İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...57...

Özgür DENİZ - 13.04.2022

Dosdoğru olacaksın! Geçelim! Muayyen olgulara istinat ettiği söylenen ve bize tevarüs eden düşüncelerin mengenesinde sıkışıp kalmışız ve gerçekleri öğrenmeye, ezberlerimizi bozmaya cesaret edemiyoruz. Çünkü gerçeklerden korkuyoruz. Binaenaleyh, dünden bugüne tevarüs etmiş ne varsa olduğu gibi muhafaza etmeye tevessül ediyoruz, muhafaza ettiğimiz ne varsa sorgulamaya tevessül edenin de canına okuyoruz. Muhafaza ettiğimiz ne varsa acımasız tutucuları, taassupçuları olmuşuz. Sefil bir tutuculuğun ve taassubun kurbanları olduğumuz için de hayatımızın hiçbir boyutunda tutarlı olamıyoruz. Aklı, mutlak ve muhakkak olarak devre dışı bırakmışız. Tutunup kalmışız bize kalan ne varsa, bir türlü bırakamıyoruz, hayat değişiyor, insanlık değişiyor ama biz hep aynı kalıyoruz. Çünkü ne hayatı anlayabiliyoruz ne de insanın ne olduğunu biliyoruz. Muhafaza ettiklerimiz temeli üzerinde de bir düzen inşa etmişiz ve o düzenin bekası adına savaşıyoruz, bu savaşta da insanları kurbanlar olarak görüyoruz ve umarsızca gönderiyoruz ölüme. Ölen ölsün, yeter ki biz yaşayalım diyoruz çaktırmadan. Bu düzende insan yoktur, sevgi yoktur, insanın mutluluğu yoktur, barış yoktur, kardeşlik yoktur, ahlak yoktur, adalet yoktur. Ne acıdır ki, bu düzen aldatma ve sömürü üzerine müessestir. Asırlar boyunca bunlar niye yoktur diye düşündünüz mü hiç? İşte bu yüzden yoktur. Ve faşist kapitalist şeytani düzen ve o düzenin güçlü ama beyinsiz pezevenk efendileri her daim niçin egemen oluyorlar diye düşündünüz mü hiç? İşte bu yüzdendir. Bilakis biz insanlık adına, insanlığın onurlu yaşaması uğruna, adaletin ikame edilmesi uğrunda, barış ve kardeşlik yolunda savaşmıyoruz. Ama sanki bu kutsal amaçlar uğrunda savaşıyormuşuz gibi bir algı yaratıyoruz, anlama yetisi olmayanlar da bu sunumu doğru kabul edip, sunumu yapanlara müzahir oluyorlar, onlara adeta tapınç içinde oluyorlar. Hadi buyurun bu düşüncenin yanlış olduğunu söyleyin. Yüreğiniz yetiyorsa, cesaretiniz varsa olumsuzlayın bu düşünceyi, dosdoğru olarak. Ama yapamazsınız bunu, badema da yapamayacaksınız, zira bu düşünceyi olumsuzlayacak tek bir kişi anasından doğmamıştır, badema da doğmayacaktır. Zira bu düşünce hakikatin mutlak ve muhakkak olarak ta kendisidir. Ben söylediğim için böyle değildir, benden ve benzerlerimden bağımsız olarak böyledir. Dosdoğru olanlar için böyledir, ilânihaye böyle olmaya da devam edecektir. Bu yüzden yalnız kalmayı yanlışları kabul etmeye müreccah kılamıyoruz. Yalnız kalmaktan korktuğumuz içinde yanlış olmayı, yanlış yaşamayı, yanlışlara boyun eğmeyi içselleştirebiliyoruz onursuzca. İşte bizler tarihsel süreç içerisinde böyle böyle cahilleştirildik, gerçeklerden koparıldık, yalanların kurbanı olduk. Faşist kapitalist şeytani düzenin güçlü ama beyinsiz pezevenk efendilerinin kulları, köleleri, köpekleri olduk ve şimdi bir türlü kopamıyoruz yamandığımız hayattan, bilakis mahkûmu olduğumuz bu hayatın amansız takipçileri, destekçileri, savunucuları oluyoruz ve bunu kutsal bir görev olarak addediyoruz. İnsanlık uğruna kavga verenleri de düşman belliyoruz ve telin ediyoruz. Din ruhumuzda ama gövdemize yapıştırılan din ruhumuzda ki dini katlediyor farkında değiliz. Maalesef bizim ruhlarımızı öldürmüşler ve insanlık tarihinin en büyük cinayetini işlemişler ama bizler katillerimize meftunuz ve bu yoldan bir türlü ayrılıp doğru yola, aydınlık yola, güneşli yola yönelemiyoruz.

 

EKSTRA:

 

Sevgili gençler! Atalar bile ‘’gündüzün şerri gecenin hayrından iyidir’’ demişler. Her atasözü doğrudur diye bir algı çıkmasın buradan sakın. Ama gece karanlıktır, yolunu, yönünü şaşırırsın, kaza olasılığı daha fazladır, hiçbir şeyin güzelliğini tam olarak, berrak olarak göremez ve hissedemezsin, hissederek yaşayamazsın. Fazla korku, fazla endişe demektir gece. Ama ya gündüz, gündüz güneş demektir, çiçek demektir, aydınlık demektir, yaşamdan haz aldığının farkında olmak demektir, güzellikleri tam olarak, berrak olarak görmek ve hissetmek demektir, her şeyi hissederek yaşamak demektir, yolunun aydınlanması demektir, yönünün bilinmesi demektir. Siz, siz olun, gündüze, aydınlığa, güzelliğe doğru dönün yüzünüzü. Fırsat bir kaçtı mı bir daha geri getiremezsiniz, hayatınız heba olur, berbat olur. Yalana, dolana inanmayın, kimliklere aldanmayın, atılan oltaya takılmayın. Lütfen gençler, bir şey yapmanız gerektiğinde öyle bir şey yapın ki yaptığınız şeyin sonucu sonsuza kadar unutulmasın ve kaybettiğiniz hayatınız olduğu gibi geri gelsin.


EKSTRA:


https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/enflasyon-aralikta-dusmese-bile-cikmaz-ayin-son-carsambasinda-kesin-duser-7070895/?utm_source=yazardetay&utm_medium=free&utm_campaign=dahafazlahaber

 

Ne diyorsun canım kardeşim?  


https://artigercek.com/haberler/odtu-ye-giremeyen-babacan-dan-aciklama

 

İlginç yani, ne biçim bir şey bu? Ayıp ama.

Tarih: 13.04.2022 Okunma: 252

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?