İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...193...

Özgür DENİZ - 07.08.2021

Bizler, gerçekten, korkuyoruz. Çünkü gerçekler, bizim, nasıl sefil, rezil, cahil olduğumuzu yüzümüze vuruyor ama bizler yalan perdesiyle o gerçeği görmemeye çalışıyoruz. Oysa gerçeğin üstüne üstüne gitmeliyiz, cesaretle, inançla, inatla yapmalıyız bunu. Çünkü başka türlü uyanmamızın imkânı yok. Ya düşünün ki, en olmadık zamanda, asla ve kata olmayacak, olmasının gerçekten bir utanç vesilesi olacağı hareketi yapanı tolere edebiliyoruz. Hani utanmıyorsan dilediğini yap diyor ya peygamber, utanmıyor, utanacak yüzü yok, kalıbına bakınca eyvallah ama özüne bakınca tam bir arsız, saf bir pislik ama biz utanmadığı için dilediğini yapan böylesi türlere eyvallah edebiliyoruz. Niye? Çünkü zerre farkımız yok diye, bir milimlik farkımız olaydı böyle yapmazdık yani dilediğini yapan utanmazın o kirli ve kara yüzüne tükürürdük. Niye korkuyoruz ki gerçekten? Bizi kendimize getirecek, bizi özgür kılacak ve bizi biz kılacak şeyden niçin kaçıyoruz?  Özgürlüğü de, adaleti de, ahlakı da, vicdanı da yalan öldürüyor. Yalan mahvetti bizi ve mahvediyor da ama hala yalan söylemeye ve yalana inanmaya devam ediyoruz. Yalan rüzgârlarında hallaç pamuğu gibi savruluyor hayatlarımız. Yalanlara teşne oluşumuz nedendir böyle? Önümüze bal konuyor yemiyoruz ama zehir konuyor içiyoruz. Biz celladına âşık kurbanlar gibiyiz. Hepsi de varıp alışılmış yaşamlara istinat ediyor emin olun. Yani bizim bir an evvel büyük insanlık devriminden önce ve acil olarak bir zihniyet devrimi yapmamız ve bizi mahv-ı perişan eyleyen alışılmış yaşamın kıskacından kurtulmamız şarttır yoksa zaten ardı sıra gelecek devrimi yapabilecek durumumuz da olmayacaktır. Komprador pezevenklerin kurup, yönetip, oynadıkları oyunun zavallı seyircileri gibiyiz. Niçin seyirci olarak kalıyoruz, sahanın tam orta yerine inip oyuna müdahil olmak varken? Çünkü göz göre göre haksızlık yapılıyor ve sen sahanın dışında kalıp münhasıran bağırdığın müddetçe hiçbir şey de olmayacak, çünkü orada kalarak bağırmaya devam edeceğin biliniyor her ne olursa olsun müdahil olmaya tevessül etmeyeceğin görülüyor. Ki, bizden de bu isteniyor ve bekleniyor zaten. Git çık meydana durmadan bağır ama sakın ola ki bir şey yapmaya yeltenme yoksa yanarsın deniyor. Peki, biz hep böyle korkarak mı, sefil ve asalak olarak mı yaşayacağız? Gidip dönüp oturacak mıyız? Bizi göz göre göre aptal yerine koyuyorlar hala anlamıyor muyuz?

Tarih: 07.08.2021 Okunma: 227

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İ. Hakkı Cengiz

07.08.2021 - 19:04

Sevgili Kardeşim, ne diyeyim! Her biri yumruk ağırlığında cümleler! Sorgulamayan, sorgulayanı sevmeyen bir topluluk payidar olabilir mi? Bir yığın! Bununla beraber bu yığını sorgulayan senin gibi kalemlerin varlığını bilmek, görmek insana ümit veriyor. Kalemin hep keskin olsun. Dualarımla. Selâmlar...

Özgür Deniz

07.08.2021 - 19:46

Tüm kalbimle bilincimle içtenliğimle samimiyetimle benliğimle ciddiyetimle sonsuz teşekkürler ve bilmukabele saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. Varolun sağolun inşaAllah. Böylesi bir dünyada çok acı veriyor hayat ama direnmeye çalışıyoruz. Derin saygılar selamlar inşaAllah saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey.