İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...58...

Özgür DENİZ - 14.04.2022

Dosdoğru olacaksın! Bakınız hep söylüyorum, yeniden söyleyeyim, siyasi oluşumlardan, şahıslardan bağımsız olarak yazıyorum ve konuşuyorum, binaenaleyh doğru anlaşılsın, insan gibi anlaşılsın. Şucu, bucu, ocu olarak anlaşılmasın, dosdoğru insan olarak anlaşılsın. Zira gerçek, herkesten bağımsızdır ama herkesi etkisi altında tutar. Ne kadar da kaçmaya çalışsakta. Gerçeklerden kaçmak, karanlığa kaçmaktır unutulmasın. Karanlıkta da, insanlığın başına ne tür belalar geldiğini herkes bilir. Bu yüzden ne kadar gerçekle dost olursak, aydınlığa o kadar yakın oluruz. Geçelim! Biz, niye, her türlü siyasi oluşumu, şahsı, grubu ve yapıyı, kendi kirli ve kanlı zihniyeti temelinde çizdiği çerçeve içerisinde tutsak kılmış olan ve bugün mahkûmu olduğumuz faşist kapitalist şeytani düzeni kanıksadık, niçin bu ülkeye, bu millete, insanlığa hiçbir şey katmayan, bilakis ülkeden, milletten ve insanlıktan mütemadiyen çalan ve kirletmedik tek bir şey bırakmayan faşist kapitalist şeytani düzenin muhafızları olan güçlü ama beyinsiz pezevenklere karşı, karşı duruş sergileyemiyoruz? Politikacılar, aydınlar, bürokratlar, âlimler, şeyhler üç beş tane pezevengin kuklaları mıdırlar ki de, bunlara karşı ses etmemektedirler, bilakis bunların düzenlerine müzahir olmaktadırlar? Niçin bu pezevenkleri sorgulayamıyoruz, yarattıkları yoksulluğun, açlığın, sefaletin hesabını soramıyoruz? Yaşayanların ölmediği, ölenlerin yaşamadığı bir düzeni sorgulamaktan niçin imtina ediyoruz? Bu ülke üç beş tane kapitalistin ve onların besledikleri bir avuç burjuvazinin mi? Tanrı dünyayı ve içindekileri onlara mülk mü kılmış ve insanları da onlara köle mi kılmış? Niçin biteviye bu soygun düzenini besliyor, bu kahpe düzene müzahir oluyoruz? Niçin ekonomi masasının hâkimi bunlar? Niçin basın dünyasının hâkimi bunlar? Niçin insanlığı bankalarla sömürenler, soyanlar bunlar? Niçin silahı tutup, tuttukları silahla insanlığın üzerinde korku fırtınası estirenler bunlar? Niçin benim olduğu söylenen devletin kaynaklarını yağmalayanlar bunlar? Niçin bu ülkenin denizlerinin hâkimi bunlar? Niçin bu ülkeyi dibine kadar yaşayanlar bunlar? Ve niçin bunlarla teşrik-i mesai içinde olanlar aynı şeyleri yapıyorlar? Niçin bunlardan hesap sorulmazken, insanlar korku cenderesinde yaşamaktadırlar? Özgürlük münhasıran bunlar için mi vardır? Yaşamak sevincini dibine kadar duyumsamak münhasıran bunların cahil ve soysuz veletlerinin mi hakkıdır? Niçin benim olduğu söylenen ve benim için var olması gereken devlet bunları koruyup, kollayıp, gözetmektedir? Biz pezevenkler için ölmeye, eğer ölmezsekte pezevenklerin namussuz yaşamlarını izlemeye mi geldik bu dünyaya? Ve bizler niçin bu tür şeyleri hep normalmiş gibi algılıyoruz? İşte hep bahsettiğimiz algılar, anlamalar, gerçeklerden sapmalar ve bize yanlış kalanlar yüzünden böyleyiz. Çünkü bize din diye sunulan din böyle buyuruyor ve bunları bize doğru olarak sunuyor, milliyetimiz olarak sunulan milliyet bu tür şeyleri reddetmiyor aksine tolere ediyor ve bizde mezkûr milliyetten ve dinden olduğumuz için eyvallah ediyoruz. Öyle ya, milliyetimiz ve dinimiz bize yalan mı, yanlış mı söyleyecek, bizi yanlış mı yönlendirecek? Ama elbette yanılıyoruz, maalesef bize atalarımızdan tevarüs eden milliyetimiz de, dinimiz de tam da böyle bir yaşamı dikte ediyor bize. Bilakis ne öz milliyetimiz böyle bir şeyi ister ve bekler bizden ne de Tanrı’nın dini böyle bir şeyi ister ve bekler bizden. Söyleyin lütfen, bugün küçük mikyasta bu ülkede, büyük mikyasta insanlık âleminde itibar görenler, peşlerinden gidilenler kimlerdir? Bu itibar görenler; insanlığı soyanlar ve insanlığı köleliğe giden yola evriltenler değil midirler? Yoksulluk niçindir, niçin açlık vardır dünyada, insanlar niçin emeklerinin karşılığını alamamaktadırlar? Niçin haklı isyanlar aşılmaz barikatlarla ve korkutucu yöntemlerle engellenmektedir? Düşünün ey insanlar düşünün, aynı düşünmek zorunda değiliz ama mutlaka düşünmek zorundayız. Bilakis düşeriz!

 

EKSTRA:

 

Cumhuriyet ve Laiklikten asla vazgeçmeyin gençler. Mustafa Kemal Atatürk sizlere boşu boşuna böylesi bir emaneti bırakmadı. O haddizatında insanlığa iyilik yaptı; muayyen ve geneli ihata eden olgular tavassutu ile insanların birbirlerini boğazlamalarının önüne geçti. En dipte, ülkeleri geri bırakan müsademelerin yok edilip, kaosa nihayet verilip, kozmosa ulaşmanın yolunu gösterdi. Sizler onurlu insanlar olarak yaşayın, kimsenin kulu ve kölesi olmayın, bağımsız olarak var olun diye bıraktı bu iki değeri. Ama hep yanlış anlaşıldı ya da birileri taammüden yanlış anlaşılmasının yolunu açtı ve bitevi bu yanlış algıyı, anlamayı besledi zımnen ve tüm bu kasıtlı yönlendirmeler neticesinde onurlu yaşamanın yolunu açacak bu iki değerden sapma oldu ve bu sapma da maalesef yanlış yaşamları tevlit etti.

Tarih: 14.04.2022 Okunma: 197

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?