İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...245...

Özgür DENİZ - 29.09.2021

Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak sende iyi bilirsin ki Sayın Devlet; ömrümü seni savunmaya verdim. Seni yönetmeye talip olanları değil, bu yüzden sen değil belki ama onlar hadlerini bilecekler, münhasıran hakikatin apolojisini yapmam muvacehesinde. Sen susturabilirsin belki ama onların bendenizi susturmaları kabil değildir ve badema da olmayacaktır böylesi bir şey. Çünkü onların değil senin yurttaşınım bendeniz. Çünkü sen benimsin, onların değil. Sen şeytanların külahı değil, mazlumların korumasısın ve yurttaşlarını korumakla vazifelisin, eğer ki kendini, haddini, ödevini biliyorsan olması gerekendir bu. Ha, haklılığınla ve haksızlığınla mı? Asla. Bendeniz senin varoluşun konusunda apoloji yaptım her daim, bilakis uygulamaların mevzusunda değil. Seni tolere edebilirim belki ama yanlışlarını asla tolere etmem bunu da bilmelisin. Zira haysiyetsiz ve kahpe bir insan olurdum bilakis. Bir kere küstüm, belki bir gün söylerim sebebini. Haddizatında nesnel temelde ve kuvvetli hüccetlerle savundum varlığını ama yine de öyle anlar oldu ki, faşistlikle yaftalandım anlamayan cahil cühela tarafından. Tıpkı başkalarınca başka şekillerde de yaftalandığım gibi. Çünkü düşüncenin dar geçitlerinden geçtim de geldim, her durakta farklı şekilde karşılandım, farklı şekilde tavsif edildim düşünceyle zerre miskal iltisakı olmayanlarca. Acılarda yaşadım, sevinçlerde ama hep hüzünlü yaşadım, çünkü düşünce zor olandır. Gecen gündüzün belli olmaz, hiçbir anı rahat yaşayamazsın. Zevkler haram olur çoğu zaman. Çünkü düşüncen arabansa, her durağa uğramak gibi kaçınılmaz bir kaderin olacaktır kuşkusuz. Öyleyse kaldığın her durakta, güya bir durakta bekliyor olduğunu sananlarca yaftalanman da kaderin olacaktır. Bizimkisi de o misal. Her türlü yaftalanmaya, acıya, kedere, ıstıraba rağmen seni savundum ama sen bir kere bile bana adil davranmadın. Zalimlere de dur demedin. Beni hep ezdirdin ve sömürttün. Sana güvenmek büyük bir aldatmacaymış, çok sonra anladım bunu. Ama ne gariptir ki, hala sanki sana güveniyormuşum gibi, bir gün yine her şeyi düzeltmek için bir şeylere el atacakmışsın gibi bir his var içimde. Çünkü her nev’inden insanları tanımak arzusuyla doluysan ve her düşünceye merakın varsa ve de üstüne kozmopolit bir kişiliğin bulunuyorsa böylesi bir şey kaçınılmaz oluyor yani bitevi yaftalanmak. Kaçındım mı? Hiçbir zaman? Kimilerinden kovuldum mu? Hatta kovuldum denmez, ben terk ettim, zira terk etmek zorunda kaldım maalesef.  Ama bu kovulmak haddizatında terk edeceğim ihsas edildikten sonra oldu her daim yani gitmem için soğukluk girdi araya ve kovmayalım ama gitsin istendim. Cesaret herkesin üzerine oturmuyor naparsın. Zaten insanları tanımak ve düşüncelerle hemhal olmak için yaratmış bendenizi Tanrı. İnsan hayatlarını takipte sonsuz başarı kaydetmiş İstihbaratın bunu mutlaka biliyordur. Bendeniz ihanet etmem ama afta etmem. Zira son nefesime kadar yanlış yapmayacağıma dair söz verdim kendime, hiçbir şeye, tabi sana da. Ama bana yapılan yanlışı da asla affetmem, edersem işte o vakit kendime ihanet etmiş olurum. Çünkü her daim haklı olmak için, haksız çıkmamak için canım pahasına kavga ederim kendi kendimle. Haksız çıktığımda da kuşkusuz kabul etmeyi şeref sayar, erdem bilirim. Ben böyleyim, it gibi, domuz gibi yaşamayı beceremiyorum naparsın, tek bir kulun hakkını yemeyi içime sindiremiyorum, iftira atmayı beceremiyorum, gammazdan anlamıyorum.

 

EKSTRA:

 

YILMAZ ÖZDİL, AHMET TAKAN, HÜSNÜ MAHALLİ, SONER YALÇIN, BARIŞ PEHLİVAN, BARIŞ TERKEOĞLU, AYŞE SUCU mutlaka ama mutlaka üşenmeyin, bıkmayın, usanmayın okuyun. Sonlardaki beş, altı yazılarını kesinlikle ve kesinlikle okuyun. Sorgulayıcı bakış açınıza hatta gerçeği ucundan yakalamanıza şeksiz ve şüphesiz faydası olacaktır, şerefimle temin ediyorum. Etmezse şerefsiz olduğumu buradan ilan ediyorum. Bakınız her dedikleri mutlak olarak doğrudur demiyorum, bu adamlar mutlak iyi adamlardır demiyorum ha kötü adamlardır mı diyorum, asla onu da demiyorum, bunlara okuduktan sonra kendiniz karar vereceksiniz ama okuyun ve düşünün diyorum. GEÇİŞ AŞAMASI için okuyacaksınız bunları yoksa bunlarda sıkıntı takılıp kalırsanız. Zira bizim uzun soluklu gerçek hedefimiz, gayemiz, tüm eylemlerimizin yegâne durağı DEVRİM’dir. Tüm insanlığın ortak sevineceği, güleceği, ağlayacağı, eğleneceği ve birlikte üretip, birlikte tüketeceği DEVRİM’dir.

 

https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/hayrettin-karaman-uzerinden-bir-tahlil-1590752

 

https://www.karar.com/yazarlar/ahmet-tasgetiren/hayreddin-hocam-1590753
Tarih: 29.09.2021 Okunma: 276

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?