İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...90...

Özgür DENİZ - 25.05.2022

Bizler, karşımıza çıkanlara hiçbir zaman kimliklerinin ne olduğu bağlamından bakamayız, bakmamalıyız, herkesi ortaya koyduğu eylemlerine göre değerlendirmek zorundayız. Bunu yapmadığımız takdirde onurlu yaşam isteğimiz sahtekârlığımızın tescili olur ancak. Ne yani hayatını zindana çevirecek birisi ya da diyelim tüm umutlarını gömüp üstüne beton dökecek ve bir ömür hiçbir şeyden yana umut besleyemeyeceksin, hayalin hayali bile muhal ender muhal olacak ama bunu yapanın kimliğine bakıp yapılanı yok sayacaksın. Gerçekten sen hangi şerefe sahip olabilirsin yahut hangi kurtuluşu aramaya layık bir insan olabilirsin? Hep söylüyorum, yine söyleyeyim, ben karşımdakilerin hiçbir kimliğini hiçbir şekilde önemsemem kardeşim, bana kimlik lazım değildir, bana eylem lazımdır eylem ama dosdoğru, onurlu ve şerefli eylem. Böylesi eylemin yoksa kimliğinden bana ne, bana ne ya senin kimliğinden, kimliğin bana hayal mi sunuyor, umut mu veriyor, böylesi eylemin varsa yine kimliğinden bana ne. Benim nezdimde durum budur, olay budur kardeşim. Bilakis öyle bir yanılırız, öyle bedeller öderiz ki, sonra da nedamet getirmeye yelteniriz ama affa mazhar olamayız. Tanrı bile demiyor mu, üstün olanınız takva sahibi olanınız diye? Şu kimliktensin ve o kimliğe sahip olduğun için üstünsün diye bir yasası var mı Tanrı’nın? Varsa lütfen gösteriniz erkekseniz, kandınsanız. Ya tekrar söylüyorum, eğer ben güven vermesem, ahlaksız olsam, aldatan biri olsam, müfterinin biri olan pislik olsam, insanların haklarını gasp eden biri olsam, bana saygı duyar, değer verir, sevgi besler misiniz, yanıma yaklaşır mısınız? Yahut tüm bunarlı yaptınız diyelim, size adam, kadın diye bakar mıyım ben, it kadar değeriniz olmaz yanımda. Çünkü öyle yaparsanız hem kendinizi düşürürsünüz hem de beni düşürürsünüz. Takva sahibi olmak ne demek, daha önce de bahsettiğimiz meziyetlere sahip olmak demektir yani ahlaklı olmak, adaletli olmak, müfteri olmamak, insanlara eziyet etmemek, insanların haklarını gasp etmemek, insanları aldatmamak ve sömürmemek vb. davranışları ortaya koymak demektir. Bir insan kimliğinden dolayı üstün olamaz asla, sergilediği davranışlarla üstün olur. Öyle olsaydı din cephesinden nice pislikler çıkmaz, güya din dışında diye farklı görmeye ve ötelemeye çalıştığımız cephelerden de temiz olan niceleri çıkmazdı. Dahası hiçbir zaman, hiçbir kişiye göre değerler yargılanamaz, herkes değerlere göre yargılanır. Bir kişinin ortaya koyduğu davranışlara bakarak işte ahlak böyle olur denmez, ahlak olgusunun mahiyeti ne ise o mahiyet minvalinde bakılır ve işte şu kişi gerçekten ahlaklı ya da ahlaksız biri denir. Eğer ahlak olgusunun çerçevesine ve mahiyetine göre birisi ahlaksız yerde duruyorsa, o kişinin konumu gereği ahlaksızlığı ahlaki duruş olarak görülemez, bilakis böylesi bir değerlendirme yapan ahlaksızın önde gidenidir. Mesela; kişilere göre dini tanımlayamayız ama dine göre kişileri değerlendiririz. Bilakis en büyük yanılanlar ve aldananlar oluruz. Zira bizler her daim tazim ve tebcil eylediğimiz şeyler vasıtasıyla aldatılırız, sömürülürüz. Zaten faşist kapitalist şeytani düzenin güçlü ama beyinsiz pezevenk efendileri de bizleri, hassas karnımız olan tam da bu yerden vurmuyorlar mı? Çünkü bunlar insanların en yumuşak yerlerine dokunuşlarla insanlığı istedikleri yönde yönlendirirler ve istedikleri yerde konuşlandırırlar. Nihayetinde de kendileri zevk-ü sefa içinde dem sürerlerken, insanlık acılardan acılara sürgün bir hayat yaşarlar ve o hayatı onlara, bu hayatı da kendilerine layık görürler, çünkü tam anlamıyla afyonlanmışlardır. İşte bunun adı; gizli sömürüdür ve dünyada en yaygın olan sömürüdür, kolay, basit, ucuz, zahmetsiz sömürü ve dahi yok edilmesi en zor olan sömürüdür. Çağımızın sömürüsü de daima bu minvalde bir seyir izlemektedir. Öyleyse bize uyanık olmak düşüyor. Akıl sana ona uy diye değil, hayatın için onu kullan diye verildi ya, sen niçin kullanıyorsun hiç mi düşünmüyorsun? Bu dünyaya yaşamaya geldin, yaşatmaya değil. Elbette yaşatmaya geldin ama aynı zamanda yaşamalısın, yaşatılmıyorsan da yaşatıyorsan sende bir geri zekâlılık, ahmaklık, odunluk, mallık vardır demektir. Senin için kendini feda etmeyen için sen niçin kendini feda ediyorsun, mal mısın sen? İnsansın insan, o zaman insan gibi davranmalı, yaşamalı, eylemelisin.

Tarih: 25.05.2022 Okunma: 210

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?