OLMAZ, OLAMAZ...

Özgür DENİZ - 17.12.2021

Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. İşte bu yüzden susamıyorum, susamam, susmayacağım, susarsam bedelini ödeyemem. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. İşte bu yüzden eğri olamıyorum, olamam, olmayacağım, olursam bedelini ödeyemem. Gerçek ile yalan kesin olarak birbirinden ayrılmıştır, bile bile gerçeği yalanla örtme, gizleme. İşte bu yüzden bile isteye, bile göre gerçeği yalanla örtemem, gizleyemem, örtüp gizlemeyeceğim, örtüp gizlersem bedelini ödeyemem. Ben insanım, sadece insan, çıplak bir insan, karışımsız ve eklemesiz bir insan. Yapmam gerekeni yapmadığımda, uyarmam gereken bir şey varsa uyarmadığımda uyuyamıyor, huzur içinde yaşayamıyorum hiçbir şey yokmuş gibi. Geçelim! Vicdanının sesine kulak vermeyenlerce suçlanacağımı bilsem de, gadre uğrayacağımı bilsem de Tanrı’nın içimde ki sesi olan vicdanımı konuşturacağım. Olgu ve olay üzerinden konuşacağım. Ne yapılar ne de şahıslar umurumda değildir ve mevzumun parçası da değildir. Sen de dinle devlet! Ne ruhum ne de vicdanım bunu tolere edemiyor zira. Yemin olsun ki Tanrı hesap soracak! Yemin olsun ki büyük mahkemede adil bir yargılama yapılacak ve yegâne adil yargıç olan Tanrı’nın huzurunda yargılanılacak. Mutlak kazancı, hesapsız kitapsız kazancı baz alan kapitalist bir zihniyetin ürününe karşı ortak kazancı ve paylaşımı baz alan insani zihniyetin terennümüdür tüm bu sözlerim. Önce iddihar eylediler, sonra ihtikâr yaptılar. Birileri şişerken, birilerinin kanları çekildi. Bunu yapanların, bunu yaparken haz alanların eğer zerre vicdanları sızlamadıysa, sızlamıyorsa, bilakis bunu yaparlarken zevk alıyorlarsa onlar insan değillerdir. Yemin ederim ruhum öyle acıyor ki, cehennem alevleri o acıyı dindiremez. Kazandığınız her kuruş haramdır biliyor musunuz? Yiyin yiyebiliyorsanız. Kim piyasalardaki durumu fırsat bilip ihtikâr yaptıysa ve her doğan fırsatta ihtikâr yaptıysa hatta ihtikâr yapmaya yol vermek için bu yapıldıysa yemin ediyorum her bir garibin, yetimin, gurabanın, mazlumun hakkını yemiştir, yiyecektir, yedirmiştir. Onların karınları alevli ateşle doldurulacak, sırtları kızgın demirlerle dağlanacaktır. Böyle bir şey olmamalı, olamaz, oldurulamaz, oldurulmamalı. Mutlaka tahkikat yapılmalı ve kimler haksız kazanç elde ettiyse behemehâl tüm kazancına el konulmalı ve beytülmale ilave edilmelidir. Mideleriniz nasıl alacak o haramı yerken? Gerçekten huzur içinde yiyebilecek misiniz? Gerçekten ailelerinize, eşlerinize, evlatlarınıza yedirecek misiniz o haram kazançları? Birilerinin cepleri boşalırken ama sizlerin cepleriniz dolarken, birileri açlığa mahkûm olup sizler tok yatarken vicdanlarınız gerçekten rahat olabilecek mi? Haksız kazançla kasalarınızın dolmasından memnun musunuz? Birileri fakirleşip, sizler zenginleşirken ve fakirleşenler hayatın her boyutunda sefalete maruz kalırlarken gerçekten sizlerin yüzleriniz gülebiliyor mu? Kazandıklarınızla alacaklarınızla yeniden kazandığınızda temizlenmiş olacak mı kirli kazançlarınız? Bu kirli ve haram kazançlarınızla alacağınız evlerinizde huzurla oturabilecek misiniz? Alacağınız arabalarınızla huzur içinde seyahat yapabilecek misiniz? Milyonlara alacağınız teknelerinizde gönlünüzce eğlenebilecek misiniz? Boğazınıza takılmayacak mı ansızın yedikleriniz? Ne kadar ter, yaş, kan akıtıp, ne kadar emek verdiniz? Hiçbir emek sarf etmeden, ter, yaş, kan akıtmadan, oturduğunuz yerden, üstelikte milyonların kaybetmeleri uğruna kazandıklarınız ruhlarınızı mutmain kılıyor mu? Haddizatında hırsızlıktan farkı nedir böylesi bir kazancın? Vahşi bir sömürüden farkı nedir? Milyonların emeğinin gasp edilmesi değil midir gerçekte böylesi bir şey? Böylesi bir şeyle pahalılık sizlere sökmüyor ama daha da fakirleşenlerin bellerini büküyor. Böylesi bir durumdan mutluluk duyabiliyor musunuz? Tek başına tokluk utanç verici bir şeydir, komşu açken tok yatılamaz, hiç hicap duyuyor musunuz, birleri bakıp sizler topladığınız leşlerin başında gülerken? Veyl olsun ölmüş ruhlarınıza, kurumuş vicdanlarınıza, dumura uğramış akıllarınıza ve bütünüyle insanlığınıza. Olmaz ya, olamaz böyle bir şey, nasıl olabilir ya? Ruhta, vicdanda, akılda, ahlakta, adalette tolere etmez bunu. Sizden sonra gelecek tüm nesillerinizin hayatlarını kirlettiğinizin farkında mısınız, onlarında midelerini haramla dolduracağınızı biliyor musunuz? Lütfen geniş çaplı bir tahkikat yapınız ve iddihar ettikleriyle ihtikâr yapanları tespit edip isticalen gereken ne ise behemehâl yapınız. Adalet, insan haysiyetine saygıdır ve adalet ancak gerçekle, mutlulukta ancak adaletle kabildir ve adalet halkın ekmeğidir, halka ekmeğini teslim ediniz.

Tarih: 17.12.2021 Okunma: 236

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

i. Hakkı Cengiz

18.12.2021 - 09:03

Sevgili kardeşim, her şey aleni, her şey göz göre göre, bile bile yapılıyor, yaptırılıyor, göz yumuluyor, yol veriliyor. Son bir ay içinde her gün, her Allah''ın günü saat başı yüzde 10 kazanmak, daha doğrusu rant elde etmek mümkün hale geldi. Günde 10 kere yüzde 10 rant elde edebilirsiniz! Tabii başka birileri de ki büyük çoğunluk her gün yüzde 10 kaybeder hale geldi. Fakirleşti. Tekrar ediyorum, bu biline biline yapıldı, belki de yıkıldı. Selâmlar...

Özgür DENİZ

18.12.2021 - 10:28

Artık karar yüce mahkemenindir, gerçek hekemindir yani halkındır. nasıl yaşamak istiyorsa, neye layıksa kararı kendisi verecektir. İnsan gibi mi yoksa köle gibi mi. Gerisi umurumda bile değildir. Şikayetçi olan şereflice şikayetçi olmalı, memnun olan şereflice memnun olmalı. Şikayet eden gereğini yapar memnun olan da gereğini yapar. Karar herkesin hür iradesinindir. Kalben bilmukabele ve derin saygılar selamlar.