İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...172...

Özgür DENİZ - 13.07.2021

Nietzsche’nin çok sevdiğim bir sözü var ve sonsuz derin bir sözdür bu, hatta hayatta ki nice şeylerin hatta her şeyin daha doğrusu her eylemin akamete uğrayışının da safi nedenidir, der ki; eğer bir iş yaptığınız halde o işin felsefesini bilmez ve yaptığınız işi o işin felsefesine göre yapmazsanız basit bir teknisyenden farkınız kalmaz. Bugün her alanda yapılan her işin başarısızlığı intaç etmesinin altında yatan sebep budur. Çünkü hiçbir şeyin felsefesini bilmiyoruz ve öylesine yapıyoruz yaptığımız şeyleri, alelade, alelusul. Bugün, insanlığın eylemlerinin, eğitimden başlayarak hayatın her alanında ki süreçte akamete uğraması, işi işin felsefesine uygun yapmamasının neticesidir. Alelade, laf olsun diye, sığlığın mahkûmu olarak yapıyoruz yaptığımız şeyleri. İçinde samimiyet, ciddiyet, dürüstlük, kalite, namus olmuyor hiçbir işimizin. Çünkü böylesi kolayımıza geliyor ve bize kazandırıyor. Ki, yaptığımız pislikleri de daha kolay sindirebiliyoruz bu şekilde. Çünkü sorarak ve sorgulayarak ve işin felsefesini bilerek yapsak ve bir şeyi yanlış yaptığımızı fark etsek, hem büyük bir utanç duyacaz hem de onu düzeltmek için yeni baştan yapmamız gerekecektir ve bu da zahmetli olacaktır, öyleyse kim katlanacak şimdi durduk yere böylesi bir zahmete ve utanca değil mi? Nedenini, niçinini, kim içinini kesinlikle sorgulamıyoruz ve sonucunda da bir başarı getirip getirmeyeceğini hesaplayarak ve ona göre sürekli otokontrol yaparak yapmıyoruz. Yapmış olmak için yapıyoruz. Yaptı desinler diye yapıyoruz, level atlamak için yapıyoruz. Mesela; niçin yaptığımız her şeyde sayısal veriye büyük önem atfederiz, çünkü önümüzün açılması sayısal verilere bağlıdır da ondan. Yani niteliğe değil niceliğe önem veriyoruz ve niceliksel olarak başarılıysak niteliği tali görüyoruz. Zaten başarmak diye bir şey lügatimizde yok. Kendimiz zarar etmiyorsak hatta kazanıyorsak gerisi önemli değildir, ta ki ülke ve millet bile çok büyük kayıplar yaşasa yahut yaşayacak olsa dahi. İnsanlığın bugün bunca perişanlık içerisinde debelenmesinin, sefilleri oynamasının, sefaletin türküsünü terennüm etmesinin, neticesiz nümayişler peşinde bilinçsizce sürüklenmesinin arka planında işte bu bir cümlelik söz vardır. Çünkü biz yaptığımız her şeyi baştan savma yağıyoruz. İnanışımız, sormayışımız, sorgulamadan yaşayışımız, neticesini umursamadan yapmamız, getirisini götürüsünü hesaplamadan bir şeye tevessül etmemiz, hepsi bu yüzdendir. Mesela; dinli oldukları iddiasında olanlar eliyle din bitti, yok oldu ama kimse umursamıyor, niye, çünkü dinin mevcudiyeti değildir önemli olan, dincilerin kârlarıdır ve bizlerin o dinciler sayesinde elde ettiklerimiz ve edeceklerimizdir. Bilakis onurlu bir dinli, dine vurulan darbelerde müteessir olur ve sebep olana mutlaka tavır koyar ama hayır kimsenin umurunda değildir, çünkü din kimsenin umurunda değildir, önemli olan dinin ne kazandırdığı ve ne oranda kazandırdığıdır. Çünkü hiçbir şeyi felsefesine göre yapmıyoruz, zaten hiçbir şeyin felsefesini de bilmiyoruz. İnsançocukları olarak mutlaka ama mutlaka felsefeyle bağ kurmamız, felsefeyle yoldaşlık etmemiz, onun sokağına uğramamız olmazsa olmaz bir önkoşuldur gerçekten onurlu insanlar olarak yaşamak niyetimiz ve işlerimizde başarı kaydetmek isteğimiz varsa. Binaenaleyh; buradan yola çıkarak, bilmiyorum konuyu saptırmış mı olurum ama şunu söylemek istiyorum; insanlığın Sosyalistlere çok ihtiyacı vardır, Sosyalistler insanlığın atardamarlarıdırlar, ortak vicdanıdırlar ve görevlerini bihakkın ifa etmelidirler, behemehâl umarsız davranma lüksleri yoktur. Zira aklı da, bilmi de, felsefeyi de yerinde ve zamanında istimal ederek, insanlığı yarınlarda ki aydınlık dünyaya kavuşturacak olanlar mutlaka Sosyalistlerdir. Sosyalistler, insanlığın en onurlu mümessilleridirler. Onur, onların saygıdeğer varlıklarında sarih bir şekilde tecessüm eden en ulvi olgudur, değerdir. Sosyalistler behemehâl kendi varlıklarını ve dünyanın varlığın fasılasız bir sorgulama sürecine girerek yeni bir dünya yaratmaya soyunmalıdırlar isticalen. Bilakis hep birlikte bu çürümüş, kokuşmuş dünyanın altında kalacağız. Zira Sosyalistlerden başka umut kaynağımız maalesef yoktur, bulunmamaktadır, olmamıştır da. Çok basit misal; bir Sosyalist karşısında gördüğü ağaca tır demeyecek kadar akıllı ve zeki insandır. Karşısında bir it bir çocuğu parçalıyorsa, hayır öyle bir şey yok demeyecek kadar onurlu ve karakterli bir insandır. Sosyalistlerin akılcılığına, bilimselliğine ve onurlu duruşuna muhtaçtır insanlık. Bilakis vahşi kapitalizmin ve insanlık düşmanı faşizmin tasallutu altında bağıra bağıra geberip gidecektir insanlık ailesi yekpare olarak.

Tarih: 13.07.2021 Okunma: 309

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?