İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...367...

Özgür DENİZ - 05.02.2022

Ey ağalar, beyler, paşalar! Söylemekle, bol laf üretmekle, nutuk atmakla, abesle ve malayani ile iştigalle, çocukça işler yapmakla büyük insanlar olmuyorsunuz, olamazsınız, olamıyorsunuz da, gerçekten böyle olabilecek çapınız olmalı, cesaretiniz, yüreğiniz ve beyniniz olmalı. Ama var mı o çap, yürek, cesaret, beyin sizde? Vallahi, billahi, tallahi yok ve olmadı da hiçbir zaman. Yaptıklarınızla bize zarar veriyorsunuz belki ama gerçekte verdiğiniz şey zarar değil, ruhumuzda ki ışığı söndürüyorsunuz, ruhlarımızı öldürüyorsunuz hatta öldürdünüz de ve içimizdeki kötülükleri ayaklandırıyorsunuz. İşte siz niçin kötüsünüz biliyor musunuz? Haksızlık yaptığınız için değil, asıl olarak bizleri tükettiğiniz, umutlarımızı çaldığınız, bizlerin hayallerimizi karanlığa gömdüğünüz, düşlerimizi kirlettiğiniz, bizleri birer ölücana dönüştürdüğünüz, içimizde bir yerlerde gizlenmiş ve küllenmeye yüz tutmuş kötülükleri ayaklandırdığınız, bizleri kötülüğe yönlendirdiğiniz ve daha kötüsü ruhumuzda ki ışığı söndürdüğünüz için kötüsünüz, vahşisiniz, canavar ruhlusunuz. İnsanlıktan o kadar uzaksınız ki, yeniden insanlık otağına dönebilir ve insan olabilir misiniz bilmiyorum. Niye böylesiniz, niye böyle yapıyorsunuz? Hangi büyük emeller uğruna böyle yapıyorsunuz, böyle bir şeyi yapmanıza değecek ne var söyleyebilir misiniz? Dünyayı mı istiyorsunuz? Lanet olsun sizin dünyanıza, lanet olsun karınlarınızda ateş diye biriktirdiklerinize. Alın sizin olsun, başınıza çalın dünyayı. Ama bize insanlığımızı geri verin, bize güzelliklerimizi geri verin, bize, bize ait olanları geri verin ve bize bizi geri verin. Yeniden umut edebilelim, hayal kurabilelim, düşlere dalabilelim. Verme ihtimaliniz var mı, öyle bir ihtimal olduğu için mi böyle söylüyorum? Hayır, ama biz istediklerimizi bir gün mutlaka alacağız. Yemin ederim aydınlık karanlığı yendiği gün, uyuyanlar uyandığı gün, bilgi cehaleti öldürdüğü gün, cesaret korkaklığı alt ettiği gün ve ezilenler zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri olmadığını anladıkları gün bu gerçekleşecek. Biz mutlaka kazanacağız!  Ve sizler mutlaka kaybedeceksiniz. Çırılçıplak kalacaksınız, yoksul kalacaksınız, hiçbir şeyiniz olmayacak, bizleri mahkûm ettiğiniz bir dilim kuru ekmeğe muhtaç kalacaksınız. Ama o gün biz size acımayacağız, merhamet etmeyeceğiz. Evet, adil olacağız ama asla affetmeyeceğiz. Ne ektiyseniz biçeceğiniz şey de o olacak. Ellerinizle ektikleriniz neyse biçecekleriniz de o olacak. Nedametleriniz fayda etmeyecek. Bu yüzden dönün geri, fazla ileri gitmeyin, daha fazla ilerlemeyin, geri dönüşünüz imkânsız olmasın! Herkes kendi kaderini kendi elleriyle çizer!

Tarih: 05.02.2022 Okunma: 227

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?