İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...250...

Özgür DENİZ - 04.10.2021

Bürokrasiye sızıntı yapmış hainler, Yeşilçamlı ahlaksızlar, sanatçı geçinen aptallar, arabeskle afyonlanmış şarkıcılar, insanları korkutarak pısırıklaştırmış mafya bozuntuları, erdem yoksunu politik şarlatanlar, köşe başlarını tutarak zihinleri iğdiş etmekle görevli şerefsiz şaklabanlar, sonsuz eksiği bulunan ya da ana eksenden sapma göstermiş istihbaratçılar ve kendi özlerinden inhiraf edip başka odakların güdümlerine girmiş bilumum maşalar, bu milletin ve memleketin anasını ağlatmışlar yemin ediyorum. Hakikat ölmüş bu topraklarda kardeşim, yalan fırtınası hakikat namına ne varsa önüne katıp götürmüş bir meçhule. İnsan ölmüş, insanlık sürgün edilmiş kardeşim bu memleketten. Bu memleketin yekpare çocukları bir düşmüşler ama pir düşmüşler ve bir türlü ayağa kalkamamalarının, haksızlık karşısında dilsiz şeytan olmalarının, çıkarlarının kulu kölesi olmalarının nedeni de alınmış olan bu ağır yara. İsyan bile edecek takati yok halkın çocuklarının. Çünkü ne isyan nedir biliyor ne de nasıl isyan edilir anlamıyor. Beynini öldürmüşler, kalbini öldürmüşler, gövdesini dondurmuşlar. Bilmiyor, bilmediğini de bilmiyor. Biliyorum sanıyor ama bildiğini sandığı ne varsa hepsi yanlış. Bu yüzden de yanlış üstüne yanlış yapıyor. Halk toprağı ölmüş, insanlık sofrası toplanmış. Düşüncenin ve isyanın bayrağı indirilmiş. Korkularından geberecek hale getirilmiş insanlar. Korkunun egemen olduğu yerde de her şey çürür, kokar, ölür ve öyle olmuş. Gerçeği görebilen yok, görse de söyleyecek dili olan yok. Çünkü gerçek şeytandır, gerçeği söyleyen de şeytanın dostudur böylesi yerlerde. Konuşan birinin arka yüzü de olabilir ve bizi aldatıyor olabilir diye düşünen yok. Allah; şeytan sizi Benimle aldatmasın demiş ama aldanan aldanana şeytana. Çünkü herkes kimin arkasında duruyorsa, önünde durana Tanrı’ymış gibi tapıyor handiyse. Ahlak çökmüş, adalet münhasıran kendisi için varsa değerli, erdem korkakların işi olmuş. Her şeyi gerçekten öldürmüşüz, yoksa çoktan ayağa kalkmıştık. Ve işin garibi bu halden mutluyuz, içimiz hiç sızlamıyor, acımıyor. Çünkü biz kendimizi unutmuşuz ve başkası olmuşuz. Artık hissetmiyoruz hiçbir acıyı, sızıyı, sancıyı. Artık ne kim olduğumuzu biliyoruz ne de kendisi olduğumuzun kim olduğunu biliyoruz. Tarifi imkânsız olan bir haldeyiz. Biz bu hayata mı layığız gerçekten, ya yaşamıyoruz bu hayatta ya da sürünüyoruz hem de resmen ve alenen sürünüyoruz, yahut yal bekliyoruz kapıda kardeşim ya. Kendimizden de mi hicap duymuyoruz? Ama o da kalmamıştı öyle ya değil mi? Zaten hicap duymayı becerebilseydik, içinde düştüğümüz çukurda olmazdık değil mi? Herkes layığını bulur ve yaşar!

Tarih: 04.10.2021 Okunma: 249

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?