İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...8...

Özgür DENİZ - 20.02.2022

Şeytan, uşaklarına ve hadimlerine dünyayı öyle bir sunar ki, koşa koşa giderler ama öyle azar azar verir ki, bağlansınlar ve bırakamasınlar. Şeytan, insan denilen yaratığı öyle bir sarar ki, onları iğrenç bir leş için birbirlerine havlayan itlere dönüştürür adeta ve sonra da güler onlara. Yüzü ve hayâsı olmayan için sorun mudur bu? Kesinlikle hayır, zira yüzsüz ve hayâsız olan için her şey normaldir. Onlar leşten kapabildikleriyle avunurlar, mutlu olurlar, şeytanın kendileriyle alay etmesiyle ilgilenmezler bile. Çünkü leşle beslene beslene özlerini ve kendilerini kaybetmişlerdir. Şu dünyayı seyreyleyin bir, şeytanın uşaklığını ve hadimliğini kabul eyleyenleri ve böylesi bir düşüklüğü reddedenleri, hangi taraf nasıldır ve nasıl yaşamaktadır? Bugün insançocukları maalesef şeytanın esirleridirler, şeytanlaşmışlardır. Şeytani bir şekilde yaşamaktadırlar. Ama suçlu hep şeytandır ne gariptir ki. Gerçeği görmeyen gözler, bunu öyle bir görmektedirler ki, gözleri fal taşı gibi açılmaktadır. Dünya karşısında gözlerinin feri sönmüş, akılları dumura uğramış, kulakları duymaz olmuş, vicdanları hissedemez olmuştur. Artık durmak ne mümkündür, hedefe varmak mümkünken. Öyleyse dünyanın büyük zevklerini, görkemli nimetlerini tatmak varken, niçin tüm bu zevklerden ve nimetlerden mahrum kalınsın ki? Satarsın şeytana ruhunu, alırsın tüm zevkleri ve tüm nimetleri kaparsın ve domuz gibi yaşarsın. Üstelikte nimetler insanlığın ortak malıyken münhasıran kendine hasredersin hepsini. Ondan sonra vur patlasın, çal oynasın, ohhh ne güzel hayat ve ne rahat! Gerçekmiş, napacaksın seni süründürecek gerçeği değil mi, şimdi gerçeğin sırası mı? Öyle ya gerçeğe kulak verirsen vicdanın sarsılır, sızlar. Şimdi vicdanı rahatsız etmenin zamanı mı değil mi? Namuslu olan ne kazanmışta, namuslu olmanın kıymetinden dem vurulsun? Her şey namussuzun, pezevengin elinde, öyleyse namus bir hikâye değil mi? Evet, evet, aynen öyle. Buyurun namussuzluk pazarında pezevenklik yapmaya. Ne kaybedersin ki, tüm pezevenkler nasıl olsa kazanmaktadır, biraz da sen kazanırsın ve doya doya yaşarsın yalancı dünyada, nasıl olsa şeytan da tam arkanda, yere gelmez sırtın da. İşte böyledir burası, pezevenk şeytanın pezevenk çocukları. Söyleyin lütfen, hangi gariban biri, namuslu biri, ülkelerin topraklarının en görkemli yerlerinde keyif yapabilmişlerdir, yapabilmektedirler? Ormanlık alanları gasp edip oralara villalar dikebilmişlerdir? Mavi sularına nazır şatolarda oturup, bacak bacak üstüne atıp kahvelerini yudumlayabilmişelerdir? Nasıl kabil olabilir ki böylesi bir şey, ter, kan, yaş dökerken, emek verirken, ekmek peşinde koşarken? Zira yaşamak kavgası diye bir kavganın içindedir tüm insan olanlar. Şeytanın çocuklarının ise böyle bir dertleri yoktur nasılsa, keyif onlar için vardır, zevk onlar için vardır, kavgasız, gürültüsüz, zahmetsiz, bedelsiz yaşamak onlar içindir. Çaldıkları milyonları koyarlar bankaya, alırlar ayda milyonları ve fink atarlar altına ölülerin yattığı toprakların üstünde, nasıl olsa ölenler onlar için ölmüşlerdir. Nasıl olsa artan her şeyle birlikte onların da servetleri artmakta, tekasür etmektedir. Öyleyse durmayalım koşalım bulunmamız gereken yöne doğru! Hey gidi zavallı insançocuğu…

Tarih: 20.02.2022 Okunma: 206

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?