İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...62...

Özgür DENİZ - 18.04.2022

Tanrı bilinmek mi ister yoksa gizemli kalmak mı? Dinini bilinir, anlaşılır olarak mı göndermiştir yoksa kimsenin anlayamayacağı bir tonda mı göndermiştir? Biz insanlar dinin bilinmesini, anlaşılmasını mı isteriz yoksa gizemli kalmasını ve öğrenmek isteyenlerin illa birileri aracılığı ile öğrenmesini, bilmesini, anlamasını mı isteriz? Dini iyice anlamamızı istemeseydi Tanrı, kullarıyla tartışır mıydı? Kullarına sorular sorar mıydı ve Kendisine de sorular sorulmasını ister miydi? Din nasıl anlaşılır gerçekten? Tanrı’yla konuşarak, tartışarak, ona rasyonel ve mantıklı sorular sorarak değil mi? Böyle yapmak Tanrı’ya isyan mıdır, hakaret midir, saygısızlık mıdır? Buna kim karar verecek? Tanrı’nın böyle bir harekete karşı öyle bir niteleme de bulunduğunu duymadım, görmedim, bilmiyorum. Dinin sahibi Tanrı olduğuna göre ve Kendisi böyle bir nitelemede bulunmadığına göre, insanların böylesi bir şey yapmaları hadlerine midir? Yahut böyle bir tavrın ardında yatan gerçek endir? Tanrı adına tanrılık yapmak derdinde miyiz yoksa? Dinin sahibi kimdir? Sorumuz olmazsa cevap verilir mi? Cevap verilmezse karanlıkta kalınmaz mı? Karanlıkta kalınırsa sapıtılmaz mı? Tanrı tavsiye ettiği bir şeyden sonra, niçin öyle tavsiyede bulunduğuna dair şeyler söylemiyor mu? Tanrı inanmamızı istiyorsa, bizlerle konuşmak zorunda değil midir, sorduğumuz sorularımıza cevap vermeli değil midir? Evet, konuşuyor, cevap veriyor. Peki, insan denilene noluyor? Sanki dinin sahibiymiş gibi davranması neye delalettir? Yoksa dine inanmamaktadır da sahibiymiş gibi görünerek inandığı sanılsın mı istemektedir? İnandığı sanılsın ve din üzerinden kazanmasına göz yumulsun mu istemektedir? Öyle ya sahibiymiş gibi davrandığı için yaşamak zorunda değilmiş gibi anlıyor ve hayatında dinden iz yok ama sahibiymiş gibi davranmasa sanki yaşamak zorunda olacağını düşünüyor gibidir. Hayat böyle bir resim çiziyor bize. Öyle ya senin olmayan şeye karşı eylemsel yönden karşılık veririsin ama seninse bir şey sadece benim dersin ve eyleme gerek duymazsın. Hayatta bundan farklı bir görüntüye şahit oluyor musunuz? Haddizatında Tanrı hayatın içerisinde birebir kıyaslamamızı istiyor olamaz mı ayetlerini? Peki, bu nasıl olacak? İnsanların ihtiyaçlarına cevap verir değil mi din yani din bu hayatta insanın hizmetkârıdır, insanın hayatını yaşamasında yol gösterir, insana yardım eder. Burada yardımcı olmayan din nerede yardımcı olacaktır? Ama birileri dinden söz ederken hep ahiretten de söz etmektedir, sanki din ahirette yardımcı olacaktır. Niye böyledir? Çünkü dünyalarının dinle sorgulanmasından korkmaktadırlar. Peki, bu nasıl anlaşılacak, mümkün olacak? İnsanlar dini hayatla test ederek yapabilirler bunu ancak, doğru mu? Yaşanmayan, hayatla test edilmeyen din ne olur? Bir dogma olmaz mı, tabuya dönüşmez mi, donup kalmaz mı? Böyle olunca da insanlar üzerinde münhasıran bir zorbalık aracına dönüşmez mi? Öyle de olmuyor mu?

Tarih: 18.04.2022 Okunma: 234

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?