İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...276...

Özgür DENİZ - 30.10.2021

Önce bir soru soracam; bu dünyayı düzeltecek olan, kötülüğü engelleyip, iyiliği yayacak (((hep söyleyip durduğunuz bir ilkedir))) olan kapitalist şeytan ve kapitalist şeytanın çocukları mıdırlar? Bana martaval okumayın artık, samimiyetsizliğinizi cerbeze ile örtmeye yeltenmeyin. Geçelim! Hani İslam hidayet kaynağı idi. Hani İslam kurtuluşun yolu idi. Hidayet kimler içindir? Kurtuluşa giden yol karanlıktan mı geçmektedir? Müslümanlar mı hidayete ereceklerdir (((gerçi asıl hidayete muhtaç olanlar, imanlarını tazeledikten sonra, Müslümanlardır ama neyse)))? Müslümanlar mı bu dünyaya, insanlığa kurtuluşun kapılarını açacaklardır? Nasıl gülelim? Nerede kabil olacaktır böylesi bir şey, orada bile kabil midir? Peki, nedir böylesi vurdumduymaz yaşamların sebebi? Kimleri hidayete erdirdiniz bugüne kadar? Yoksa herkesi dinden iman da mı ettiniz, ki görünen köy kılavuz istemez, zaten insançocuklarının yerine bendeniz olsam da başka türlüsünü düşünmezdim, çünkü birilerinde ışığın zerresini bulamazsınız ama karanlığın zifirisine mahkum olursunuz, bir kez düşerseniz ocaklarına. Nasıl bir yaşam olmalıdır ki, hidayete erecek insanın kalbine dokunsun ve o kalbi yumuşatıp akletmeye sevk etsin. Böyle bir kişi çıkar mı içinizden, kâfir olarak tavsif ettikleriniz içinden en azılısının kalbine dokunup, kalbini yumuşatıp, hissetmeye ve düşünmeye sevk edecek? Yoksa kâfir dedikleriniz sizlerden daha mı Müslüman? Olmadığına dair bir hüccetiniz var mı? Bana bir şey sormayın yoksa bendenizi de kâfir ilan edersiniz, çünkü korkarım sizden ve çok korkuyorum da zaten. Buyurun gösterin lütfen. Ha böylesi bir durumda sizler suçsuzusunuz tabi ya, hidayete ermeyen suçludur öyle ya. Sizler öyle güzel örnekler oldunuz, insanlığın sorunlarına öyle duyarlı oldunuz, zulme, sömürüye öyle başkaldırdınız, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlar olmadınız ve isyan bayrağını çektiniz, hak hukuka adalete öyle riayet ettiniz ki, öyle bir ahlaklı duruş ortaya koydunuz ki sizi görenler kör kalıp yine aynı yollarında yürüyüp gittiler değil mi? Bir acaba deyip, şöyle durup, merak edip, neler oluyor diye sorup düşünmediler de mi? Öyleyse sizde hiç suç olur mu? Siz pir-ü paksınız, suçsuz, günahsız, tertemizsiniz değil mi ya? Siz görevlerinizi bihakkın yaptınız, karşılık vermeyenler kendileri bilirler değil mi? Hani müjdeciydi peygamber. O müjdeyi verecek olan kimdir yaşadığımız çağda, yine mi peygamberdir?  Hani tüm güzelliklerin kendi elleriyle hayatı saracağı bir varlıktı Müslüman. Bunu çok iyi müşahede ettik ne mutlu, bir daha ölsekte aldanmayız, kanmayız. Niçin hayat kötülük tarlasına döndü, elinizi attığınız yerden kötülüğü tutuyorsunuz? Yaktığınız her ateş şeytan doğuruyor. Aydınlık dediğiniz şey karanlığın zifirisi çıkıyor. Işık dediğiniz şey radyasyona boğuyor. Bahar diye kapkara kışı getiriyorsunuz.

 

EKSTRA:

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/akillara-zarar-oneri-aile-bakanligindan-vergi-onerisi-bekar-daha-fazla-odesin-483694h.htm

 

ÖYLE BİR SORU SORUP, ÖYLE BİR SÖZ SÖYLEYECEKTİM Kİ, ŞİMDİLİK SUSUYORUM. BİR GÜN MUTLAKA…

Tarih: 30.10.2021 Okunma: 254

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?