İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...45...

Özgür DENİZ - 30.03.2022

Ya, çocuk, gözünün önünde arabayı çiziyor ama ben çizmedim diyor, gördüm ulan gördüm işte çizen sendin diyorsun ama hayır illa reddediyor ve sonunda seni inandırıyor, niye? Çünkü malsın mal. Ulan gördüğün şeyi bir anda görmemişsin gibi geliyor sana ve inanıyorsun karşındakine. Oysa gördüğün şey gerçek lan gerçek işte, niye inanıyorsun karşındakinin söylediğine? Gözünün içine baka baka yalan söylüyor işte sana ve sen inanıyorsun, niye? Saf malsın çünkü. İşte biz insanlar böyleyiz, görürüz ama hayır gördüğün gibi değil denildiği zaman hemen hakikaten öyle mi diye sorarız, kendimize inanmayız, görüp duran gözlerimize güvenmeyiz ama karşımızdakine inanırız, güveniriz. Kendi kendine duyulan bu inançsızlık ve güvensizlikte bizleri onursuzca yaşamaya mahkûm eder. Sonuna kadar hakkımız olan bir şeyin hakkımız olmadığını düşünmeye başlarız ve sonunda inanırız da buna. Hiç soruyor musun kendine; niçin layık olduğum hayatı yaşayamıyorum diye? Ben bu dünyaya it gibi yaşamaya mı geldim diye soruyor musun hiç? Hep birileri yiyecekler, sen de bakacaksın, onlar yemeye, sen de bakmaya mı geldin lan bu dünyaya? Niçin haklarına çöküldüğünü, senin olanın niçin başkasında olduğunu sorguluyor musun hiç? Hayır, böyle bir şey yapmıyorsun, böyle bir şeyi yapmaktan korkuyorsun ya da malsın umursamıyorsun. İşte bu yüzden yaşayamıyorsun ahmak. Dünyayı başkalarının sanıyorsun, her şey başkaları için var diye düşünüyorsun, başkaları yaşıyor sen de izliyorsun bu yüzden. Dine, kimliğe bakıyorsun ve hemen boyun eğiyorsun, yaşadığını kaderin sanıyorsun, geri çekilip çekildiğin geride duruyor ve durduğun yere layık olduğunu sanıyorsun. Öküz müsün lan sen? Başkalarının yaşadığı her şey senin lan senin. Senin olana çökmüşler, el koymuşlar ve seni senin olandan mahrum bırakmışlar, sen de bunu kabul etmişsin ve layığım dediğin hayatı değil, layık görülen hayatı yaşamaya mecbur kalmışsın. Aslan payını alacakken, çakal gibi yaşamaya ve etsiz kemikleri kemirmeye razı gelmişsin. Bir insan hakkını aramaktan korkar mı lan? Korkuyorsun işte, ben bunu değil şunu hak ediyorum bile diyemiyorsun, bunu diyemeyen sen değilsin, başkaları dedirtmiyor ama bunu sindiriyorsun ve dedirteni haklı görüyorsun, niye diyemiyorum diye olguyu ve olayı anlamaya çalışmıyorsun. Dedirtmeyene de nefret bile duyamıyorsun. Adeta bir zombiye dönüşmüşün de farkında değilsin. Lan bir kere de ait olmak için delirme, bir kerede tanımlatma kendini, bir kere de belirlenmeyi reddet be, ölür müsün? Kendin ol lan kendin ol ve kendini yaşamak için savaş. Şöyle bir kez olsa da soyun her şeyden ve çırılçıplak kal bakalım ne olacak, hayat nasıl olacak, kendini nerede ve nasıl bulacaksın gör bi. İşte o vakit anlayacaksın ki, bugüne kadar yaşatmışsın ama yaşamamışsın. Her şey seninmiş ama sen her şeyi başkalarının sanmışsın. Cesur olmak gerekiyormuş ama sen hep korkmuşsun. Değiştir lan şu kafanı ve artık değişsin hayatın. Göreceksin ağlayarak geldiğin dünyadan gülerek ayrılacaksın ama böyle devam edersen ağlayarak geldiğin dünyadan bırak ağlayarak gitmeyi, yılan gibi sürünerek gideceksin. Değer mi lan değer mi, bir kerecik olsa da sor kendine. Değemez diyecektir ruhun da, beynin de göreceksin ve duyacaksın bunu inan bana! Öyleyse haydi baştan yarat kendini ve yeni bir insan ol, meydan oku yaşadığın hayata ve almak için amansız bir kavga başlat layık olduğun hayat için. Var mısın çalınan hayatını geri kazanmaya?

 

UTANMAK DUYGUSU

 

Ya bi insan kendinden güçsüz insana merhamet eder değil mi? Yani insaflı, vicdanlı, adil olur değil mi? Yani empati yapar, kendini karşısındakinin yerine koyar ve yapacağı eziyeti yapmaz de mi? Karşısında ki acı çekiyorsa, o kişinin karşısında sevinç çığlıkları atmaz, kahkahalarla gülmez de mi? Karşısında ki yürüyemiyorsa, bak yürümek ne güzel hadi yürüsene demez de mi? Peki böylesi bir davranışı yaptıracak ya da yaptırmayacak olan nedir? Utanma duygusunun varlığı ya da yokluğudur de mi? Utanma duygusu, insanı insan kılan bir duygudur. Utanma duygusu insanlığın sınırıdır. Sınır aşıldığı vakit, insanlık tedricen yok olur. ‘’Utanmıyorsan dilediğini yap.’’ Hz. Muhammed söyledi bu sözü ve nice filozoflar da ardı sıra tekrar ede geldiler defaatle. Bir insan, eğer, gerçekten, sureten de sıraten de insansa, utanma duygusuna sahiptir; eğer ki, utanma duygusuna sahip değilse, sureten insandır ama sıreten hayvandan aşağı bir mahlûktur ki, hayvan, haddizatında aşağılık bir varlık değildir, sadece akılsız, duygusuz, bilinçsiz olması hasebiyle böyle söylenmiştir, burada da hayvanın aşağılık olduğu söylenmiyor tam aksine hayvanın seviyesi gereğince mahkûm olduğu yaşamın altına düşenin aşağılık olduğuna vurgu yapılıyor. Bu yüzden bir insanda behemehâl utanma duygusu olmalıdır. Çünkü utanmayan insanın yasası, sınırı yoktur. Utanmayan biri gerçekten her türlü ahlaksızlığı, onursuzluğu, şerefsizliği, alçaklığı yapmaya hazırdır. Ne kızaracak bir yüzü vardır ne de aktif bir vicdanı utanmaz insanın hatta doğru ifadeyle; insan görünümlü yaratığın.


EKSTRA:


https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/vermedikleri-sadece-itibar-garantisi-kalmisti-7041805/?utm_source=yazardetay&utm_medium=free&utm_campaign=dahafazlahaber

 

https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/medine-hurmali-kestane-balli-manda-yogurdu-7039701/?utm_source=yazardetay&utm_medium=free&utm_campaign=dahafazlahaber



BU YAZILAR NE BİÇİM YAZILAR YA? Ayıp ama. 

Tarih: 30.03.2022 Okunma: 243

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?