(Dünden devam)
Türk olmak, Mostar'da
köprüdür, Kerkük'te kaledir, İstanbul'da Kızkulesi'dir, Anadolu'da buğdaydır,
Çukurova'da pamuktur, Ege'de tütün, Karadeniz'de fındık, Trakya'da ayçiçeğidir.
Türk olmak
Çanakkale'de ölmektir. Çanakkale'de ölmeden önce düşmana su vermektir, onun
yaralısını sırtında kendi hastanesine taşımaktır.
Düşmanın ardından
rahmet okumak, kanlısından helallik almaktır.
Sabahları odana rahmet
dolsun diye, camı açmaktır. Kar yağdığında kayak yapmayı değil, evsizleri
düşünmektir. Balkon köşesine kuşlar için, kışın ekmek kırıntısı, yazın su
koymaktır. Yağmura rahmet, kara bereket diye bakmaktır.
Türk olmak, harap bir
ülkede, zengin ülkelerin müstemlekesini reddedip, tahtadan kılıç ve ipten
üzengi ile, paylaşacak ve sahiplenecek tek varlığı fakirlik olmasına rağmen,
yedi düvele meydan okumaktır.
Türk olmak askere
davul-zurna ile uğurlanmaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek. Türk olmak,
annenin şehit oğlunun ardından 'Bir oğlum daha olsun, onu da vatan için
göndereceğim.' demesidir. Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez
dokunurken 'Vatan sağ olsun!' demesidir.
Türk olmak, ecdadın
yaşadığı kıtlıktan dolayı, çayın yanında gelen şekerden fazla olanı garsona
geri vermektir. Aynı nedenle Türk olmak, yemeği ziyan etmekten korkmaktır. Göz
hakkına, diş kirasına saygıdır.
Türk olmak. Evindeki
bir kap aşın yarısını tanrı misafirine vermektir. Kendi yerde, misafiri döşekte
yatırmaktır Türk olmak.
Türk olmak, milli
maçta ağlamaktır. Ayhan Işık'a, Belgin Doruk'a aşık olmaktır. Türk olmak,
aşkını ölesiye sevmektir. Aşkı için ölmektir, öldürmektir. Sevdiceğinin elini
bir tez tutamadan, toprağa girmektir.
En güzel aşk
şiirlerini yüreğinde hissetmektir. Eşkıyaya türkü yakmaktır, Türk olmak.
Milletine sövmektir,
ama başkasına sövdürmemektir, Türk olmak.
Türk olmak Yunus'u
bilmektir, Aşık Veysel'i sevmektir. Mevlana'yı, Hacı Bektaş-ı Veli'yi ve Hoca
Yesevî -tek bir satırını okumasa da yüreğinde taşımaktır.
Türk olmak, saz
çaldığında, ney üflendiğinde, kös dövüldüğünde ve kaval çaldığında, yüreğinin
derinlerinde bir sızı sezmektir, bir de Yemen Türküsü'nde...
Hayatın sana
verdiklerine 'Nasip', vermediklerine 'Kısmet' demektir. Her işin 'Hayırlısına'
inanmaktır ve ağlamamak için çok gülmekten çekinmektir.
Türk olmak, Asya'da
batılı, Avrupa'da doğulu diye tepki görmektir.
Irk sözünü bilmeden
yaşamak, yaradılanı Yaradandan ötürü sevmektir.
Magazin programları
ile dizilerin arasına sıkışsa da, silkinip üzerindeki ölü toprağını
atabilmektir.
Türk olmak, mahalle
maçı için aynı saatte, on kişi buluşamazken, milyon kişinin bir araya
gelmesidir.
Tavla oynarken bile
kavga ederken, milyon kişinin kavga etmeden gösteri yapabilmesidir.
Türk olmak, buhran
zamanında Arjantin'de de mağazalar yağmalanırken, daha ağır buhranda sıraya
girerek, sorumlusuna en ağır cezayı tek bir cam kırmadan sandıkta kesmektir.
Türk olmak en zayıf
gününde bile dünyaya meydan okumak, en dertli gününde bile her ufunetin bir
şafakta biteceğini bilerek tevekkül göstermektir.
Zor iştir Türk olmak.
Türk olmak Anadolu'da her düşen yağmur damlasına hamdetmek, her çıkan başak
için şükretmektir.
Türk olmak, medeniyetler mezarlığı Anadolu'da dik durabilmektir.