İTİRAZ EDİYORUM...

Özgür DENİZ - 25.08.2021

Aynı dünyadan olmak zorunda değilim ama başka dünyadan olanlarında haklarını savunmak zorundayım. Geçelim!

 

Bu topraklarda mı doğdum? İtiraz var mı? Varsa lütfen yapılsın. Yapılsın ki, sonra aptallık edilmesin. Bu milletin ferdi miyim? İtiraz var mı? Varsa lütfen yapılsın. Yapılsın ki, sonra aptallık edilmesin. Bu devletin vatandaşı mıyım? İtiraz var mı? Varsa lütfen yapılsın. Yapılsın ki, sonra aptallık edilmesin. Şimdi bunlar gerçekler değil mi? Yalanlanamayacak, yanlışlanamayacak gerçekler değil mi? İtiraz var mı? Varsa lütfen yapılsın. Yapılsın ki, sonra aptallık edilmesin. Sorular net, cevaplarda net olmalı, itirazlar da netlik temelinde olmalı. Her şeyi ilkeler çerçevesinde ve ideal, reel ve rasyonel temelde konuşalım. Kıvırtmaya lüzum yok. Dürüst ve namuslu olunmalı. Gerçekler bunlarsa, geçelim ve gelelim sadede!

 

Şimdi; devlet denilen aygıtın yönettiği bir hazine var mı? Var değil mi? Bu hazinenin kaynağı bu topraklar değil mi? Bu toprakların sahibi bu millet değil mi? Öyleyse bu hazinelerin maliki de bu millettir değil mi? Yabancı topraklar ve yabancılar olacak hali yok herhalde. Bu hazine onun, bunun, şunun değil, herkesin hazinesi değil mi yani yekpare milletin değil mi? Evet ya da hayır, evetse niye, hayırsa niye? Evet için cevaba lüzum yok zaten, çünkü olması gereken söylediğimizdir. Hayır diyecekler namusluca cevap vermek zorundadırlar ama fikir eksenli. Öyleyse bu hazineden bir şey dağıtılıyorsa herkese eşit dağıtılmalıdır değil mi? Kimse dışarda bırakılmamalıdır, bırakılamaz, bırakılması şedit adaletsizliktir, vicdana ve ahlaka mugayirdir. Aksini tolere edebilir misiniz? Etmekte, etmemekte bir tercihtir ve bendeniz tolere etmiyorum. Tolere edenin böyle yapması onun alıklığı olabilir ama benim tolere etmemem olması gerekendir zaten ve böyle yaptığım için ithama maruz kalmamalıyım. Zira hakkımı istiyorum. Bendeniz hakkımı isterim kardeşim. Çünkü onurlu yaşamak hakkım var ve bu ancak hak ettiğimin bendeniz de olmasıyla kabildir. Ve hakkımı isterken önüme saçma sapan şeyler konmasını istemem. Eğer suç olacaksa bir şey; hakkını istemek değil, istememek suçtur. Bendeniz adalet istiyorum kardeşim ve bu en doğal şeydir. Geçelim!

 

Şimdi, bu ülkede yalnızca bendeniz yaşamıyorum ve bendeniz, yaşayanların hakkını ise savunmak zorundayım insan olduğum için. Çünkü herkese hakkı nakıssız teslim edilirse, münhasıran birileri değil herkes mutlu olur. Ki, münhasıran ezenlerin mutlu olduğu bir ülkede yaşamak sonsuz acı vericidir ve madden ve manen azap verir böylesi bir şey. Herkesin mutlu olması ise herkesin güçlü olmasını intaç edecektir. Herkes güçlü olursa millet, millet güçlü olursa devlet güçlü olacaktır. Bu da adalet ve eşitlikle kabildir. Ve adalet; devletin dinidir. Bu olmazsa, Allah devlete, millete güç versin demek cahilliktir, ahmaklıktır, salaklıktır. Çünkü güçlü olmak senin elindedir, sen görevini yapmaz da eylemsiz duaya yönelirsen elin boş dönersin. Bunun içinde yani güçlü olmak içinde adaletin ve eşitliğin olması zaruridir. Onurlu bir devlet ayrımcılık yapmaz, yapamaz, yapmamalıdır, yapılmasına da müsaade etmemelidir. Zira bu onuru zedeler. Vatandaşını onursuz yaşama mahkûm eden bir devlet asla onurlu bir varoluş gösteremez. Ki, bendeniz böylesi bir devlete saygı da duymam. Benim toplumsal hayatta bireysel iş yapmam kamusal alanda iş yapanların haklarını savunmayacağım anlamına gelmez. Ki, zaten bendenizin seciyem, ezilenlerin haklarını aramak ve savunmaktır. Hakkı yenenin hakkının iadesinin yapılmasını sağlamaktır. Bu normaldir, doğaldır, olmadı gerekendir. Geçelim!

 

Şimdi; bu ülke de eğitim dünyasında öğretmenlikte bir zamanlar kademe için sınav yapıldı değil mi? Sınavı kazananlar uzman rütbesini aldılar değil mi? Uzman rütbesini almış olanlar bugün itibariyle takriben 400 TL kadar ekstra ücret alıyorlar değil mi? Sınav açıldı, girildi, kazanıldı, hak edildi, verildi. Sorun var mı? Yok. Öğretmenin suçu var mı? Yok. Peki, bu paralar nereden finanse ediliyor? Herkesin ortak hazinesinden. Peki, kime veriliyor? Muayyen bir kesime. Peki, bir daha sınav yapıldı mı? Hayır. Peki diğer öğretmenlerin günahı nedir? Dışarıda kalan öğretmenler hak etmiyorlar mı? Ne münasebet. Peki, bu adil mi, ahlaki mi, vicdana sığar mı? Bu öğretmenlerin arasında eşitsizliği tevlit etmiyor mu? Hiç şüphesiz ediyor. Peki, bunun tensibi ve tasvibi kabil midir? Tensip ve tasvip etmek mümkün olabilir mi ve zorunda mıyım? Hayır, hiçbir şartta ve koşulda tolere edilebilir değildir, edilemez, edilmemelidir ve bitevi hatırlatılmalı, itiraz edilmelidir. Ne yani alamayanlarım suçu, günahı nedir? Üstelikte alamayanların da haklarının olduğu ortak bir hazineden transfer edilmektedir bu meblağ. Buyurun vicdana onaylatın da göreyim sizi. Bu yürek sızısı gibi bir şeydir ve behemehâl çaresine bakılmalıdır, kadim eşitsizlik isticalen giderilmelidir. Son nefesime kadar bu zulmü onaylamayacağım ve daima hatırlatacağım. Geçelim!

 

Şimdi; daha yeni bir mevzu. Malum zam olayında ciddi bir detay var, sonsuz sıkıntılı bir detay. Malumumuzdur ki memurlara 400 TL ücret verildi. Peki kime verildi bu? Sendikalı olanlara. Peki nereden verilecek bu ücret? Herkesin ortak hazinesinden. Yani herkesin hakkının olduğu hazineden. Peki, herkese ait bir hazineden nasıl oluyor da birileri dışarıda bırakılıyor da birilerine ekstra pay veriliyor. Bunu nasıl yapabiliriz ve yapanı nasıl onaylayabiliriz? Devletin bakanı, devletin hazinesinden böylesi bir taksimi yapmaz, yapamaz, yapmamalıdır ve bundan behemehal geri dönülmelidir. Vicdan bunu onaylar mı? Ne yani herkes sendikalı olmak zorunda mıdır? İnsanların sendikasız olma hürriyeti yok mudur ve hürriyetlerini istimal etmeleri, onların haklarından mahrum kalmalarını mı intaç etmelidir? Evet sendikalı olmak avantajlar sağlayabilir, menfaati temin konusunda müzahir oluyor olabilir ama insanlar da sendikalı olmaya zorlanamaz zecri yöntemlerle. Olmadığı zaman da kendi hazinesinden herkese verilen haktan mahrum bırakılması kabil midir? Ne yani şimdi sendikalıya yapılan 400 TL zam sendikasız olana yapılmayacak mı ve bu zam kimin hazinesinden finanse edilecek? Hayır, hayır, yemin ediyorum bu tolere edilebilir değildir, hiçbir vicdan bunu tasvip ve tensip etmez, edemez. Lütfen bunu yapmayın, gönülleri perişan edersiniz. Bu şedit bir adaletsizlik ve eşitsizliktir. Bendeniz kendi adıma böylesi bir şeyden hicap duyuyorum yemin ediyorum. Böylesi bir şey dine de, vicdana da, merhamete de, adalete de, ahlaka da, müsavata da mugayirdir ve hiçbir şartta ve koşulda tolere edilebilir bir şey değildir. Hz. Ömer olsaydı böylesi bir şeye kızardı ve kızmasının nasıl olacağını tahmin edin artık. Bendeniz kendi adıma böylesi bir şeyi tolere etmiyorum ve hiçbir zaman da etmeyeceğim. Çünkü yemin ediyorum günah, ayıp, vebal ve bu günaha, ayıba, vebale ortak olamam, olmayacağım, olmadığımı da açıkça deklare ediyorum buradan. Geçelim!

 

ZARURİ İZAH

 

Sistemi dışarıda bırakan tenkit, tenkit değildir Karl Marx. Sonsuzcasına doğrudur ve sapasağlam tespittir. Binaenaleyh tüm tenkitlerimin hedefi sistemdir. Zira herkesi asıl perişan edenin ta kendisi sistemin ta kendisidir. Bozuk düzenin doğru çarkı olmaz Hızııır demiş padişah. Sistem bozuksa, ne doğru olabilir ki? İşte bu yüzden kavgam sistemledir. Geçelim! Mülk Tanrı’ya aittir ve yekpare insanlığa emanettir ve emaneti inhisarlarına geçirip, kendilerinin mülkü kılıp, insanlığı mahrum bırakanlarla behemehâl savaşılmalıdır. İsyanım ve itirazım herkesi kullanan ve herkesi bir şekilde kendine hadim ve muti kılan melun kapitalist sistemedir. Çünkü böylesi bir sistem de herkes masumdur haddizatında ama aynı zamanda herkeste suçludur. Herkes masumdur, çünkü herkes sistemin mengenesinde sıkışıp kalmıştır. Herkes suçludur, çünkü kimse sistemle dürüst ve namuslu olarak kavga vermemektedir. Zira sistemin çarkına çomak sokamıyorlar bir türlü. Ve ben bu toprakların çocuğu olarak, bu topraklarla ve çocuklarıyla hiçbir bağı olmayan hatta bu ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerinden kendilerine güç devşiren sistemin baronlarıyla kavga veriyorum. Son nefesime kadar da vermeye devam edeceğim. Bedeli ne olursa olsun behemehâl bu kavgam sürecektir.

Tarih: 25.08.2021 Okunma: 255

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?