MEDYA-DİZİ...

Özgür DENİZ - 12.02.2022

Medya dediğiniz şey; yalanları gerçek, gerçekleri de yalan olarak gösteren bir sihirbazdır. Köpektir medya ya. Ağzından salyalar akar, efendilerine yaranmak ister, sürekli kuyruk sallar. Başı hep öne eğiktir hayvanlar gibi. Çünkü yukarıdan istemeyi bilmediği ve istediği her şey önüne atıldığı için başını kaldırmaya alışmamıştır. Omurgası yoktur, şerefi, namusu, şahsiyeti, haysiyeti, karakteri, kişiliği yoktur. Köşe kadılığı yapan, ağzından salya, dilinden zehir akanları geçiyorum, onların ne köpek olduklarını, gerçeği nasıl tersyüz ettiklerini biliyorsunuzdur, dün şöyledirler, bugün böyle, yarın her yerde, neyse mevzumuz diziler şu an. Diziler de, medya denilen pislik yuvasının, sihirbazlık gösterilerini sergilediği sahneleridir. O dizilerdir ki, hiçbirisinin gerçek hayatla zerre miskal ilintisi yoktur. Oradaki hayatların gayesi, buradaki hayatların köklerinden kopup gitmesidir. Uyuşmuş hayatların, uyanık hayatları da uyuşturma uğraşıdır diziler. İnanıp güvenmeyin, aklınıza ve vicdanınıza inanıp güvenin. Ya medyaya niye inanıp güvenirsiniz ki zaten? Aklınız var, evet aklınız var, aklınız yok mu ya, çağırın ona danışın. Size en doğru yolu, en doğru hedefi aklınızın ışığı gösterecektir. Ya bizler gerçekten geri zekâlı mıyız, o akıl niçin var kafa diye taşıdığımız şeyin içinde? Sorun, sorgulayın lan. Hem de zihninize gelen her görüntüyü, her sesi sorgulayın. Sorgulamadığınız hiçbir şeyi de yaşamayın. Mesela; sorgulamadığınız dini bile yaşamayın yahut sorgulattırılmayan dini reddedin. Zira Tanrı bile sorgulayanları seviyor. Gerçekten ancak öküzler sorgulamadıkları şeyleri yaşarlar. Medya; dizileriyle, şeytanı insan, insanı da şeytan yapar; iyiyi kötü, kötüyü de iyi yapar; en büyük itibar suikastçısıdır. Dikkat etmezseniz, kötülerin ve şeytanların kucağına düşer, iyileri ve insanları lanetlersiniz. Medya cemaatiniz, diziler şeyhiniz olmasın. İzlerseniz bile, algı operasyonlarının kurbanları olmayın. Her an sorarak, sorgulayarak izleyin. Öyle bir algı operasyonu yapılıyor ki, şok olursunuz. Keşke kelime kelime tahlil edebilsek, düşünce hürriyetimiz olsa da. Her kişiyi, her sözü, her hareketi apaçık ortaya koysak. Bunlar öyle bir şeytandır ki; sizleri mal yerine koyup, zihinlerinizi yönlendirmek, vicdanlarınızı etki altında tutmak isterler hatta bunu yapıyorlar da. Münhasıran güçlerini korumak, servetlerini artırmak ve ağababalarının işlerini daha kolay kotarmak için yapıyorlar her şeyi. Öyle bir yapıyorlar ki, umarım farkına varıyorsunuzdur. Güya sizleri kandıracaklar ya, çaktırmadan iyi insanları şeytanlaştırmaya ve toplum indinde itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar, toplum onların söylediklerine inanmasın diye. Hatta bence gidin MAHKÛM izleyin en iyisini yaparsınız. Zaten dizi dediğin boş şeylerdir, en azından daha az boş olanlarını, biraz da olsa gerçeklikleri olanları, hayatta karşılığı bulunanları izlemiş olursunuz. Zira abuk sabuk, boş, bomboş, iler tutar yanı olmayan, çağımızla ilintisi bulunmayan, böbürlenme duygusu zerk etmekten başka hiçbir şey sunmayan, duyguları sömürmekten başka hiçbir halta yaramayan dizilerle dolu medya denilen şey. Size diziyi hap gibi veriyorlar, yutuyorsunuz, şifayı kapıyorsunuz, bir daha girdiğiniz girdaptan çıkamıyorsunuz, uyurgezer oluyorsunuz artık. Ki, dizi çevirmesini de bilmiyorlar, hepsi birbirinin aynısı, aynı sesler, aynı sözler, aynı hareketler, aynı algılar, aynı yönlendirmeler. Basitin de basiti, ipe sapa gelmez, abuk sabuk manyaklıklar. Kötüyü iyi, iyiyi kötü diye yedirmeler çaktırmadan. Niçin böylesi aptalca, iler tutar yanı olmayan, hayatla ilişiği bulunmayan şeylere inanıyorsunuz ve hayatınızı başka hayatlara kurban ediyorsunuz? Gizemli sözcükler kullanıyorlar ve büyülüyorlar. Zımnen korku yayıyorlar ve yerinizde durmanızı sağlıyorlar. Öyle bir aldatıyorlar ki, zihninizi alenen felç ediyorlar. Nasıl yönlendirilecektiniz istendik yönde ve nasıl gizli talimatlara uyacaktınız yoksa? İstenilenleri nasıl yapacaktınız? İşte böyle olur bu işler. Biraz büyülü sözler, biraz korku ve nihayet hedefe ulaşmak. Oysa iki seçenek var varlık dünyasında; yaşamak ve ölmek, işte bu kadar, her şey basit ve somut. Yaşayacaksınız ve öleceksiniz, o zaman niçin yaşamayı erteliyorsunuz? Size yapabilecekleri ne var? Siz yaşamanıza baksanız olmaz mı, ölmek zamanı geldiğinde herkes zaten ölecek, neyden, niçin korkarsınız öyleyse? Başka kulvarlarda yapılamayan şeyler dizi tavassutu ile yapılmaya yeltenilmektedir. Hayatımız düşman dolu, diziler düşman dolu, önümüz, ardımız, sağımız, solumuz düşman. Yapman gerekeni yapma, her şeyi düşmana hamlet çık işin içinden, oh ne ala memleket. Ulan düşmanla doğduk, düşmanla ölecez ama arada yaşamak nedir bilemedik, tadamadık, göremedik, hissedemedik. Ne bim iş lan bu? Bu mu lan hayat? Hayır, bu palavralara karnımız tok. Artık insanca yaşamayı istemeliyiz! Yeter artık demeliyiz içine düştüğümüz sahte dünyaya, yalanların savrulduğu, hakikatin yandığı dünyaya. Bu dünyaya insanca yaşamaya geldik biz.

Tarih: 12.02.2022 Okunma: 240

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İ.Hakkı Cengiz

12.02.2022 - 10:36

Bütün medyayı aynı torbaya koymak hakça değil. Senin sık sık bağlantılarını verdiğin namuslu medya ve medyacılar da var. Biz de o medyanın çooook küçük de olsa bir parçasıyız. Dizilere dair söylediklerinle yerden göğe kadar haklısın. Emeklerine sağlık, sevgili kardeşim. Selâmlar...

Özgür DENİZ

12.02.2022 - 10:51

Kalben sonsuz teşekkürler saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. Fazla namuslu olmak tehlikelidir bu ülkede. O yüzden ağac bilmeyene, ağaca traktör diyene hayır bu ağaç demek tehlikelidir. Bu ülkede gerçek hep tehlikelidir. Zaten gözü olupta gören, aklı olupta anlayan, kalbi olupta hisseden gerçeği görecektir. Aynı lanetli evin içine girmez tüm insanlar. Kalben bilmukabele saygılar selamlar.