ELEŞTİRİ...

Özgür DENİZ - 12.02.2023

ALİYA İZZETBEGOVİÇ şöyle demiş. “Ben olsam, Müslüman Doğu’daki tüm mekteplere ‘eleştirel düşünme’ dersleri koyardım. Batı’nın aksine Doğu bu acımasız mektepten geçmemiştir ve birçok zaafının kaynağı budur.” Kardeşim, handiyse Bilge Kralı hatmettim. Şimdi hatmettiğim o bilgiler beynimde mahpus mu kalsın? O zaman niye okudum o fikirleri, niye dinledim Bilge Kralı? Ya da niye her taraftan ‘’okuyun’’ nidalarını işitiyoruz daima? Okumaya düşmansak niçin okuyun diyoruz, okuyun diyorsak niçin okunanlardan edinilen bilgilerin konuşulmasına hayır diyoruz? Hepimiz haddimizi bilmeliyiz. Kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur, kimse kimseden üstünde değildir, alçakta, herkes eşittir, öyleyse kimse kendisine ayrıcalık vehmedipte ona göre hareket edemez. Birazcık samimi ve dürüst olmalıyız. Söylem de başka, eylem de başka olmamalıyız. Dünya üzerindeki hiçbir yer kimsenin babasını çiftliği değildir istediği gibi hareket edeceği, geri kalan da maraba değildir istenilen gibi hareket edecek. ‘’Tecrübe en büyük öğretmendir’’ der Peyami Safa, peki hayatı tecrübelerle dolu olan ve tecrübelerini de yazılı kaynaklar aracılığıyla bizlere ulaştıran Bilge Kral’ı görmezden, bilmezden, duymazdan mı geleydim? Hayır, bunu yapamazım, yapmadım, bilakis bu önce kendime, sonra insanlığa ihanetim olurdu. Ve bendeniz hayatım boyunca ne kendime ne de insanlığa ihanet eden bir hain olmadım. Kimse kusura bakmasın kardeşim insanlığın en büyük felaketi cehalettir. Bu dünyada cehalet kadar yok edici bir şey yoktur. Bu ülke bizim kardeşim. Bizim kardeşim bu ülke. Ve ülkemizi sevmekle, korumakla yükümlüyüz. Onun, bunun, şunun ülkesi değildir burası, herkesin ülkesidir ve herkes ülkesini sevmekle, korumakla, yükseltmekle sorumludur. Kimse ülkemizi sevmemizin önünde engel olamaz. Ve bir ülke konuşarak, doğruları taltif edip, yanlışları tenkit ederek yükselir, yücelir. Keza biz bu milletin evlatlarıyız. Ve milletimizin en güzel hayatı yaşamasını isteriz ve milletimiz nasıl güzel yaşar üzerine düşünmek, düşüncelerimizi paylaşmak ve eyleme geçirmek zorundayız. Hamurumuz bu topraktan ve canımız bu toprağa emanet edilecek. Öyleyse ülkemizi, milletimizi düşünmek zorundayız. Sorunlar üzerine düşünmek, çözüm önerileri sunmak, dünü, bugünü, yarını konuşmak zorundayız. Doğruları teşvik etmek, yanlışları tenkit etmek zorundayız. Tenkit elbette yaralayıcı değil yapıcı olmalıdır ve biz de hayatımız boyunca daima yapıcı olduk, yapıcı olmaya devam ediyoruz. Çünkü gayemiz, bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir ve yenilen birlikte yenilirse yani paylaşılırsa güzeldir, şifalıdır. Bu ülkenin ve milletin istiklalini ve istikbalini düşünmek zorundayız ve ona göre eylemlerde bulunmak zorundayız. Öyleyse attığımız her adımı bu ülkenin ve milletin istiklalini ve istikbalini düşünerek atmalıyız, atmak zorundayız. Şu ana kadar söylediklerimin tümü, aklımın ve vicdanımın terennümleridir, yanlışsa müzakere ederiz, doğruysa gereğini yaparız ama bunları söyledik diye namussuz olmayız. Gerisi laf-ı güzaftır!


https://www.sozcu.com.tr/2023/yazarlar/ayse-sucu/yoneticiyim-diyorsan-bunlari-goreceksin-7589684/


Tarih: 12.02.2023 Okunma: 153

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?