BİZ BÖYLE YAŞARIZ DOSTUM, HESAP VAKTİNİ BEKLERİZ...

Özgür DENİZ - 11.09.2022

“Bizi, bizden olanlar anlar.” Ali Şeriati

 

“İnsan olduğunu, yaşamakta olduğunu ve öleceğini, yaşamda ve ölüm sonunda bir hesap vakti olduğunu asla unutma!” Özgür Deniz

 

Elbette yaşamak içiniz ve ereğimiz için de; aklımızın ışığında, vicdanımızın buyruğuyla, kalbimizin emrinde kavgamızı verir, mücadele ederiz. Madem doğmuşuz, öyleyse yaşıyoruz, yaşayacağız, yaşamak için de savaşacağız. Çünkü başkasının dünyasına doğmadık, başkası doğurmadı, öyleyse kimsenin kulu ve kölesi değiliz, sonsuza değin de kul ve köle olmayacağız, bizim olanı da kimseye vermeyeceğiz, alanlardan da söke söke alacağız, hakkımız bir mideye girmişse onu almak için o mideye elimizi sokacağız. Kavgamız ve mücadelemiz insancadır ve insana dairdir. Her daim insanlıkta inat edeceğiz ve direneceğiz. Sahtekârlığı sevmeyiz, sahtekârca kavga vermeyiz, veriyormuş gibi yapmayız. Bir şeyi istiyorsak, onu gerçekten isteriz, geldiğinde itmeyiz, kabullenmeyi şeref biliriz. İstiyormuş gibi yapıpta, istemiyormuşuz gibi yaşamayız. Bir şeyi istiyorsak ve istediğimiz o şey bizden bir şey isteyecekse ve biz bunu biliyorsak, o şeyi yine isteyeceğiz. İstediğimiz şeyin bizden isteyeceğini bildiğimiz için, o şeyi sadece istiyormuş gibi yaşamayız, gerçekten isteriz, gereken şekilde yaşarız ve istenileni vermekten de gocunmayız. Biz dünyayı güzelleştirmek istiyoruz dostum ve bunu gerçekten istiyoruz, neyi istediğimizi, niçin istediğimizi ve nasıl yapacağımızı da biliyoruz. Herkes bilsin istiyoruz ama herkeste istenilen şey gerçek olduğunda, gerçek olan şeyin kendilerinden isteyeceğini versin istiyoruz. O zaman, işte o zaman, gerçekten hep birlikte kazanacağız. Tek tek kazandığını sanmak ahmaklıktır dostum, aslında o hep birlikte kaybetmektir ama anlamak gerekir. Biz hep istediğimiz dünyada yaşadık, bu yüzden her anımızda savaştık, bayrağı hiç düşürmedik. Dobralığımız, hoyratlığımız bu yüzdendir, bu yüzdendir kötülük tohumları ekmekle işimizin olmaması. Hak yemedik ve yemeyiz, gammaz yapmadık ve yapmayız, iftara atmadık ve atmayız, birinin kaybettiği noktadan biz kazanalım diye beklemeyiz, biri kaldırılsın biz oturalım istemeyiz, devletin ya da halkın bir kuruşuyla kursağımızı kirletmeyiz ama elbette hesap vakti vardır ve onu da, öyle masum, öyle onurlu, öyle sabırlı bekleriz. Bu çaresizlik midir? Hayır değildir, çünkü çaresizlik hiçbir şey yapmadan, bir şeyler olmasını, onun da başkalarının sayesinde olmasını beklemektir. Biz ise böylesi şeylere uzağız. Belki kavgamız netice vermez ya da vermekte gecikir, bu bizi kavgamıza inancımızda zaafa uğratmaz. Biliriz çünkü hayatı, dünyayı ve insanı. Gayemiz hiçbir zaman madde olmadı, bu yüzden maddeleşmedik ve kendimizi pazar malı yaptırmadık. Biz, karakterimize ömrümüzü verdik dostum ve biz, şerefimiz, onurumuz için yaşarız. Bin düşünür, öyle harekete geçeriz ve söyleriz.  Bir tek insan çocuğu bize güvenmezse, yaşıyoruz saymayız kendimizi. Zor mudur böyle yaşamak? Yaşamak kolay mıdır ki? Ama biz böyle gelmiş, böyle gidiyoruz be dostum. Başka türlüsü olsun istesekte, desekte olmuyor be dostum, başladığın gibi bitirmek istiyorsun. Başka türlüsünü beceremiyoruz yaşamın. Kötülük yapılırsa ve çaresiz kalmışsak her türlü mücadelemiz sonunda, hesap vaktini bekliyoruz; hakkımız yenmişse ve yapacağımız hiçbir şey yoksa sonunda, hesap vaktini bekliyoruz; bizimkisi kutsal bir bekleyiş be dostum. Ölçüyoruz, biçiyoruz, tartıyoruz, şöyle düşünüyoruz, böyle düşünüyoruz olmuyor, yapamıyoruz. Biz kez kaçırdın mı ipin ucunu bir daha tutamayacağını düşünüyorsun, tutamayanları görüyor ve kaçırmadığın için garip bir duygu yaşıyorsun. Bazen salla gitsin diyorsun olmuyor, bazen salla gelsin diyorsun yine olmuyor. Hayat garip bir bulmaca be dostum. Bir şeyleri koyuyor, bir şeyleri tamamlamak istiyorsun ama bir parçayı tamamlasan da, bütünü tamamlamadan olmuyor, o da tamamlanmak bilmiyor. Böyle böyle tükenip gidiyor ömür değdin de ama onurlu bir tükeniş olduğunu düşünüyor, gerisini umursamıyorsun. Biz böyleyiz be dostum, böyle yaşarız, kötülük yapıldı diye kötülükte yapamayız ama adalet için sabırla bekleriz ve yargılamamızı adilce yaparız. Vesselam.

 

İFTİRA

 

Hayatım boyunca tek bir insançocuğuna iftira atmadım, atmam, atamam. Çünkü vicdanımın beni nerede, nasıl uyaracağından sonsuzcasına korkarım. Ha, münhasıran bu korku için mi iftira atmam, elbette ki hayır. İnsan olmaklığıma mugayir olduğu için iftiradan kaçarım, bilakis insanlıktan düşeceğimi bildiğim için iftira atmam, atamam. İftira öyle alçaltıcı, öyle zelil edici, öyle düşürücü bir harekettir ki, böylesi bir işe bulaşmaktansa ölmeyi tercih ederim. Bu topraklar üzerinde yürüyen ve beni tanıyan her insançocuğu bilir ki hayat tarihimde böylesi zelil edici, rezil edici, iğrendirici, tiksindirici bir leke yoktur ve badema da olmayacaktır. Bu vb. aşağılık, haysiyetsiz, namussuz, onursuz, şerefsiz şeyleri yapmaktan, KORKAN KORKAR. Başka bir hayatı karartmaktansa, hayatımın kararmasını tercih ederim, kendi hayatım kurtulsun diye başka bir hayatı yok edemem. Nokta.

Tarih: 11.09.2022 Okunma: 199

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?