ÖLÜM KAZANDI...

Özgür DENİZ - 27.12.2023

Ecel değişmez, birdir. Âlem-i faniden, âlem-i bakiye göç için terhis belgesidir ölüm. Muvakkat yaşam bitmiş, muhakkak yaşam başlamıştır. Yalan hayat nihayet bulmuş gerçek hayata girizgâh yapılmıştır. Nasıl düşünülürse düşünülsün, düşünce şeklimiz ne olursa olsun tagayyür etmeyecek bir hakikattir bu. Tüm düşüncelerden bağımsız bir düşünsel hakikattir bu. Zira bizim düşüncemize, düşünce şeklimize göre değişecek yahut gerçekliği yok olacak bir şey değildir. Ne kadar aklımızı zorlasakta, kalbimize ağırlık versekte değişmeyecektir bu gerçeklik. Düşünceler üstü ve ötesi ölümsüz ve tagayyür etmez bir hakikattir bu. Ölümün dahi öldüremediği tek gerçekliktir belki de. Böyle söylüyoruz ama gerçekten boşa söylemiyoruz. Çünkü dünya ve insanlık varolalı beri böyle gelmiş ve böyle gitmekte. Yani dinsel ya da din dışı bir noktadan çıkış yaparak söylemiyoruz. Geldiğinde acı, keder, elem verse de, bu durum bu dünyadakiler için, gözü burada açık gibi olsa da, gerçekte öbür âleme kapalı olanlar içindir yoksa gözü öbür âleme açılmış olanlar için, âlem-i faniden âlem-i bakiye doğmuş olanlar için aslında acı, keder, elem diye bir şey yoktur, bilakis onlar için acı, keder, elem temelli olarak nihayet bulmuştur, fakat biz bunu idrakten aciz olduğumuz için kendimize acıyacağımıza onlara üzülüyoruz. Sanki kendimiz oraya gitmeyecekmişiz gibi gidenlerin ardından onları geri çağırıyoruz. Oysa onların nidalarını işitebilecek yeti bize bahşedilseydi, onların bizi oraya çağırdıklarını duyacaktık belki de. Onlar için yeni, taze ve hiç bitmeyecek bir baharın başlangıcıdır, gerçek bir doğumdur ölüm. Buradakiler orayı bilseydi burada durmak istemezlerdi, bilmedikleri için gitmek istemiyorlar ama gidenler burayı bildikleri ve orayı gördükleri için geri dönmek istemezler. Burayı tek gerçeklik sananlar için, buranın baki olduğu varsayımıyla yaşayıp o yokmuş gibi yaşayanlar için ölüm bir şoklamadır. Bu yüzden bu dünyada unutulmayacak yegâne şey ölümün ta kendisidir ve akıllı bir yaşam da ölümün farkındalığıyla yaşanacak yaşamdır. Çünkü en sonunda kazanacak olan zaten odur. En değerli, kıymetli, belki talihli genç odur ki; ihtiyar gibi ölümü düşünüp fani âlemini bakileştirme gayretiyle say edendir, bilakis âlem-i faniyi âlem-i baki sanarak ölümü yok sayıp, dünyanın tantanasıyla oyun ve eğlenceye dalıp giden ve ruhunu öldürüp, bedenini burada çürüten değildir. Gençliğin cazibesine kapılıp, hep gençlik devrinde yaşayacağını sanıp, oyun ve eğlencenin sarhoşluğuna aldanıp gaflette boğulmayandır. Elbette bu muhakkak gerçeklik bu dünyayı yok saymak demek değildir. Bu dünyada yaşamak zorunda olduğun için dostunun yüz karası, düşmanın maskarası olmamak için say ve cidal içinde olacaksın. Son nefese, son damla kana kadar direneceksin, insanca ve onurluca yaşamak uğruna. Dünyada meşru dairede kalarak dünya nimetlerinden tat alacaksın ama o nimetlerinde muvakkat olduğunu hatırından hiçbir dem çıkarmayacaksın. Yani yekpare insanlığın ortak mutluluğu için çalışacaksın, savaşacaksın. Dünyanın nimetlerini helaliyle kazanıp yiyeceksin. Zalimliğe temayül göstermeyeceksin. Keza bir gün öleceğini bilip hubb-u dünyanın da esiri olmayacaksın. Ölüm; belki insanı her türlü kötülüklerden, haramlardan, ahlaksızlıklardan, fenalıklardan, zulümlerden, iftiralardan, kul hakkına tecavüzlerden, baskılardan muhafaza eden bir muhafız gibidir ama biz o muhafızın varlığını ve bizleri biteviye takip ettiğini hiçbir dem unutmayacağız ve gaflete düşmeyeceğiz. Daima sevgiyle yaşayıp, iyilik ekeceğiz. Adil, sömürüsüz, zulümsüz, paylaşımcı bir dünya kurmak için kavga vereceğiz. Bilakis, âlem-i bakiyi, âlem-i faniye kurban etmiş oluruz ve sonsuz baharlardan mahrum kalırız, ebedi kışlarda yapayalnız kalır, bitmeyen fırtınaların, soğukların tutsağı oluruz.

 

Kim kazandı!

Ölüm kusan mı?

Baskı ve zulüm eden mi?

Müfteriler mi?

Müstekbirler mi?

Sömüren ve ezen mi?

Aldatan mı?

Cellâtlar mı?

Kim kazandı?

Kaybeden herkes oldu.

Ölüm kazanandı!

Tarih: 27.12.2023 Okunma: 108

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İ. Hakkı Cengiz

27.12.2023 - 06:33

İnsanoğlunun en büyük yanılgısı, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşaması... Her an, her gün çevresinde ölenleri gördüğü halde, bu yanılgısını, bu algısını sürdürmesi... Ölümü çok uzak görüyor, ona asla dokunmayacak kadar uzak! Öyle olunca, bütün düzeni şaşıyor, ölçü ve tartı şaşıyor. Dünyaya meyil artıyor... En mühimi, kendi zihin ve ruh sağlığı şaşıyor, düzelmemecesine... Huzuru kalmıyor. Can dostum, kalemini selâmlıyorum.

Özgür Deniz

27.12.2023 - 12:56

Aynen öyle maalesef. Sefillik cehalet işte. Çünkü bilmiyor bilmediğini de bilmiyor. Bilmiyor olduğunu bilmediğini de bilmiyor. Bu yüzden de sefilliğinin ve cehaletinin ürünü olan pislik kusuyor. Kalben bilmukabele saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. Derin saygılar.