İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...264...

Özgür DENİZ - 18.10.2021

Bana ait olan bir dünyada bana mafyalık yapamazsın ve yaptığın takdirde de beni korkutamazsın bebeğim. Korku içinde an be an gebererek yaşamak için gelmedim buraya ben. Kendi evimdeyim ve kendi evimde insanca yaşamaya geldim. Değil lan işte hiçbirinizin ne dünyası, ne çiftliği ne de evi, herkesin lan işte herkesin ve herkesin olan bir yeri kendinizin yeri gibi algılayıp, dilediğiniz gibi hareket edemezsiniz. Mafya münhasıran saklı yerlerde olup haraç kesmemektedir, mafya hayatın her sahasında karanlık yüzünü göstermektedir, politikada bile güya mafyacılık oynamaya ve insanlar üzerine korku salmaya yeltenen tipler vardır. Bu gerçektir, inkârı imkânsızdır, zira hayatın içindeyiz ve gözümüz görmektedir, aklımız düşünmektedir, hisseden bir kalbimiz vardır. Bir can var göğüs kafesinde ve bir gün kafesten uçup gidecek zaten. İnsan dediğin kanatsız bir kuştur, apansız uçar gider, niye yere yapışmak için donup kalsın? O kuş misali olan canı korumak için köpek gibi yaşama eyvallah edemeyiz, yaşamak uğruna baş eğmeyiz baş olmayan başlar karşısında ve itin, köpeğin önünde eğilemeyiz. Size inanmak zorunda değilim. Buyur varsa böylesi bir zorunluluk temellendir ve ıskat et bendenizi. Bendeniz, hepinizin cahil, aptal ve zavallı olduklarınıza inanıyorum ve bendenizin bu iddiamı temellendirecek muhkem hüccetlerim var ama. Zaten ispata da gerek yok her gün ağızlarınızdan taşanlar kim olduklarınız hakkında kâfi derecede ipucu veriyor. Kofsunuz, boşsunuz, alıksınız, bönsünüz, sektersiniz, dar kafalısınız. Dünyanın köpeğisiniz, kendinizden güçlülerin maşasısınız. Ama ne acıdır ki, bu hallerinizle ve vasıflarınızla biz insançocuklarının mukadderatları üzerinde söz sahipleri ve karar vericilersiniz. Hayır ya kim dedi size, insançocuklarını zincirleyecek, onları dilediğinizce yöneteceksiniz, gerekiyorsa kanlarını dökeceksiniz, bu sizin hakkınız diye? Hayır, birisi böyle bir şey söylediyse ya da kulaklarınıza fısıldadıysa söyleyin de başımız üstüne deyip ayaklarınız altında halı olalım. Tanrı’nın bu yönde bir buyruğu mu var da biz bilmiyoruz? Bilakis biz de, siz de yerlerimizi bileceğiz, bilmek zorundayız. Çünkü kimse kimsenin evinde değil, herkes kendi evinde. Hayır ya anlayamıyorum yani, hangi hakla, salahiyetle, benim hayatımı dilediğinizce biçimlendirmeye tevessül edebiliyorsunuz? Bana sordunuz mu bir kere, şu söyle olsa nasıl olur, bu böyle olsa nasıl olur diye? Sormadınız, sormak lüzumu görmediniz ama kendiniz karar verdiniz, kendiniz uyguladınız. Neresinde lan bunun adalet, hak, hukuk denilen şeyler? Ya kaderimden ellerinizi çekeceksiniz ya da özgürce isyan hakkımı söke söke alacağım ve insanlığı kuşatan, acılardan acılara sürgün kılan, dünyanın tüm kaynaklarını bir avuç çapulcu pezevenk kapitaliste peşkeş çeken bu melun düzeni yerle yeksan eyleyeceğim.

Tarih: 18.10.2021 Okunma: 253

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?