YERİN DİBİNE BATSIN...

Özgür DENİZ - 01.07.2021

‘’İnsanın, insandan çektiği acıları; insan, vahşi ve yırtıcı hayvanlardan, zehirli yılanlardan çekmemiştir.’’ İbn-i Hazm

 

Çocukların gülmediği dünya yerin dibine batsın. Batsın böylesi kahrolasıca dünya. Batsın yerin dibine ve yeni bir dünya yaratılsın. Kimsenin kimseyi tahkir ve tezyif edemediği, kimsenin kimseyi yok hükmünde göremediği, kimsenin kimseyi ezemediği ve sömüremediği, kimsenin kimsenin hakkına metazori tasallut edemediği, kimsenin kimseye nahak yere zulüm edemediği bir dünya yaratılsın. Yok et bu dünyayı Tanrı’m ve yeni bir dünya yarat yaratacaksan. Kusura bakma Tanrı’m, yarattığın bu dünyayı, insan diye yarattıkların kirletti ve bu dünya artık yaşanılası bir dünya olmaktan çıktı. Bu dünyada insan yok, insana benzeyen, yüzüne melek maskesi geçirmiş vahşi ve zalim yaratıklar var ve cirit atıyorlar. Birileri akla hayale gelmeyecek kötülükleri yapmaktan imtina etmiyorlar, birileri yapılan kötülükleri izliyorlar, birileri de bile isteye müzahir oluyorlar yapılan kötülüklere. Kötülük kazandırıyor bu dünyada Tanrı’m. Ve kötülük kazanıyor bu dünyada, çünkü kötü kazanıyor bu dünyada. Kötüler, kötülüklerini yapabilmek için tüm değerleri kullanmaktan imtina etmiyorlar, hicap duymuyorlar çünkü. Her türlü değer kötülüğün yüzüne maske olarak giydirilip o kötülüğü iyilik gibi gösteriyor. Ne biçim bir dünya bu Tanrı’m? Ve maalesef insana benzeyen bu türleri ekarte etmekte kabil değil, çünkü kötü iyiyi her zaman yok ediyor, kirli temizi her vakit bastırıyor, cellat meleği katlediyor, gerçek yalana galebe çalıyor ve bu çok acı Tanrı’m. Ve tarihsel süreçte işler hep böyle yürümüş, kötüler hep kazanmışlar. O zaman iyiler niye var, o zaman mücadelenin ne anlamı var Tanrı’m? Yarattığın dünyanın her yerinden irin akıyor, kir akıyor, pislik akıyor, her yerini mikroplar kaplamış yarattığın dünyanın. Günden güne de daha beter oluyor yaşamak. Sadece gözler kör olmuş, vicdanlar dumura uğramış, akıllar tutulmuş, kulaklar sağırlaşmış yoksa her yeri lağım kaplamış. Öyleyse nasıl mutlu olunabilir ve nasıl yaşanılabilinir böylesi bir dünyada?  Her köşesinde zalimler at koşturuyorlar, insan kalabilen olmuşsa onları da yok etmeye çalışıyorlar, zaten kimse de insan kalmak gibi bir çabanın içinde değil, öyle ya niye insan kalsınlar, nasıl insan kalınacak böylesi iğrenç bir dünyada? Yaratacağın yeni dünyada para olmasın ki, para için köpekleşen, para için domuz kılığına bürünen, paraya namusunu ve şerefini satan itler olmasın o dünyada, olmasın ki para için her türlü kötülüğü yapamasın o soysuz itler, o domuz kılıklı yaratıklar, o suretleri insana benzeyen ama sıretleri şeytandan daha kötü olan iki ayaklı şeytanlar. Tüm kötülükler para için yapılmıyor mu? Madem öyle, olmasın para diye bir şey o dünyada. Ki, her şey insanca ve insanlık namına yapılsın orada. Yaratılsın yeni bir dünya ve olmasın o dünyada insana benzeyen vahşi ve yırtıcı yaratıklar, insana benzeyen zehirli yılanlar olmasın. Olmasın Tanrı’m olmasın, lütfen olmasın! Bunu Senden başka kim yapabilir ki Tanrı’m? Kirlenmeyen kim ve ne kaldı bu dünyada? Her şey pisliğin içinde, arz lağım dolmuş ve patladı patlayacak ve tüm dünya kokudan geçilmeyecek, nefessiz kakacak insan görünümlü yaratıklar dışında ne varsa. Batsın yerin dibine partileriniz, cemaatleriniz, örgütleriniz ve her şeyinizle birlikte siz de batın yerin dibine ey insan görünümlü vahşi ve alçak yaratıklar, kanı ve sütü bozuk pislikler, zehirli yılanlar. Ya gülmeli çocuklar ya ölmeli cellatlar! Çocukların gelmediği dünya nasıl aydınlık olabilir ki? O çocuklardır ki, tebessümleri güneş hükmünde değil midir? Güneşsiz dünya neye yarar ki? Böyle bir dünyayı kusuyorum, böyle bir dünyada yaşamaktan utanıyorum. Böyle bir dünyada insan içine çıkmaktan, insanların yüzüne bakmaktan hicap duyuyorum. Ya da bu dünyayı insan dediklerimiz bu hale getirdiyse insan kim ve kimdir yüzüne bakılmayacak olan? İnsan var mı ki yüz olsun? Yüz var mı ki bakılmayacak olsun? Yığınla yüzsüz, arsız, namussuz yaratık dolaşıyor arzın üzerinde. Cehennemden kaçan şeytanlar yuva yapmış bu dünyayı. Dünyanın köpeği olmuş, paranın köpeği olmuş, paracıların önünde boyun eğmiş ve namusunu pazarlamış sürüyle it dolaşıyor arz üzerinde. Utanma duygusu olmayan, arı, namusu olmayan, şerefi ve haysiyeti olmayan, hayatı yalan dolan olan, birer vahşi ve yırtıcı yaratık olan, zehirli yılanlardan farkı olmayan insan görünümlü yaratıklar dolaşıyor arz üzerinde. Hayatım boyunca söyledim durdum; bu dünyanın politikacıları, gazetecileri, şeyhleri, âlimleri, aydınları, bürokratları, bilimcileri; ahlaksız, yalancı, zalim, onursuz diye, hakikati gizliyorlar diye, gerçeği yalanla bile bile örtüyorlar diye ve böyle yapıla yapıla bu hale geldi bu dünya diye. Yalan mı söylemişim, namussuzluk, şerefsizlik mi etmişim? Çocukları güldüremiyorsak ölelim daha iyi. Ölmek yaşamaktan daha iyi bu dünyada. Cehennemin ateşi bile masumdur bu dünyanın ateşi karşısında. Niye kötüyüz biz, niye insan olamıyoruz? Niye ahlaklı olamıyoruz, niye adaleti koruyamıyoruz, niye cellat olmaktan zevk alıyoruz? Ey insan diye bilinen yaratık! O irin akan varlığına tükürüyorum ve kusuyorum varlığınla kirlettiğin bu dünyayı. Her şeye ihanet ettin, özüne ihanet ettin ilk önce. Namusunu, şerefini, onurunu paya tahvil ettin, para için her şeyi kullandın, varlığınla kirlettin dünyayı.


Tarih: 01.07.2021 Okunma: 274

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?