Bir Facia; “İnsan Hakları”

Neslihan KORUTÜRK - 02.06.2008

 

 Uluslar arası Af Örgütü’nün 2007 insan hakları raporuna göre, başta ABD olmak üzere ülke yönetimleri, insan hakları uygulamaları konusunda dökülüyor.

İşte ülkelerin insan hakları ihlallerinden bazı satırbaşları:

2007’nin ilk yarısında Mısır’da yaklaşık 250 kadın kocasının veya aile üyelerinin uyguladığı şiddet yüzünden öldü. Saatte ortalama 2 kadın tecavüze uğradı.

2007’de 24 ülkede 1254 kişi idam edildi.

En az 15 ülkede göçmenlere ve en az 14 ülkede azınlıklara karşı ayrımcılık yapılıyor.

2007’nin sonunda Afganistan’daki ABD hava üssü Bagram’da 600’den fazla kişi haklarında hiçbir suçlama yapılmadan tutuklandı. 25.000 kişi de Irak’ta, ABD tarafından tutuklu bulunuyor.

Irak’ta en az 2.5 milyon çocuk yetim ve öksüz konumunda.

Guantanamo Üssü’nde 270 kişi hâlâ hiçbir suçlama yapılmadan tutuluyor.

Batı Şeria’daki Filistinliler’in köyler arasında dolaşmasını kısıtlayan 550’den fazla İsrail kontrol noktası ve barikat var.

45 ülkede düşünce suçluları tutuklanıyor.

Burma’da 2007’deki protestolarda binlerce kişi tutuklandı. 700 kişi hâlâ tutuklu.

2007’de Kolombiya’da en az 39 sendikacı öldürüldü. 22 sendikacı da bu yılın ilk 4 ayında öldürüldü.

Raporda; insanların en az 81 ülkede işkence veya kötü muameleye tabi tutuldukları, en az 54 ülkede adil yargılanmadıkları ve 77 ülkede ifade özgürlüğünün bulunmadığı belirtildi.

ABD’yi uluslar arası hukuka uymamakla suçlayan örgüt, Guantanamo Üssü’nün kapatılmasını istedi.

AB’nin de eleştirildiği raporda, Avrupa ülkeleri, “terör şüphelilerine uygulanan olağanüstü nakilleri araştırmaya davet edildi.

Çin’in insan hakları vaatlerini tutması, ifade özgürlüğünü sağlaması talep edildi.

Rusya’nın siyasi ihtilaflara hoşgörü göstermesi ve Çeçenistan’da insan hakları ihlallerinde bulunanların dokunulmazlığını kaldırması istendi(Taraf Gazetesi, 29 Mayıs 2008).

Yukarıdaki listede açlık, sefalet, yoksulluk, yolsuzluk, bebek ölümleri, sağlık sorunları yok.

Sadece hükümetlerin insan hakları konusundaki ihmal ve ihlalleri var.

Yalnızca bu listeye bakınca bile ne kadar feci bir dünyada yaşamakta olduğumuz ortada. Dünya küçüldü, küreselleşti dendikçe insan hakları ihlalleri de artıyor gibi veya eskiden ihlaller daha fazlaydı da pek duyulmuyor, görülmüyordu. İletişimin gelişmesiyle artık suçları saklamak imkânsız hale geldiği için ihlaller bu kadar çok göze batar oldu.

Belki bu düşünce; “insanlardan hiçbir ihlal saklanamaz, hiçbir suç gizli kalamaz” endişesi(!) hükümetleri daha duyarlı hale getirebilir.

Bunlar ortaya çıktıkça dünya kamuoyu bilinçlenip harekete geçebilir ve hükümetleri de olumlu yönde etkileyebilir.

Çünkü bu ihlallerin müsebbibi olan hükümetlerin kendi kendilerine özeleştiri yapmayacakları, ihlallere son verme iradesini gösteremeyecekleri açık.

Tek çare her anlamda “halkoyu” baskısı!
 

Türkiye’deki insan hakları ihlallerinden yukarıda bahsetmedik. Önce çuvaldızı başkalarına batırdık, sonra iğneyi kendimize batıracağız.

Tarih: 02.06.2008 Okunma: 744

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İsmail SÖNMEZ

01.02.2008 - 20:51

''Anlatın Evlatlarımıza'' adlı yazıyı yazarken benim hiç bir siyasi kaygım yoktu, birkere bunun bilinmesini isterim. İkinci olarakda, Bu günkü veya geçmişdeki çoğu siyasi partilerin uyguladığı politikalar ABD bağımlılığında olduğunu için, bunuda halkımızdan saklamaya çalıştıkları için ve yalancı kahramanlar olarak ortaya çıktıkları için, bir tepki olarak yazdım. Bundan sonraki yazımı hemen göndereceğim, o yazımda ne demek istediğimi daha rahat anlatabileceğimi sanıyorum. Türkiyedeki hiç bir parti Türkiye parçalansın istemez, Türkiyeyi satmak istemez, fakat Türkiyedeki sistemin, doğal olarak kendilerinin istediği gibi çalışmasını ister. Bu yüzdende; çoğunluğu ele geçiren partide kendi politikalarını, demokratik yollardan uygulamaya sokmak isteyecektir. Bunun bilincindeyim. Benim derdim; ABD'nin Türkiye'yi kullanma politikalarına ve Bu politikalara kendini kaptıran siyasetçilerimizle... ABD'yi dost gibi gösteripte, çocuklarımızı kandırmayalım. ''Anlatalım Evlatlarımıza'' ABD'nin dünya üzerinde izlediği politikaları ve Türkiye düşüncelerini. Dost+Müttefik= ABD !!!

mustafa korkmaz

02.02.2008 - 15:00

anladığım kadarıyla bir grup insanın amaçlarını gerçekleştirmek için insanların atatürk sevgisini kullandıklarını söylüyorsunuz.zaten bende buna katılıyorum.bu kanıya varacak kadar akıl yürütme yeteğiniz olduğuna göre niçin bunu, türkiyenin bölünmesini istiyenlerin insanların dini sevgisini kullandıkları konusunda kullanmıyorsunuz.şimdi türbanın hangi topluluğun simgesi olduğunu bildiğinizden adım kadar eminim.neden saf ayağına yatıp bu şeyi masum bir istekmiş gibi gösteriyorsunuz.siz gerçekleri gördüğünüze inanıyormusunuz.gerçi ortada bir gerçek yok bir doğru var,ki zaten doğrularımız tercihlerimizdir.ama sizin tercih ettiğiniz yol yol değil.umarım bir santranç tahtasında ilk olarak ileri sürülecek taş olduğunuzun farkındasınızdır.neyi savunuyosunuz ki.ben türkiye başbakanının 'senin ne mutlu türküm deme hakkın varsa onunda ne mutlu kürdüm deme hakkı vardır' sözünü söylemiş olmasını kaldıramıyorum.atatürkü bu kadar anlayabilmiş bir insana oy veripte bi de başkalarını gerçekleri görmemekle suçlamanız gerçekten kara bir mizah....

meraklı

04.02.2008 - 15:24

Denize düşen yılanamı sarılır....... diyorsunuz.....

İsmail SÖNMEZ

01.02.2008 - 20:51

''Anlatın Evlatlarımıza'' adlı yazıyı yazarken benim hiç bir siyasi kaygım yoktu, birkere bunun bilinmesini isterim. İkinci olarakda, Bu günkü veya geçmişdeki çoğu siyasi partilerin uyguladığı politikalar ABD bağımlılığında olduğunu için, bunuda halkımızdan saklamaya çalıştıkları için ve yalancı kahramanlar olarak ortaya çıktıkları için, bir tepki olarak yazdım. Bundan sonraki yazımı hemen göndereceğim, o yazımda ne demek istediğimi daha rahat anlatabileceğimi sanıyorum. Türkiyedeki hiç bir parti Türkiye parçalansın istemez, Türkiyeyi satmak istemez, fakat Türkiyedeki sistemin, doğal olarak kendilerinin istediği gibi çalışmasını ister. Bu yüzdende; çoğunluğu ele geçiren partide kendi politikalarını, demokratik yollardan uygulamaya sokmak isteyecektir. Bunun bilincindeyim. Benim derdim; ABD'nin Türkiye'yi kullanma politikalarına ve Bu politikalara kendini kaptıran siyasetçilerimizle... ABD'yi dost gibi gösteripte, çocuklarımızı kandırmayalım. ''Anlatalım Evlatlarımıza'' ABD'nin dünya üzerinde izlediği politikaları ve Türkiye düşüncelerini. Dost+Müttefik= ABD !!!

mustafa korkmaz

02.02.2008 - 15:00

anladığım kadarıyla bir grup insanın amaçlarını gerçekleştirmek için insanların atatürk sevgisini kullandıklarını söylüyorsunuz.zaten bende buna katılıyorum.bu kanıya varacak kadar akıl yürütme yeteğiniz olduğuna göre niçin bunu, türkiyenin bölünmesini istiyenlerin insanların dini sevgisini kullandıkları konusunda kullanmıyorsunuz.şimdi türbanın hangi topluluğun simgesi olduğunu bildiğinizden adım kadar eminim.neden saf ayağına yatıp bu şeyi masum bir istekmiş gibi gösteriyorsunuz.siz gerçekleri gördüğünüze inanıyormusunuz.gerçi ortada bir gerçek yok bir doğru var,ki zaten doğrularımız tercihlerimizdir.ama sizin tercih ettiğiniz yol yol değil.umarım bir santranç tahtasında ilk olarak ileri sürülecek taş olduğunuzun farkındasınızdır.neyi savunuyosunuz ki.ben türkiye başbakanının 'senin ne mutlu türküm deme hakkın varsa onunda ne mutlu kürdüm deme hakkı vardır' sözünü söylemiş olmasını kaldıramıyorum.atatürkü bu kadar anlayabilmiş bir insana oy veripte bi de başkalarını gerçekleri görmemekle suçlamanız gerçekten kara bir mizah....

meraklı

04.02.2008 - 15:24

Denize düşen yılanamı sarılır....... diyorsunuz.....