İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...370...

Özgür DENİZ - 08.02.2022

Her tarafı tüm teferruatıyla olabildiğince sarih bir şekilde izah ve izhar ettik. Elimizden geldiğince, olabildiğince masum, doğal, yalansız, yönlendirmesiz olarak yapmaya gayret ettik bunu. Hatta sanki koca bir hayatı bir kitaba sığdırdık. Şu ana dek, dünyanın içinde bulunduğu hali, gittiği yönü, nereye varma ihtimalinin olduğunu, dünyaya hükmedenlerin kimler olduklarını, onların kimlerle teşrik-i mesai yaptıklarını, kimleri maşa gibi kullandıklarını, kimlerin özlerini terk ederek bunlarla bir olduklarını, kimlerin değerlere ihanet etme pahasına bunlara payandalık ettiklerini, kimlerin insanlığı acımasızca düşürüp çiğnediklerini, tüm bunları yaparlarken hangi yöntem ve metodu kullandıklarını, taktiklerinin ve stratejilerinin ne olduğunu, her birinin kafa ve ruh yapılarını tecrübelerimiz ışığında ve indi mülahazalarımız çerçevesinde derinlemesine tahkik ettik, çözümledik, tahlil ettik. İnsanlığın neyle, niçin ve nasıl afyonlandığını inkârı imkânsız bir şekilde ortaya koyduk. Her şeyi teşrih masasına yatırdık ve en uç noktalarına, sinir uçlarına kadar tetkik ettik. Ortaya berrak bir resim koyduk. Ve bu resim, olmayan değil olan bir resim, gerçek bir resim yani hayal ürünü bir resim değil. Tüm kalpleri ve kafaları ıskat eden, itiraza mahal bırakmayan bir resim, elbette böyle olmadığı da söylenebilir ama yine hayatın içinden aksi bir resimle hüccetlendirilerek yapılmalıdır bu. Her şey meydanda. Olmayan bir şeyi söylemedik. Olan şeyi de gizlemedik. Düşmanımız olsalar bile yalan konuşmadık, haksızlık etmedik, iftira atmadık, adil olduk. İşte tek başımıza öylece dikilip her şeyi karşımıza aldığımız vakit, gördüğümüz manzara bundan başkası değildir. Öyleyse bu dünya bizim dünyamız olamaz, bu dünyayı gönüllüce kabullenip öylece oturamayız, suskuya teslim olamayız. Zalimlere boyun eğemeyiz, terimizi, yaşımızı, kanımızı, emeğimizi sömürüp, yaşamak sevincimizi zehirleyip, bizleri onursuz bir yaşama mahkûm edenlere eyvallah edemeyiz. Bu dünya böyle gitmez, insanlık böyle yaşayamaz. İnsan değişmelidir, toplum değişmelidir, devlet değişmelidir, dünya değişmelidir. Her şey yenilenmelidir. Mühim olan dünyayı yorumlayıp durmak değildir, onu değiştirmek için sürekli hareket etmektir. Mühim olan köpekleri taşlayıp durmak değildir, sahibinin çarkına çomak sokmaktır ve çarkları paramparça etmektir. Halk toprağında tüm insanlığı sarsacak, eski ne varsa yok edip yenisini getirecek bir devrim olmalıdır. Bu netice; insanlığın geldiği aşamada tarihin zorunlu kıldığı bir gerçekliktir. Kimsenin bizleri aldatmasına, avutmasına, uyutmasına lüzum yoktur. Gerçekliğe sırtımızı dönemeyiz. Mevcut gidişatın insanlığı nereye getirdiği malumdur ve nereye götüreceği de aşikârdır. Öyleyse buna rıza gösteremeyiz. Buna gönüllü olarak eyvallah diyemeyiz. Kendimize ve insanlığa ihanet edemeyiz. Biz çocuk değiliz, eline bir şeker tutuşturunca susturacak! Cesaretli olmalıyız, daha fazla cesaretli olmalıyız, aydınlığa ulaştıracak kurtuluş ışığı bizim ellerimizdedir!

Tarih: 08.02.2022 Okunma: 251

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?