Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Medyanın kuyruğuna takılıp, suni gündemle ilgili
edebiyat paralamak kolay iş! Üstelik şehevî bir cazibesi ve zevki var. Hatta
okuyucunun da çoğu sizden o gündemi yazmanızı bekliyor.
Fakat suni gündemle meşgul olmanın meselelerin
çözümüne, ülkenin ve insanın gelişimine hiçbir katkısı yok. Gerilimi düşürmeye,
insanları rahatlatmaya bir faydası yok.
Suni gündemle meşgul olduğumuz müddetçe bulunduğumuz
yerde eşelenip dururuz. Bölünmüşlük ve kutuplaşma daha da derinleşir. Meseleler
daha çetrefilleşir, içinden çıkılmaz boyutlara ulaşır. Sağlığımız bozulur.
Nedir suni gündem?
Ergenekon,
AB rüyası, Obama, deniz feneri, darbe geyikleri …vs.
Bunları görmezden gelelim, demiyorum. Elbette bunlar
hakkında da sırası geldiğinde yazacağız, konuşacağız. Söylemek istediğimiz, bunlarla yatıp bunlarla kalkmanın yanlış olduğu!
* * *
Hâlbuki konuşulması gereken, çözülmesi gereken devasa
sorunlarımız var.
Ülkenin her
yanında patlamaya hazır bir atom bombası misali, gittikçe bozulan, korkunç
adaletsiz gelir dağılımı gibi…
Hastanelerin günden güne kalabalıklaşması gibi… Bu
konuda, sağlık kurumlarının yetersizliği herkesin aklına gelirken, memlekette neden bu kadar çok hasta var,
sorusunun kimsenin aklına gelmemesi gibi…
Her yıl, binlerce kişinin ölümüne, on binlerce
kişinin sakat kalmasına ve yaralanmasına yol açan trafik faciası gibi…
Mümbit topraklarımızdan mantar gibi fışkıran
yolsuzluk ve rüşvet hadiselerinin gittikçe yaygınlaşması gibi… Hatta en ciddî
siyaset ve bilim adamlarının söylediğine göre; rüşvetin kurumlaşması gibi… Bazı yerlerde ve kurumlarda rüşvetsiz iş
yaptırılamaması, rüşvetin tarifeye bağlanması gibi…
Bilgi çağına uyum sorunlarımız, bilgi toplumu
olmamızın önündeki engeller gibi…
Elbette,
ciğerimizden ve yüreğimizden vuran ekonomik bunalım gibi…
Bir yanda içler acısı sefalet varken, öte yandaki
akıl dışı israf gibi…
Gençliğin
enerjisinin uygun alanlara kanalize edilememesi ve eğitim problemleri gibi…
İnsan bozulması gibi…
* * *
Bunlar ve daha da ilave edebileceğimiz, gerçek sorunları çözecek güç nerede?
Meselâ; son bir yılı şöyle bir göz önüne getirelim!
Bize ekonomik kriz dışarıdan yansıdı. Yani geliyorum,
dedi. Fakat üzerinde durmadık, gereken önemi vermedik, tedbir almadık. Çünkü
ona ayıracak vaktimiz yoktu. İçerideki suni gündem daha cazipti. Rakiplerimizle
didişmek daha eğlenceliydi.
Eğer
enerjimizi krizi önlemeye harcasaydık, kafamızı alınması gereken tedbirlere
yorsaydık, kriz bu kadar derinleşir miydi?
Şimdi bile, suni gündemin peşinden gitmeyi bırakıp da
gerçek sorunlar üzerine yoğunlaşsak, pek çok kötü gidişi durdurabilir,
sorunları tek tek çözebilir, içinden çıkılmaz gibi gözüken sorunların
üstesinden gelebiliriz.
Hatırlayalım ki, bize lütfedilen beyin, hayatta karşılaşabileceğimiz bütün problemleri çözebilecek
yetenektedir. Yeter ki, ilgili probleme yoğunlaştırılsın.
Önceki
yazılar