İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...221...

Özgür DENİZ - 05.09.2021

Dünya da münhasıran iki taraf var; tanımlamanızı nasıl yaparsanız yapınız bu değişmez yani isteseniz de değişmiyor ve siz mutlaka iki taraftan, sınıftan birine düşüyorsunuz. Beyniniz patlasa, ciğeriniz çatlasa aksi kabil değil, olmuyor yani olmuyor. Bunlar; müstekbirler ve mustazaflar, zalimler ve mazlumlar, ezilenler ve ezenler, kompradorlar ve emekçiler, köleler ve efendiler, burjuvazi ve proletarya. Hangi boyuttan bakarsanız bakınız, ne kadar reddedip yeniden üzerinde düşünürseniz düşününüz, ortaya bu resim çıkıyor ve siz hayatı bu resme göre yorumlamadıkça ve kendinizi bu temelde konumlandırmadıkça ve sorunlara çare ararken bu gerçeği baz almadıkça belirsizliğin açmazında kıvranmak zorunda kalacaksınız ve elde edeceğiniz hiçbir şey de olmayacaktır. Dünya da dehşetli bir oyun var ve biz bu oyunun iç yüzüne bigâneyiz ama oyunu kuranlar ve tüm köprülere, geçitlere tuzak hazırlayanlar bizleri ekarte etmiş değiller. Çünkü oyunun kaderini belirleyecek olanlar, oyunda etkisiz elaman olup sünger işlevi gören bizleriz. Bu bilindiği içinde, bizleri oyun dışına atıp yapacağımız şeylerden bihaber olmaktansa, oyunun içinde kalıp ne yaptığımızın göz önünde olması tercih ediliyor. Zira bir nevi yapılanlara karşı tepkimiz ölçülüyor, neye nasıl tepki vereceğimiz belirleniyor ve ona göre eylem yapılıyor. Bizi hassas noktamızdan yakalıyorlar ve elimiz kolumuz bağlı kalmamızı sağlıyorlar. Ama servete ve kudrete egemen olan taraf, bunlardan yoksun olan tarafa her zaman galip gelmiştir ya da zevahire göre böyle bir karara varabiliyoruz. Bizler yaşamayı ve insan olmayı talep ettikçe, karşımızda duranları mutlaka ilgilendireceğiz ve böyle olunca da oyunda kalacağız ama edilgen olarak kalacağız. Ne vakit, yaşamak kavgasından ve insanlıktan vazgeçtik ve karşımızdakilerin köleleri olmayı benimsedik işte o gün unutulduğumuz hatta oyundan atıldığımız gün olacaktır. Çünkü artık bizim kaderimize yön verecek bir vasfımızın kalmadığı aşikâr olacaktır. Bizler durduğumuz yeri bilmedikçe, hareketimizin istikametini tayin edecek bilinçten de mahrum kalacağız. Bu yüzden yerimizi hiçbir zaman unutmamalıyız, ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı ve yaptığımızı kim için yaptığımızı bileceğiz. Kim olduğumuzu, nerede durmamız gerektiğini, görevimizin ne olduğunu unutursak tükenmemiz kaçınılmazdır. Biz neye sahip olursak olalım köleyiz, kendi kararlarımızı kendimiz alamadığımız ve kendi kaderimizi kendimiz çizemediğimiz müddetçe köleyiz. Ezilenlerin sınıfında ve safındayız, bu yüzden yerimizi bilecez ve yerimize göre hareket edecez, bilakis her zaman sürünmekten başka opsiyonumuz yoktur.

Tarih: 05.09.2021 Okunma: 234

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?