Çok kabadayı(!) bir başbakanımız var. Dosta güven, düşmana korku veriyor. Dünyanın bir numaralı kovboyuna “Sen Teksaslıysan, ben de Kasımpaşalıyım” diyebilecek kadar kabadayı… E-muhtıranın verildiği günlerde, “Genelkurmay başkanı bana bağlı” diyecek kadar kabadayı… Aynı kabadayı başbakan, göreve yeni atanan YÖK başkanına, “Hoca konuşmalarına dikkat et, ipimizi çekerler” diyor.
           Sayın başbakan, hangisine inanalım, kabadayılığınıza mı, korkunuza mı?

*          *          *

Medyanın tamamına yakın bölümü AKP’yi ve onun hükümetini destekliyor.
          Neden? Demokrasi adına.
       AB politikalarına destek, demokrasi adına. Türbana destek, demokrasi adına. TSK’ne hücum, demokrasi adına. Millî değerlere hücum, demokrasi adına.
      AKP’nin başkanına, demokrasi adına şöyle sorular da yöneltilemez mi? Ülkedeki ayrıcalıklara hiç dokunmadığınız gibi, yeni ayrıcalıklar yarattınız, bu nasıl demokrasi? Hiçbir demokratik ülkede olmayan yüzde 10 barajı bizde var, bu nasıl demokrasi? AKP’de, parti içi demokrasi yok, tek adamsınız, bu nasıl demokrasi? Hiçbir eleştiriye tahammülünüz yok, bu nasıl demokrasi anlayışı? Son beş yılda, gelir dağılımı daha da bozuldu, bu nasıl adalet, nasıl demokrasi? Bazı büyük akçeli işleri yakınlarınıza ihalesiz verirken, bazı büyük ihalelere de bir yakınınız tek başına katılıyor ve ihale onda kalıyor, bu nasıl liberallik, nasıl demokrasi?
     Sayın enteller, bunun gibi soruları sorduğunuzu hiç görmedik. Sizinki demokrasi mi, sahibinin sesi mi?

*          *          *

Suç işleniyor. Örgütlü, çete halinde. Polis, örgütü çökertiyor. Öyle okuyoruz, duyuyoruz. Zanlılar yakalanıyor. Mahkeme zanlıların çoğunu tutukluyor. Tutuklular nereye gönderiliyor? Tabii cezaevine… haber devam ediyor: “Örgütü,  yedi yıldır cezaevinde bulunan  çete başı yönetiyor.” 
        Benzer haberleri, bölücü örgüt hakkında da alıyoruz. Örgütü, dokuz yıldır içeride olan elebaşının yönettiği söyleniyor.
           Cezaevi; gerçekten cezaevi mi, yoksa ofis mi?

*          *          *

Çin’den Güney Afrika’ya, çoğumuzun adını bile duymadığımız pek çok ülkede Fethullah Gülen grubunun açtığı Türk Okulları var. Oralara Türkçe’yi, Türk kültürünü götürüyorlar. Harikulade bir millî hizmet. Her milliyetçinin sevineceği, gurur duyacağı tarihî, hayatî önemde hizmetler. Fakat ne görüyoruz? Ülkenin en milliyetçi kesimleri açısından Fethullah Gülen, Cumhuriyet için, ülke için en büyük tehlike!..

Hangisi doğru? Bu okullar ülkeye hizmet mi, tehdit mi?

*          *          *

PKK’lı teröristler, dağlarda kurbağa, yılan yemek zorunda kalıyorlarmış. Aynı PKK’yı, yıllardır ABD ve AB’nin desteklediği de yazılıp çiziliyor. Dünyanın en zengin devletlerinin desteklediği bir örgütün militanları aç kalır mı? Ya, bu büyük ülkelerin örgüte desteği yalan, ya da teröristlerin kurbağa yediği…

Yoksa dağdakilere kurbağa, bağdakilere baklava mı?

 

Çeyrek Asır
 

Ermeni terör örgütü ASALA ne zaman bitti? 1984’te…
            PKK, ilk karakol baskınını ne zaman yaptı? 1984’te…
           Türban ne zaman ülke gündemine girdi? 1984’te
           Tesadüf işte!..

 

Yük

 Öğretmen maaşları yüksek, diyenler varmış.

Tabii, baktığınız yere göre değişir. Öğretmen maaşlarını yüksek görebilmek için, bulunduğunuz konum gayet alçak olmalı.

 

Üstatlardan

 

Memleket İsterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun,
            Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
            Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun,
            KARDEŞ KAVGASINA bir nihayet olsun.

Memleket isterim
            Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun,
            Kış günü herkesin evi, barkı olsun.

Memleket isterim
           Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun,
           Olursa şikâyet bir ölümden olsun.

 Cahit Sıtkı Tarancı

 

Not: 18 Ocak’ta, selâm başlıklı yazımla sizlere merhaba demiştim. Siteye yapılan yorumlar, gönderilen e-postalarla destek ve cesaret veren dostlarıma candan teşekkür ederim.

Selâmlarımla…

 

Önceki yazıyı görmek için aşağıdaki kutuya tıklayın.

Tarih: 24.01.2008 Okunma: 609

YORUMLAR