadar evvel, CHP’nin tek parti iktidarında, ki o zamanlar “2’nci dünya harbi” diye bir umumi harp vardı. O yıllarda kıtlık olmuş! O kıtlık esnasında vatandaşa şeker, ekmek, patiska karneyle verilmiş. Yani sınırlı verilmiş. Verilenlerin kaydı da kafa kâğıtlarına işlenmiş.

 

İşte, Erdoğan meydanda bunları okuyup CHP’yi kötülemeye çalışıyor.

 

Eğer bugünümüzü, 70 yıl öncesine bakarak, o günlerle mukayese ederek değerlendireceksek yanmışız, demektir. Hiş gelişmemişiz, çok geri kalmışız demektir. Kara kara günlere kalmışız demektir. İnternet devrinde bunlardan bahsetmeyi Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına hiç yakıştıramadım. Çaresizlik içinde gibi gözüküyor!

 

*   *   *

 

BU YETENEK İZMİR’DE HARCANMAMALI

 

AKP’nin İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayı Taha Aksoy öyle bir vaatte bulundu ki, bu vaziyette Sayın Aksoy kazansa da sevineceğim, kaybetse de…

 

Aksoy, “kazanırsam 200 bin kişiye iş imkânı sağlarım” dedi. Muhteşem bir müjde! Başkanlığı kazanırsa İzmir için çok sevineceğim. Çünkü İzmir’de işsiz kimse kalmayacak. Hatta belki de İzmir’dekj işsiz sayısı 200 bin yoktur da başka şehirlerin işsizine bile iş verilir, devr-i riyasetlerinde!

 

Kazanamazsa, bütün Türkiye adına sevineceğim. Çünkü 3 milyonluk bir şehirde 200 bin kişiye iş imkânı sağlayan bir yetenek, 72 milyonluk bir ülkede tam 4 milyon 800 bin kişiye iş imkânı sağlayabilir, demektir.

 

Bu nasıl mümkün olacak?

 

Bildiğiniz gibi, Sayın Aksoy iktidar partisinin bir milletvekili… Sayın Başbakan onu “İstihdamdan Sorumlu Bakan” yaparsa ülkenin işsizlik meselesi kökünden çözüldü demektir. Resmî rakamlara göre işsiz sayımız 3 milyon civarında olduğuna göre, Aksoy’un yeteneğiyle Ortadoğu ve Balkanlardan da işçi getirtmemiz icap edecek. Böylece Sayın Aksoy sadece ülkeye değil, bölgeye de büyük bir hizmet yapmış olacak.

 

Çok büyük sevaba girecek. Adı tarihe ve ekonomi tarihine elmas harflerle yazılacaktır.

 

Bu yetenek İzmir’de harcanmamalı!

 

 

Arşiv

Tarih: 15.03.2009 Okunma: 810

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?