NASIL İNSANLAR İSTİYORUM...

Özgür DENİZ - 29.05.2021

İddia ediyorum ve hiçbir ayrım yapmadan herkese diyorum ki; bendenizi düşüncelerimden dolayı hiçbir zaman asla ve kata yalanlayamayacaksınız, ıskat edemeyeceksiniz, serdettiğim düşüncelerimin tek bir cümlesini bile cerhedemeyeceksiniz, nefsinize ağır gelebileceği için ancak bana zulmedebilirsiniz, vicdanınıza zulmünüzü onaylatabilirseniz. Elbette fikirle yapmanızı istiyorum bunu ama fikirle yapamayacaksınız bunu yoksa laf olsun kabilinden karşı çıkabilirsiniz ve altı boş cümleler kurabilirsiniz, kendi kendinize de fikirlerimi cerhettiğinizi ve bendenizi ıskat ettiğinizi düşünebilirsiniz ama gerçek değişmeyecektir, münhasıran kendi kendinizi tatmin etmekten öteye geçmeyecektir yaptığınız şey. Hayır, kibir yapmıyorum, kendimi bir şey sanmıyorum, zaten ne söylüyorsam vicdanımdan sökün edip geliyor her söylediğim ve kesif bir duyguyla oluyor bu aynı zamanda. Ne kadar rasyonelsem, iki misli de duygusalım, duygusal olduğum için de bu kadar içten konuşuyorum ya. Bendeniz böyleyim işte, napayım, kendi küçük dünyasında yaşayan yalnız ve yabancı bir insançocuğu, amansız bir aykırı, iflah olmaz bir isyankâr. Geçelim!

 

Bıktım ya, yemin ediyorum bıktım bu ülkede yaşamaktan ve gerçekten utanıyorum yaşanan her şeyden. Hani topraklarına bağlıydın ölümüne diyecekler için de diyorum ki; çok farklı şeyler. Elbette ki aynı duygu ve düşüncelerle yine bağlıyım ama bi zaman sonra insana da gerçekten ağır geliyor be yaşamak, yaşadığın yer toprakların olsa bile. Ki, yaşamak var, yaşamak var. Gerçekten yaşıyor muyuz, yaşatılıyor muyuz? Tüm gönlümüzle ağız dolusu gülebiliyor muyuz, mutluluk gözyaşları dökebiliyor muyuz, bıktığımız oluyor mu hiç huzurlu olduğumuz için, baharları gerçekten doyumsuza yaşayabiliyor muyuz, tembellik hakkımızı kullanarak yaşayabiliyor muyuz yani şöyle gönlümüzce arada bir yan gelip yatabiliyor muyuz, kaç kişi kendi denizlerinde, dağlarında, ovalarında, hayalini kurduğu tatili yapabildi ömrü boyunca yani şöyle hesap kitap işine hiç girmeden? Elbette yaşayanlar yaşıyorlar ama herkes gerçekten yaşıyor mu? Hepimiz elimizi vicdanımıza koyalım ve dosdoğru olarak söyleyelim; yaşıyor muyuz? Ayrıca, yaşıyoruz diyebilmemiz için öncelikle özgürlüğümüzü hüccet olarak ortaya koymamız iktiza ediyor en başta, çünkü özgür olmayan insanın hayvandan farkı yoktur ve insanın yaşadığı özgürlüğüyle belli olur, duygusal ve düşünsel boyutta gerçekten özgür müyüz? Geçelim!

 

Kardeşim! Bendeniz bu ülkede Kemalist, İslamcı, Sosyalist, Milliyetçi, Anarşist insanlar istemiyorum. Çünkü bendeniz, insanların, olmayacak şeyler yüzünden birbirilerinden kopmalarını ve ayrı ayrı kulvarlarda güya insanlık adına kavga veriyorlarmış gibi görünmelerini istemiyorum. Üstelikte münhasıran bu tür yapay ayrım yüzünden birbirilerine düşman olup düşmanın ekmeğine yağ sürmelerini de istemiyorum. Birbirilerine düşman oldukları için yaşamayı bırakıp sürekli kavga eden ama başkalarını yaşatan insanlar istemiyorum. Artık yaşamak için kavga veren ve behemehâl yaşamı söküp alıp yaşamayı beceren insanlar istiyorum. Dahası her bir fraksiyonun benim bir parçamı ifade eden olguları inhisarlarına geçirip o olgularla bendenizi oltaya getirip istendik yönde manipüle etmelerini istemiyorum. Yemin ediyorum bıktım bana ait olgularla umutlarımın çalınmasından, düşlerimin kirletilmesinden, yarınlarımın karartılmasından. Ki, gerçekten bu ülkede düşünce sahibi olduklarını iddia edenler düşüncelerine ne derece bağlıdırlar orası da sorgulanır? Ya, düşünceleri bir tarafa bırakalım, bu ülkede dominant kimlik olan Türklüğe ve İslam’a ne kadar bağlıdır bu topraklar üzerinde yaşayanlar? Bana gerçekten dosdoğru ve dürüst bir Müslüman ya da Türk gösterebilir misiniz? Buyurun, varsa lütfen gösterin, bizde eyvallah deyip saygımızı beyan edelim.

 

Dürüst ve namuslu insanlar istiyorum. Yemin ederim bu ihtilaflardan, tefrikalardan, atomizasyondan, polarizasyondan illallah ettim ya, gına geldi resmen. Namuslu insanın kim olduğu önemli midir, namussuz insanın kim olduğu önemli midir? Bendeniz namuslu aydınlar, namuslu gazeteciler, namuslu politikacılar, namuslu âlimler istiyorum. Ahlaklı ve adil insanlar istiyorum. Bendeniz, benim önümde yürüyen, bana gerçekleri söyleyen, bana hakikati gösteren, benim için yazan ve çizen, benim için yöneten insanlar istiyorum yani benim yanımda olan ve duran insanlar istiyorum. Gerçekleri gizleyen insanlar istemiyorum. Haksızlık karşısında susan insanlar istemiyorum. Yaşatmak için yaşayan insanlar istiyorum, yaşamak için yaşayan değil ve yaşamak için yok eden değil. Politikayla zenginleşen, dinle zenginleşen, kimlikle zenginleşen, gazetecilikle zenginleşen, ilimle zenginleşen insanlar istemiyorum. Kendisine ait olmayan şeyi almaktan hicap duyan insanlar istiyorum. Arsız ve yüzsüz insanlar istemiyorum. Çendan birazcıkta olsa hayâ duygusuna sahip insanlar istiyorum. Birazcık doğru ve dürüst olsun istiyorum insanlar.

 

Çok şey mi istiyorum? Bir gün ölüp gideceksiniz, hiç mi düşünmüyorsunuz ya? Namuslu olan, dürüst yaşayan, dosdoğru olan, mütevazı yaşayan, çalıştığı ve hak ettiği kadar kazanan ve hakkı olmayan ve hak etmediği şeyde gözü olmayan insanlar istiyorum. Benim de hakkımın bulunduğu kaynakları israf etmeyen insanlar istiyorum. Biriken serveti devletin hazinesine ekleyip benim için kullanacak insanlar istiyorum, fazla diye ve tasarruf hakkı kendisinde diye har vurup harman savuran, lüzumsuz yere harcayan insanlar istemiyorum. Benim paramla yapılan ihalelerin namusluca yapılmasını istiyorum ve bunu yapacak namuslu insanlar istiyorum. Benim hakkımı kimseye yedirmeyen, benim hürriyetimi tahdit etmeyen, benim emeğime ve ekmeğime el koymayan ve el koydurmayan insanlar istiyorum. Hak ettiğim bir şeyi hesapsız kitapsız bana teslim etmekten imtina etmeyen insanlar istiyorum. Gücünü kullanarak benim hakkıma çökmeyen insanlar istiyorum. Devletin malıdır deyip umarsızca yiyen insanlar istemiyorum. Benim hakkımı çalanlardan hakkımı behemehâl alıp bana teslim eden insanlar istiyorum. Benimde hakkımın olduğu hazineyi başkalarına peşkeş çekmeyecek, çektirmeyecek ve benim için kullanacak insanlar istiyorum.

 

Benim hakkımın yenmesi benim yaşamının çalınmasıdır ve ben yaşamının çalınmasını istemiyorum. Niye benim yaşamımı çalıyor ve çaldırıyorsunuz? Çok şey mi istiyorum ve istediğim şeyler hakkım değil mi ve bendeniz isterken haklı değil miyim? Buyurun vicdanlarınız cevap versin. Herkes bir gün yaşamının hesabını vereceğini unutmamalıdır!

Tarih: 29.05.2021 Okunma: 287

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?