HARAM...

Özgür DENİZ - 17.05.2021

‘’’’Öleceğini bilse dahi haram yemiyorsa, o insanı yenemezsiniz.’’’’


 İsmet ÖZEL

 

Olgular öyle öldürüldüler ki, kim bilir belki de birgün dirilirlerse, çürüyen insan denilen varlıkta dirilir onlarla. Geçelim! Nedir haram denilen olgu? Haram dediğiniz an bile olumsuzluk çağrıştıran bir olgu. Bunu göremiyorsunuz ama duyumsayabiliyorsunuz. İnsan garip bir varlık, bazı şeyleri hiç bilmediği, tanımadığı yerlerinde duyumsayabiliyor ama bildiği, kendisinden emin olduğu gözleriyle göremiyor. Olguları Etimolojik bağlamda tahkik ve tahlil etmek gibi bir huyum yok. Zaten genel geçer hal almış bir olgunun kökeninden bana ne. Zaten genel geçer bir hal almışsa, aldığı gibi de varolmuştur hayat dâhilinde ve öylece yansımıştır eylemlere olumlu yahut olumsuz yönde. Bir taraftan da olguya direkt olarak bakış fırlattığınızda anlamsız geliyor sanki. Binaenaleyh, olguyu algılamakta, anlamakta, tanımlamakta zorluk çekiyorsunuz. Mücerret bir şeymiş gibi geliyor. Zihinde müşahhaslaştırmak kabil olmuyor. Şu boyuttan algılamaya çalışın. Gerçek dediğiniz an ne oluyor? Beyinde bir belirlenim beliriveriyor yani müşahhaslaştırma spontane tahakkuk ediyor, olgu beyninizce algılandığı anda. İşte kastettiğim budur. Birinde algılama sorunu oluyor, diğerinde algı anında tezahür ediyor. Geçelim! Hülasa olarak şöyle bir şey söylenebilir; haram, yaklaşılmaması gereken hatta mutlak surette yasaklanmış olan şeye konulan sınırın adıdır. Hak etmediğini almak haramdır. Başkasına ait olanı çalmak haramdır. Hatta almakta değil bahsettiğimiz şey bir nevi gasp etmektir. Çünkü başkasına ait olanı onun rızası olmadan almayı ne kadar almak mefhumu ile tarif etsekte vuzuha kavuşsun diye, onun adı filhakika gasp etmektir. Çünkü hak etmediğini normal şartlarda normal yollardan zaten alamazsın, anca normal olmayan şartlarda normal olmayan yollardan alırsınız, ki, işte bunun adı da gasptır. Zira hiçbir insanteki gönül rızasıyla bizatihi kendine ait olan bir şeyi başka birine vermez. Verir misiniz? Fıtratına mugayir hareket etmekte diyebiliriz sanki yahut başkasına ait olanı başkasına vermek olarakta tanımlayabiliriz. Herhangi bir kişi aldığını gerçekten hak etmişse ama hak ettiği şey metazori elinden alınıp başkasına teslim ediliyorsa işte bu da düpedüz haramdır. Haramla beslenenin ise kanla beslenenden farkı yoktur ve haram yiyen her daim güçsüzdür ve mutlaka yenilir. Burada şöyle bir detay vardır, şöyle ki; masum birini de harama bulaştırıyorsunuz, ki masum olmasa bile alamayacağı bir şeyi ona vererek yine bunu yapıyorsunuz. Çünkü gasp ettiğiniz bir şeyi veriyorsunuz verdiğiniz kişiye ve o da bunu alıp kabul edince kendisiyle birlikte kendisiyle olanları da haramla zehirliyor. Mesela; fıtrata uygun gelmeyeni, fıtrata zorla dikte etmekte haram olabilir. Çünkü fıtratın tolere etmeyeceği şeyi ona metazori tolere ettirirseniz, gönül rızasını çiğnemiş olursunuz ve çiğnediğiniz gönül rızası haram işlemiş olduğunuzun açık resmi olur. Hakkın olmayanı gasp etmekte, fıtrata dayatma yapmakta, başkasına ait olanı başkasına vermekte haram oluyor hülasa. Orijin olarak dine dair bir olgudur. Yani dinin özünde mündemiç olan bir olgudur. Her dinde vardır bu. Haram vardır ve karşısında helal vardır. Yani haram olmayan şey helal oluyor. Haram, tek boyutlu bir olgu değildir. Kompleks bir olgudur. Göz haram işler. El haram işler. Ayak haram işler. Kafa haram işler. Kalp haram işler. Bunlar nasıl olur? Başkasının namusuna göz dikmek haramdır. Çünkü sana ait olmayan bir şeye göz koyuyorsun ve entrikalarla onu zımnen elde etmek için uğraşıyorsun. Başkasına ait olanı almak, çalmak, gasp etmek ya da başkasına ait olanı başkasına vermekte haramdır. Burada hem kendini hem de başkasını kirletiyorsun hatta alıştığın pisliğe başkalarını da alıştırıyorsun. Kötülüğe yönelmek, kötülüğe gitmek haramdır, mesela; herkese ait olan devlet malına entrikalarla el koymak yahut gücüne dayanarak ondan kendine düşmeyeni almak haramdır. Kötülük düşünmek, kötülük planları yapmak haramdır yani iftira atmak, suçsuzu suçlu görmek ve onun hayatına zımnen el koymak haramdır. Devlet gücünü kullanarak rant elde etmek haramdır. Devlet gücünü yani insanlığın birleşik gücünü kullanarak kendine bir kaç makam kotarıp gelir elde etmek haramdır. Mesela; normal şartlarda alınması kabil olmayan devasa arazilere devlet gücünü kullanarak malik olmak haramdır. Devlet gücünü kullanarak makam elde etmek haramdır. Hülasa; hak etmediklerine hakkınmış gibi el koymak haramdır. Yalan söyleyerek duyguları etkileyip insanlığa ait olan bir şeyi almak haramdır. İnsanları duygusal ve düşünsel boyuttan tesir altında bırakıp yani bir nevi onları narkozlayıp onlara ait olanı onların elleriyle almak haramdır. Yalancı duygularla kalpleri esir almak, çalmak haramdır. Devlet malını israf etmek haramdır. Çünkü devlet malının israfı demek, o devletin malında hakkı olan milyonların terini, yaşını, kanını, emeğini israf etmek demektir. Devlet gücünü kullanarak devlet malını dilediğince ihtiyaç dışı kullanarak lüks yaşamak arzunu tatmin etmek haramdır. Zira sen görkemli bir hayat yaşarken birileri sefaletin dehlizlerinde sürünerek gebermekte ise yediğin, içtiğin her şey sana haramdır. Kişi hürriyetini gasp etmekte, insanların emeklerini çalmakta, toplum ekonomisini muhtelif entrikalarla bozup toplumu sıkıntıya sokmakta haram olarak telakki edilebilir. Haram hem bireyseldir hem de kamusaldır. Ama kamusal olan bir anlamda bireyseldir. Yani özünde şahsi vicdana dairdir. Bu da kişinin vicdanına ve haysiyetine merbuttur. Çünkü vicdanlı ve haysiyetli olan harama temayül göstermez. Haram, filhakika bir hastalıktır ve fertten topluma sirayet eder ve toplumu da hastalıklı yapar. Hakları birbirine geçmiş ve bu yüzden de hasta olmuş bir toplum da iflah olmaz. Sağlıklı olan, harama gönül vermez. Haramla yaşayan da eninde sonunda hem maddi hem manevi sıkıntılara duçar olur. Haramla varolan dayanaksız olur ve yıkılır, yok olur gider. Haram hastalık olduğu gibi helal şifadır. Öyleyse haramdan sakınmalıyız. Haram; ruha da, bedene de dokunur! Haddizatında derin bir mevzu ama hülasa yapmış olalım naçizane. Son tahlilde; şeytan bitevi harama teşvik eder ve harama yönelen şeytanlaşır. Son olarakta, üstada nazire olsun diye, mevzumuzla ilintisiz de olsa, şöyle bir söz edelim; ölümü pahasına olsa bile ağzı yalana alışmamış insanı da yenemezsiniz. Çünkü yalan söylemeyen insan, olduğu gibi göründüğü ve göründüğü gibi olduğu için cesareti yüksektir. Belki onu türlü entrikalarla devirebilirsiniz ama o asla yenilmez ve yıkılmaz ve mutlaka bir gün ayağa kalkar. Haramzadelerden tiksiniyorum ve harama bile isteye bulaşan şeytanın çocuklarından tiksiniyorum. Haramla çoğalan servetlerin sahiplerinden tiksiniyorum, iğreniyorum ve bu durum muvacehesinde kusuyorum. Haram bir yerde tabir caizse sömürüdür ya da sömürü de haramdır. Binaenaleyh ikisi de insanlık dışıdır, hayvanidir. Haram yiyene eyvallah edenlerin insanlıklarını sorgulamaları vicdani bir ödevdir. Yapmıyorlarsa insanlıklarında sorun vardır. Nokta!

 

‘’’’EMROLUNDUĞUN GİBİ DOSDOĞRU OL!’’’’ 


Allah

Tarih: 17.05.2021 Okunma: 297

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?