Bu dünyada
herkese yer var.
AKP genel başkanı Erdoğan,
seçim dönemini erken ve Doğu’dan başlatmıştı. Aslında, seçim gezisi değil de “açılış”
…vs. diye oralarda milleti alanlara toplayıp nutuk atıyordu. Nutuklarında
da meydana şöyle sesleniyor;
-
Buraya Baykal geldi mi?
Şöyle cevap alıyordu:
-
Hayııııııııııııııııııııııır!
-
Peki, Bahçeli geldi mi?
-
Hayıııııııııııııııııııııııır!
Ve devam ediyordu. “Anlaşıldı.
Onlar buraların yolunu bilmiyorlar. Ben onlara birer eskort tahsis edeyim de
buralara gelebilsinler!” Şu ciddiyete, şu mütevazılığa bakar mısınız?
Muhalefet liderleri de ne
yapsınlar? Ellerinde devletin uçağı, aracı, gereci, bürokrasisi olmadığından
Başbakan kadar çok yere gidemiyorlardı.
Bununla beraber; geçen
hafta içinde ve sonunda Bahçeli Kars ve Erzurum, Baykal Mardin,
Kahramanmaraş ve Adıyaman, Saadet lideri Numan Kurtulmuş da Bitlis, Bingöl ve
Tatvan’daydı. Kurtulmuş; galiba, daha önce Şırnak ve Siirt’e de
gitmişti. Geriye kalan 15 parti liderinden de muhakkak Doğu’nun başka yerlerine
gidenler vardır. Medya bu kadarını haber verdiği için biz de bu kadarını
biliyoruz.
Tabii Erdoğan da sesini
kesti. Kesti, dediysek “Sivas’ın doğusuna gidemiyorlar” cümlesini sarf
etmiyor artık.
İşte, hepsi aslanlar gibi
gidiyorlar. Elbette her partinin bir seçim stratejisi, bir gezi programı var.
Kimin nereye gideceğinden, kime ne?
O böbürlenmelerinden Sayın
Erdoğan ne kazandı? Memleketin, milletin hangi sorunu çözüldü? Lütfeder anlatırsa,
öğreneceğiz.
Bir hususu daha merak ediyoruz; “muhalefet
buralara geldi mi?” sorusuna “Hayır!” cevabını veren kalabalıklar, şimdi ne
düşünmüyor acaba?
* * *
BU CESARET TEBRİK EDİLİR
Biliyorsunuz, ülkede
milyonlarca kredi kartı borçlusu var. Daha doğru bir ifadeyle kredi kartı olan
herkes borçludur. Kredi kartı olmayan da yok gibidir. Bu kart sahiplerinin
büyük bir bölümü borçlarını ödeyemez durumda olduğu gibi, azımsanmayacak bir
bölümü de asıl borcu bir tarafa bırakın, faizlerini bile ödeyemez duruma
düşmüştür. Kısaca, kredi kartı derdi; bütün toplumun derdi halindedir.
İşte, böyle bir ortamda
Sayın Başbakan; “Ben kredi kartıyla borçlananları şöyle bir kenara koyuyorum
ve kimse kusura bakmasın onlara da dürüst olarak bakmıyorum. Kredi kartı
mağduru olmaz.” dedi.
Seçime 15 gün kala,
milyonlarca kişiyi ilgilendiren bir konuda bunları söyleyebilmek hakikaten
mangal gibi yürek ister. Başbakanı kutluyorum.
Yalnız, aklımıza şu soru da
takılıyor: Tam 7 yıldır iktidarsınız. Vatandaşın ödeyemeyeceği borcun altına
girmesine sebep olacak kart sayısı, kredi limiti, kredi faizi konularında hangi
tedbirleri aldınız? Bu konuda, her gün sabahtan akşama kadar feryat ettiği için
“sesi kısılan” Sinan Aygün’e hiç kulak verdiniz mi?
* * *
KAFA KÂĞIDI
Cumartesi günü, Erdoğan,
meydanlara elinde bir kafa kâğıdıyla çıkmış. “Kafa kâğıdı” dediğimiz, eskinin
nüfus cüzdanı. Defter gibi bir şey! İçinde mühürler, yazılar, kayıtlar bulunur.
Evvelce bilgisayar olmadığından vatandaşın hayatî kayıtları o “kâğıt”ta
muhafaza edilirdi.
Bugünle ne alâkası var?
70 sene kadar evvel,
CHP’nin tek parti iktidarında, ki o zamanlar “2’nci dünya harbi” diye bir umumi
harp vardı. O yıllarda kıtlık olmuş! O kıtlık esnasında vatandaşa şeker,
ekmek, patiska karneyle verilmiş. Yani sınırlı verilmiş. Verilenlerin kaydı da
kafa kâğıtlarına işlenmiş.
İşte, Erdoğan meydanda
bunları okuyup CHP’yi kötülemeye çalışıyor.
Eğer bugünümüzü, 70 yıl
öncesine bakarak, o günlerle mukayese ederek değerlendireceksek yanmışız,
demektir. Hiş gelişmemişiz, çok geri kalmışız demektir. Kara kara günlere
kalmışız demektir. İnternet devrinde bunlardan bahsetmeyi Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanına hiç yakıştıramadım. Çaresizlik içinde gibi gözüküyor!
* * *
BU YETENEK İZMİR’DE
HARCANMAMALI
AKP’nin İzmir Büyükşehir
Belediye başkan adayı Taha Aksoy öyle bir vaatte bulundu ki, bu
vaziyette Sayın Aksoy kazansa da sevineceğim, kaybetse de…
Aksoy, “kazanırsam 200
bin kişiye iş imkânı sağlarım” dedi. Muhteşem bir müjde! Başkanlığı
kazanırsa İzmir için çok sevineceğim. Çünkü İzmir’de işsiz kimse kalmayacak.
Hatta belki de İzmir’dekj işsiz sayısı 200 bin yoktur da başka şehirlerin
işsizine bile iş verilir, devr-i riyasetlerinde!
Kazanamazsa, bütün Türkiye adına
sevineceğim. Çünkü 3 milyonluk bir şehirde 200 bin kişiye iş imkânı sağlayan
bir yetenek, 72 milyonluk bir ülkede tam 4 milyon 800 bin kişiye iş imkânı
sağlayabilir, demektir.
Bu nasıl mümkün olacak?
Bildiğiniz gibi, Sayın
Aksoy iktidar partisinin bir milletvekili… Sayın Başbakan onu “İstihdamdan
Sorumlu Bakan” yaparsa ülkenin işsizlik meselesi kökünden çözüldü demektir.
Resmî rakamlara göre işsiz sayımız 3 milyon civarında olduğuna göre, Aksoy’un
yeteneğiyle Ortadoğu ve Balkanlardan da işçi getirtmemiz icap edecek. Böylece Sayın
Aksoy sadece ülkeye değil, bölgeye de büyük bir hizmet yapmış olacak.
Çok büyük sevaba girecek. Adı
tarihe ve ekonomi tarihine elmas harflerle yazılacaktır.
Bu yetenek İzmir’de
harcanmamalı!
Arşiv