GERÇEK BUNALIM, SUNİ GÜNDEM

İsmail Hakkı CENGİZ - 21.01.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 

 

            Medyanın kuyruğuna takılıp, suni gündemle ilgili edebiyat paralamak kolay iş! Üstelik şehevî bir cazibesi ve zevki var. Hatta okuyucunun da çoğu sizden o gündemi yazmanızı bekliyor.

Fakat suni gündemle meşgul olmanın meselelerin çözümüne, ülkenin ve insanın gelişimine hiçbir katkısı yok. Gerilimi düşürmeye, insanları rahatlatmaya bir faydası yok.

Suni gündemle meşgul olduğumuz müddetçe bulunduğumuz yerde eşelenip dururuz. Bölünmüşlük ve kutuplaşma daha da derinleşir. Meseleler daha çetrefilleşir, içinden çıkılmaz boyutlara ulaşır. Sağlığımız bozulur.

Nedir suni gündem?

Ergenekon, AB rüyası, Obama, deniz feneri, darbe geyikleri …vs.

Bunları görmezden gelelim, demiyorum. Elbette bunlar hakkında da sırası geldiğinde yazacağız, konuşacağız. Söylemek istediğimiz, bunlarla yatıp bunlarla kalkmanın yanlış olduğu!

*                      *                      *

Hâlbuki konuşulması gereken, çözülmesi gereken devasa sorunlarımız var.

Ülkenin her yanında patlamaya hazır bir atom bombası misali, gittikçe bozulan, korkunç adaletsiz gelir dağılımı gibi…

Hastanelerin günden güne kalabalıklaşması gibi… Bu konuda, sağlık kurumlarının yetersizliği herkesin aklına gelirken, memlekette neden bu kadar çok hasta var, sorusunun kimsenin aklına gelmemesi gibi…

Her yıl, binlerce kişinin ölümüne, on binlerce kişinin sakat kalmasına ve yaralanmasına yol açan trafik faciası gibi…

Mümbit topraklarımızdan mantar gibi fışkıran yolsuzluk ve rüşvet hadiselerinin gittikçe yaygınlaşması gibi… Hatta en ciddî siyaset ve bilim adamlarının söylediğine göre; rüşvetin kurumlaşması gibi… Bazı yerlerde ve kurumlarda rüşvetsiz iş yaptırılamaması, rüşvetin tarifeye bağlanması gibi…

Bilgi çağına uyum sorunlarımız, bilgi toplumu olmamızın önündeki engeller gibi…

Elbette, ciğerimizden ve yüreğimizden vuran ekonomik bunalım gibi…

Bir yanda içler acısı sefalet varken, öte yandaki akıl dışı israf gibi…

Gençliğin enerjisinin uygun alanlara kanalize edilememesi ve eğitim problemleri gibi… İnsan bozulması gibi…

*                      *                      *

Bunlar ve daha da ilave edebileceğimiz, gerçek sorunları çözecek güç nerede?

Meselâ; son bir yılı şöyle bir göz önüne getirelim!

Bize ekonomik kriz dışarıdan yansıdı. Yani geliyorum, dedi. Fakat üzerinde durmadık, gereken önemi vermedik, tedbir almadık. Çünkü ona ayıracak vaktimiz yoktu. İçerideki suni gündem daha cazipti. Rakiplerimizle didişmek daha eğlenceliydi.

Eğer enerjimizi krizi önlemeye harcasaydık, kafamızı alınması gereken tedbirlere yorsaydık, kriz bu kadar derinleşir miydi?

Şimdi bile, suni gündemin peşinden gitmeyi bırakıp da gerçek sorunlar üzerine yoğunlaşsak, pek çok kötü gidişi durdurabilir, sorunları tek tek çözebilir, içinden çıkılmaz gibi gözüken sorunların üstesinden gelebiliriz.

Hatırlayalım ki, bize lütfedilen beyin, hayatta karşılaşabileceğimiz bütün problemleri çözebilecek yetenektedir. Yeter ki, ilgili probleme yoğunlaştırılsın.

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 21.01.2009 Okunma: 721

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Necmi Uçar

30.12.2008 - 15:54

Yazmış olduğunuz makalenizi, özümseyerek okudum, aydın ve özürcüler hakkında bizleri bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederek, fikirlerinize aynen katıldığımı saygıyla belirtirim.

özgür deniz

30.12.2008 - 16:26

AYDINLATICIYDI CANIM ABİM SONSUZ TEŞEKÜRLER VE KALBİ SAYGILAR.

elebk

09.01.2009 - 23:39

bu kadar üzerinde durulacak bir dava değildi...geçmişler uygarlıkların çocuklarıdır. büyümeliyiz artık...elinize sağlık, selamlar

Necmi Uçar

30.12.2008 - 15:54

Yazmış olduğunuz makalenizi, özümseyerek okudum, aydın ve özürcüler hakkında bizleri bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederek, fikirlerinize aynen katıldığımı saygıyla belirtirim.

özgür deniz

30.12.2008 - 16:26

AYDINLATICIYDI CANIM ABİM SONSUZ TEŞEKÜRLER VE KALBİ SAYGILAR.

elebk

09.01.2009 - 23:39

bu kadar üzerinde durulacak bir dava değildi...geçmişler uygarlıkların çocuklarıdır. büyümeliyiz artık...elinize sağlık, selamlar