CANIM ACIYOR...

Özgür DENİZ - 21.06.2021

Canım çok yanıyor be! İçimin yangınını söndüremiyorum bir türlü, duyguları çekip alan bir alet olsa yemin ederim tüm duygularımı çekip alacam, ilk evvelde de merhamet duygumu hatta vicdan denilen şeyi kökünden söküp atacam. Vicdanı olmayan bir dünyada, vicdan neye gerek? Bazen, bazı ağızlardan, bırakıverin her şeyin ipini, olduğu gibi olsun her şey, sürekli düşünmeyin, hayatın tadını çıkarın, dünyayı sen mi kurtaracaksın, gemisini yürüten kaptandır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın sözleri çıkıyor ama bir insan olarak böyle yapmak nasıl kabil olabilir, olabilir mi gerçekten? Bizim keyfimiz yerinde diye, bizim karnımız doyuyor diye, yüzümüz gülüyor diye, çocuklarımızın yediği önünde yemediği ardında diye, sefalete mahkûm olanları, yaşamlarının her günlerine acıyla başlayıp, her günlerini acıyla tamamlayanları umursamayacak mıyız, görmezlikten mi geleceğiz? Kötülük tüm hayatı sarmışken, insanlar bitevi canlarını yok ederlerken ya da canları taammüden yok edilirken insanların, nasıl olur da umarsızca, kayıtsızca yaşayabilir insan? Böyle bir dünyada insanca yaşamak kabil midir, kabil olabilir mi? Gerçekten, dünyayı böyle mi tolere etmek zorundayız? Eğer dünya buysa, o zaman niçin doğduk biz bu dünyaya? Biz bile isteye acılara mı doğduk? Dünyada yaşamak olduğuna kim inandırdı bizleri? Kim isterdi böylesi bir dünyaya doğmayı, doğmak kendi elinde olsaydı? Ve insan, hayvan gibi yaşayacaksa, niçin insan? Niye birbirimizle konuşamıyoruz ve konuşarak çözemiyoruz sorunlarımızı? Niye kafalarımızı ve kalplerimizi kullanmak yerine, şiddet yolunu tercih ediyoruz? Niye dilimizi kullanmak yerine silaha sarılıyoruz? Niye ölümler üzerinden varlığımızın bekasını sağlıyoruz? Azalan insanlarla, hayatın da anlamsızlaştığını, rengini, tadını, kokusunu hatta zenginliğini kaybettiğini nasıl olurda anlayamayız? Ağaçları tek tek kesseniz orman diye bir şey olur mu, orman yoksa hava kalır mı? Seveceğiniz insan kalmasa bu dünyada yaşanır mı? Hatta kavga edeceğiniz insan bile olmasa hayatın tadı çıkar mı? İlla öldürmek zorunda mıyız birbirimizi? Her gün acıyı yudumlayarak mı yaşamak zorundayız? Herkesin mutlu olduğu, birbirini sevdiği, kimsenin kimseyi katletmediği, barış ve kardeşlik içinde yaşandığı, birlikte şarkıların söylendiği, birlikte valslerin yapıldığı, birlikte üretilip birlikte tüketildiği bir ülkede yaşamak çok mu zor gerçekten? Niye böyle bir ülkemiz olsun istemiyoruz, niye böyle bir ülkeyi hep birlikte istemiyoruz, niye böyle bir ülke yaratmıyoruz? İlla birilerinin ezilmesi, acı çekmesi, ölmesi mi gerekiyor? Niye kokusu kayboldu kırlarımızın, niye zümrüt yeşili örtüleri soyuldu dağlarımızın, niye kirlendi nehirlerimiz ve denizlerimiz, niye çoraklaştı ovalarımız, niye gülmez oldu yüzlerimiz? Niye doymak bilmez iştihaların kurbanları olduk? Nedir bu hırs, kin, nefret duyguları? Nedir bu doymak bilmezlik, aç gözlülük, bencillik? Niye birileri mütemadiyen biriktirirlerken milyonların nefesi açlıktan kokuyor, niye birileri milyon dolarlık evlerde otururlarken birileri sokaklarda yatmak zorunda kalıyorlar, niye birilerinin masasından kuş sütü eksikken, birileri bil dilim ekmeğe ve üç beş zeytine mahkûm oluyor? Niye birileri doğdukları mahallenin bile dışına çıkamazlarken, birileri diyar diyar gezebiliyorlar? Oysa üzerine bastığımız topraklar herkesin ortak toprakları değil mi? Hazine, herkesin ortak hazinesi değil mi? Niye o hazineden birilerine beş pay düşerken, birilerine bir pay bile düşmemektedir? Nasıl oluyor da, vicdan azabı duymadan ve hiçbir acı hissetmeden başkalarının kanları, gözyaşları, terleri, emekleri üzerinden doymayı, eğlenmeyi, lüks ve şatafat içerisinde yaşamayı, sefa sürmeyi kendimize yedirebiliyoruz? Akşam yatağa girip gözlerimizi hiçbir şey yokmuş, olmamış gibi kapatabiliyor muyuz? Vicdanlarımız gerçekten rahat şekilde uyuyabiliyor muyuz? Niçin herkes için adalet olsun istemiyoruz? Niçin göz göre göre tüm ahlakı umdeleri çiğneyebiliyoruz? Hukuk önünde herkesin eşit olması gerekemez mi oysa? Nasıl oluyor da asil olanların çocukları sürünürlerken, vekil olanların çocukları milyon, milyar dolarlarla oynayabiliyorlar? Nasıl oluyor da asil olanın suç bile sayılmayacak suçu merhamet etmeden tecziye edilirken, vekil olanların en büyük suçları en küçük suç kadar bile kaydadeğer görülmüyor? Dünya niye böyle, insan niye böyle? Yoksa insan diye gördüklerimiz, gerçekten insan değiller midirler? Her şeye rağmen tüm kötülüklere katlanmak zorunda mıyım, tolere etmek zorunda mıyım böylesi bir hayatı? Bendeniz bunu yapamıyorum, sindiremiyorum. Önümde iki opsiyon var; ya insanlığımı ezip geçecem ve vahşi bir hayvan gibi yaşayacam ya da behemehal insanlığımı koruyacam ve insanlık onuruna layık yaşayacam ve insanlık onuruna layık bir yaşam için savaşacam.

Tarih: 21.06.2021 Okunma: 280

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İ. Hakkı Cengiz

26.06.2021 - 15:12

Her cümlenin altına ayrı ayrı imzamı atıyorum. Haklı feryadına, naçizane feryadımı ekliyorum ve ben de haykırıyorum: İNSAF, VİCDAN, HAK, ADALET neredesiniz? Kalemine, yüreğine sağlık, can kardeşim. Selâmlar...

Özgür DENİZ

26.06.2021 - 15:58

Tüm kalbimle bilincimle içtenliğimle samimiyetimle benliğimle sonsuz teşekkürler ve bilmukabele inşaAllah saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. Derin saygılar selamlar inşaAllah. Varolun sağolun.