OLMADI OLAMADI OLAMAYACAK...

Özgür DENİZ - 08.10.2025

Kim bilir kaç yıl geçti varoluşundan bu yana velakin insan denilen mahluk insan olmayı bir türlü beceremedi. Varlıkların en şereflisi kılındı ama şerefini kaybetti, şerefsizce yaşamayı tercih etti. Dik başını eğmesi gereken yerde diklendi, dik tutması gereken yerde eğmeyi marifet bildi. İnsan kılacak şeyleri iğreti gördü, insanlıktan çıkaracak şeyleri yapmayı zekilik sandı. Cehaletin karanlık tünelini bir türlü geçemedi. Cahil olduğunu hiç kabul etmedi, gerektiğinde çok akıllı olmayı bilirim dedi ama cehaletin krallığını hiç bırakmadı. Çünkü cahil olduğunu da bilmiyordu. Varlığın öznesi kılındı ama nesnesi olmayı bile beceremedi. Dokunduğu her şeyi kirletti. Kir, pas, pislik içinde boğuldu. Yanamadı, pişemedi, olamadı. Aydınlığı karanlıkla kapattı. Aklı cehaletle dövdü. Merhameti zulmüyle öldürdü. Böylesi bir mahlukun dünyasında aslını koruyabilmek büyük bir yürek, üstün bir cesaret gerektirirdi. Zakkumların işgaline uğramış bir bahçede narin bir çiçek olarak varolabilmek sarsılmaz bir iradeyi iktiza ederdi. Çünkü yüzünü nereye dönsen zehirleniyordun. Her zerresiyle ve tarafıyla varlığın maliki ve hakimi olan yüce Tanrı’nın halkettiği dünya maalesef acılarla dolu ve zalim bir dünya ve halkettiği insan denilen mahluk zalim, merhametsiz, kahpe. Ne kadar iyilik verirsen misliyle kötülük alıyorsun. Ne kadar namuslu olursan o kadar namussuzluk yapılıyor. Ne kadar iyi düşünürsen o kadar ihanete uğruyorsun. En nihayetinde yine haksız çıkan sen oluyorsun. Kimseye dokunmasan, kimseye selam vermesen, kimseyle ilgili tek kelime konuşmasan, kimseye hiçbir şey söylemesen, kimseyi hiçbir şekilde hiçbir an düşünmesen bile yine kötüsün, suçlusun. Yalnızlığın kalesinde bile insan kalıp insanca yaşayabilmek kabil olmuyor ne hazin. İşte böylesi bir dünyada, bu tür mahlukatın arasında, bir şekilde acılarla, zulümlerle, ihanetlerle mücadele etmeye, varolmaya çalışıyorsun. Ne kadar direnebilirsen, nereye kadar direnebilirsen o kadar varolmayı başarabiliyorsun. Nefesin, rızkın tükenesiye kadar sürecek bir kavganın içinde yaşıyorsun. Aklını, iradeni, ihtiyarını son raddesine kadar kullanmaya çalışıyorsun. Kötülük yapmadıklarının kötülüklerinden, ardından tezgah kurmadıklarının tezgahlarından, ihanet etmediklerinin hainliklerinden, iyilik ettiklerinin şerlerinden kendini korumaya gayret ediyorsun. Yine de her şeye rağmen iyilik tohumları ekmeye çalışıyorsun, zakkumların işgaline uğramış bahçelere. Belki bir çiçeğe can veririm diye ya da bir çiçeğin fidan olmasına yol veririm diye. Tanrı’dan tek dileğim; iyilik verilenlerin kötülük sunmasından, sadık kalınanların hain çıkmasından, yolu açılanların yol kapatmasından, korunanların sırttan hançer saplamasından korumasıdır. İnsan olarak varolduğun dünya denilen bu iğrenç yerde insan kalabilmek dünyanın en zor şeyiymiş. Ama inat etmişiz bir kere dönmeyiz yolumuzdan. Sen, yolumuzda uyutma Tanrı’m!

Tarih: 08.10.2025 Okunma: 38

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İ.Hakkı Cengiz

09.10.2025 - 10:21

Duygu ve düşüncelerime büyük ölçüde tercüman olan satırlar... Çevremde senin gibi bir avuç "insan" dostum var. Onlar dünyayı yaşanılır, hayatı güzel kılıyorlar. Var ol dostum. Gönülden sel3amlar...

Özgür Deniz

09.10.2025 - 17:26

Tüm kalbimle bilincimle içtenliğimle samimiyetimle benliğimle sonsuz teşekkürler ve aynı duygu ve düşüncelerle bilmukabele inşaAllah saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. Derin saygılar selamlar.