İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...139... BAYRAMLARINI KUTLUYORUM...

Özgür DENİZ - 12.05.2021

Başka düşüncelere kulaklarını tıkayanlar, başkalarının varlığına gözlerini kapayanlar, başkalarının acılarına vicdanlarını örtenler, başkalarının hastalıklarının tedavisine akıllarını kullanmayanlar, başkaları düştüğünde el uzatmayanlar, başkaları savaşırken güç sevkiyatı yapmayanlar sıra kendilerine geldiğinde ve aynısıyla muamele gördüklerinde suskuya teslim olmak zorundadırlar. Çünkü bir parçan yaralı iken sen zevk-i sefa içerisinde dem sürüyorsan, gün gelip sen yaralanınca başkalarının aynı şekilde davranmalarına ses edemezsin. Zira eden bulur ve mutlaka bulacaktır. Kanun böyledir, naparsın! İşte bu hareket tarzı bizleri ayırmaktadır ve bizleri yönlendirenlerdir bunu zımnen kotaranlardır. Bizleri birbirimizin üzerine salarak, birbirimizle arbedeye tutuşturarak, kendileri gönüllerince çalıp oynamaktadırlar. Karşılarımıza dikildiklerinde kallavi nutuklar irad etmeleri aldatmacadan ibarettir. Öyleyse bizler gerçekçi eylemlere bakmalıyız, süslü nutuklara kanmamalıyız. Eğer ki mücadele verildiği söyleniyor ama bir kazanım elde edilmiyorsa mutlaka sorup sorgulamalıyız, zira arka tarafta iyi gitmeyen şeyler vardır bizden gizlenen. Kanlarımız, terlerimiz, yaşlarımız ve emeklerimiz üzerinden servet üretenlere böylesi rezil bir kazanımı kendi ellerimizle sunmamalıyız. Sömürenler nasıl birleşik güç olmayı bir şekilde kotarıyorlarsa, bizler de ezilenler olarak birleşik güç olabilir ve birleşik gücümüzle onların tenekeden saltanatlarını sarsabilir, egemenliklerini sallayabiliriz. Bizim kaybedeceğimiz bir şeyimiz yoktur ama onlar kaybetmekten korkacakları kadar çok şey kazanmışlardır ve bunu da bizim emeklerimiz sayesinde yapmışlardır. Ama ne acıdır ki; korkan biziz, birbirine düşen biziz, kaybeden biziz! Utanç verici değil mi lütfen? Allah diyordu; ‘’onlar dışarıdan bakınca odun kütükleri gibidirler, görkemlidirler, ama içleri boştur.’’ Yani zevahir bizi aldatmamalıdır. Biz hep dışarıya bakıyoruz, içeriyi ıskalıyoruz, oysa merhamet içeridedir, zekâ içeridedir, asalet ve haysiyet ve necabet içeridedir, namus ve şeref içeridedir, hülasa; insanlık içeridedir yani. Niçin dışarıya aldanıyoruz? Bizim karşımızdakiler hep dışarılarıyla övünenler ve bizlerin gözlerimizi dışarılarıyla boyayıp bizleri kandıranlardır. Bizlerde maalesef bu8 tezgâha geliyoruz, öze bakmıyoruz, gövdeye bakıyoruz ve ona göre kendimizi konumlandırıyoruz. Bunun zehir gibi acısını da çekiyoruz ama akıllanmıyoruz, çünkü gerçekten biraz ahmağız. Artık bırakalım şu kalıpçılığı lütfen, biraz da malzemenin ruhuna bakalım. Yoksa kalıpların altında kalıp geberip gidecez.

 

EKSTRA NOT:

 

Bendenizi de Tanrı halk etti ve bendeniz de bir insanım doğru mu? Yoksa yalan mı? Benim de bir canım var doğru mu? Yoksa yalan mı? Benim de bir gövdem, bir aklım ve kalbim var doğru mu? Yoksa yalan mı? Benim de bir nefsim, arzularım, duygularım, düşüncelerim, isteklerim var doğru mu? Yoksa yalan mı? Bu vatan benim de vatanım doğru mu? Yoksa yalan mı? Bu devlet benim de devletim doğru mu? Yoksa yalan mı? Bendeniz de bu milletin bir ferdi ve bu dinin müntesibiyim doğru mu? Yoksa yalan mı? Peki, şeyhlerin, politikacıların, komprador burjuvazinin, mafyaların, sözde aydınların, sözde âlimlerin, medya patronlarının ve köşe verdikleri sözde yazarların, artistlerin benden ne farkları var? Bunların canı can da benim ki değil mi? Bunların canı değerli de benim ki değersiz mi? Ne yani herkesin olan devletin yine herkesin olan hazinesi münhasıran bunların istedikleri gibi yaşamaları için mi var ve münhasıran bunların inhisarların da mı? Bunlar, herkese ait olan hazineyi diledikleri gibi kullanabilirler, keyiflerince tasarrufta bulunabilirler, kendilerine istedikleri kadar pay alabilirler ama bendeniz öylece bakabilirim ancak öyle mi? Devlet herkesinse ve herkes için varsa, hazine de herkesin payı mahfuzsa, o vakit benim de o devlette söz hakkım ve o hazine de payım vardır ve olmalıdır ve bendeniz bana düşen payımı istemeyi kendime hak bilirim ve istemekte de tereddüt etmem, istediğimde de bu dilencilik yahut ihanet olmaz herhalde değil mi? Öyleyse gelelim sadede ve dökelim yüreğimizi, aklımızın gösterdiği yönde; bendeniz de ballı maaşlı yönetim kurulu üyeliği istiyorum kardeşim. Yapamazsam kellem kesilsin diyorum. Hz. Ömer’in adaletiyle, Hz. Alinin cesaretiyle, Hz. Osman’ın hayâsıyla, Hz. Ebubekir’in cömertliğiyle hareket etmezsem ve başında bulunduğum kurumu yükseltmezsem insan evladı değilim ve cümle âlem halk meydanında yüzüme tükürsün, kifayet etmezse darağacında sallandırılayım. Hazır aradığınız bir şeyler ya da birileri varsa. İşte size aramakta olduğunuz şey ya da kişi. Yoksa aramıyor musunuz? Arıyoruz diye öylesine mi söylüyordunuz? Göz boyamadan ibaret miydi ve kof muydu nutuklar? Arıyorsanız işte buradayım ve tıpkı Ömer, Ali, Osman, Ebubekir gibi yapmazsam namerdim. Midesine devletin yahut herhangi bir kulun bir kuruşu girmemiş birisi olarak, yine aynı şekilde yaşamaya ve vazifemi ifa etmeye devam ederim. Kötü mü olur? Devlet kazanır, yoksa devletin kazanmasını istemiyor musunuz? Devletin malı hazır denizken, ona istediği büyüklükte kepçe sallamayan ve deniz varken küpünü doldurmayan muteber insan değildir mi diyorsunuz? Yani bakmayın doğru ve dürüst insanların hep övüldüğüne, haddizatında zımnen övülen yanlış ve dürüst olmayanlar mı diyorsunuz? Zaten amansız bir devletçi ve cumhuriyetçi olarak devletimin gücüne güç katarım, cumhuriyeti herkesin cumhuriyeti yaparım. Eee o vakit bekliyorum bendeniz de, çendan, ballısından bir iki tane, lütfen, zira hakkımdır. Hakkım haram olsun mu diyeyim yoksa? Bendeniz böyleyim napayım, bildiğiniz insanlardan değilim, olamadım bir türlü. Keşke olsaydım, isterdim olmayı ama olmadı napalım. Rahatsız mı ediyorum, öleyim mi? Gerçekler rahatsız edicidir! Her nefiste ölümü tadıcıdır!

 

BAYRAMLARINI KUTLUYORUM

 

İlk evvelde;

 

TANIDIĞI VE TANIYACAĞI HER BİR İNSANI, başkalarına sormaya, başkalarından öğrenmeye ve başkalarının tanıtmalarına ihtiyaç duymadan bizatihi KENDİ AKLIYLA VE KALBİYLE tanıyanların, dostluğunu da düşmanlığını da bu temele göre belirleyenlerin YANİ başkalarının aklıyla ve kalbiyle insanları tanımayanların ve dostluklarını ve düşmanlıklarını başkalarının duygularına ve düşüncelerine göre belirlemeyenlerin

 

Sonra da:

 

Bahanesiz İNSAN olmaya çalışanların

Bahanesiz İNSAN olabilmeyi başaranların

Bahanesiz İNSAN olarak ölmeye layık olanların

İNSAN’dan ötesini teferruat olarak görenlerin

Görüntüsüyle değil ÖZÜYLE insan olanların

Sözüyle değil EYLEMİYLE insan olanların

İlk ve tek kimliği İNSAN olanların

İNSAN kimliği ile gurur duyanların

İNSANLIK ONURU temelinde yaşayanların

İNSANLIK ONURUNU koruyanların

İNSAN ONURUNA yaraşır yaşam için savaşanların

Her kişiyi, her şeyi acımasızca SORGULAYANLARIN

Her kişiye her SORUYU pervasızca soranların

Canlı ve cansız tüm varlık âleminin varolma hakkına saygı duyanların

Canı kutsal bilenlerin

Cana kıyanları affetmeyenlerin

Dışındaki kompradorla savaşa başlamadan önce içindeki kompradoru yenenlerin

TERİ, YAŞI, KANI, EMEĞİ sömürmeyenlerin ve sömürttürmeyenlerin

Emeği gasp edenlerin yanında değil emeğin sahibi olanların yanında saf tutanların

Emeği gasp eden sömürgecileri ve işbirlikçilerini hoş görmeyenlerin

Kul hakkı yemekten ödü patlayanların

Midesine bir gram haram girmemiş olanların

Çalışanın ücretini ALNININ TERİ KURUMADAN hakkıyla verenlerin

Açlar varken tok yatmayanların

TEK BAŞINA tok ve mutlu olmayı reddedenlerin

ŞEREFLİ varoldukları gibi şerefli yaşayanların

Hiçbir insanın şerefini düşürme alçaklığına düşmeyenlerin

EMROLUNDUKLARI gibi dosdoğru olanların

Dosdoğru olanlara düşman olmayanların

İnatla gerçeğin peşine düşenlerin

Gerçeği aramaktan hiç vazgeçmeyenlerin

Gerçeğin ortaya çıkmasından korkmayanların

Gerçeğe ihanet etmeyenlerin

Gerçeği tahrif ve tahrip yoluyla örtmeyenlerin

Gerçeklerin üstüne örtülen örtüleri kaldırmakta inat edenlerin

Gerçeğe ulaştığı vakit, korkusuzca, hesapsızca ve umarsızca ortaya koyanların

Tek hakikat benim ve bana ait olan şey tek hakikattir demeyenlerin

Dünya umuru için insanları harcayacak kadar aşağılık olmayanların

Suçluyu suçsuz, suçsuzu suçlu saymayanların

Suçsuzu suçlu gösterip buradan çıkar elde etmeye çalışmayanların

Hesapsız umarsız güven verenlerin

İftira atmaktan ödü patlayanların

Yalanların karanlığına inat hakikatin aydınlığında yaşamayı seçenlerin

İnsanları uyuşturmayanların, uyutmayanların, aldatmayanların

Adil, ahlaklı, vicdanlı, merhametli olanların

Ahlakı çiğnemeyenlerin

Adaletten hiçbir sebeple taviz vermeyenlerin

Düşmanına da adil olabilenlerin

Kendisi için istediğini başkası içinde isteyebilenlerin

Kendisine yapılmasını istemediğini başkasına da yapmayanların

Dinim var diye ahlaklı olmayı reddetmeyenlerin

İftira etmeyenlerin, kin gütmeyenlerin, tefrika yaratmayanların

Düşmanlaştıranlara inat kardeş olanların

Kompleksli ve kıskanç olmayanların

Kurgusal yaşamlarla gerçek yaşamları katletmeyenlerin

Gerçek insanı kurgu insana tercih etmeyenlerin

Tanrı’dan korktuğu için kuldan korkmayanların

Kula kulluk etmeyenlerin

Köleliği reddedenlerin

Koyun gibi sürüleşmeyenlerin ve güdülmeyenlerin

Efendi bulmayı da, efendi olmayı da reddedenlerin

Harama ve kul hakkına behemehâl el uzatmayanların

Dalkavuk, düzenbaz, şarlatan, mürai, müfteri, münafık, münkir, müşrik olmayanların

Yetimin hakkını yiyecek kadar alçalmayanların

Doğayı katletmeyenlerin, bilakis doğaya canı pahasına sahip çıkanların

Doğayı katleden rantiyecilerin yüzlerine tükürenlerin

Kamu malını dilediği gibi peşkeş çekecek kadar alçalmayanların

Kamu malını kendi öz malı gibi görüp umarsızca yiyip içmeyenlerin

Kamu malını rahatça yiyenlerin pislik suratlarına tükürmekten imtina etmeyenlerin

Fazla alıp eksik vermeyenlerin

Rüşvet, torpil pisliğine bulaşmayanların

Ehliyete, liyakate sonsuz değer verenlerin

Yüreklerinde kutsal kinler biriktirenlerin

Güçlüye kedi, güçsüze aslan kesilmeyenlerin

Güçsüz karşısında mütekebbir olacak kadar tiksindirici olmayanların

Zalim karşısında eğilmeyenlerin

Zalimleri övecek kadar alçalmayanların

Namuslu, samimi, dürüst olanların

Yalancı, riyakâr, sahtekâr olmayanların

Benden değil diye başkalarının hakkını yemeyi kendilerine hak görmeyenlerin

Karakterli, şerefli, haysiyetli, hissiyatlı, hassasiyetli, mesuliyetli olanların

Şahsiyet sahibi olanların

Değerleri yozlaştırmayanların

Kötülüklere bulaşmayanların

İyilikten vazgeçmeyenlerin

Karşılıksız sevenlerin

Zulme sessiz kalmayanların

Zalimler karşısında lâl olmayanların

Zalim karşısında hakkı insanca haykıranların

Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan olmayı reddedenlerin

Allah ile aldatmayanların

Kimlik ile aldatmayanların

Kuvvetlinin değil haklının yanında duranların

Menfaatler uğruna yapılan haksızlıkları görmeyecek kadar alçalmayanların

Faşist Emperyalizmle şereflice kavga edenlerin

Dar kafalı ve sekter bir faşist empolmayanların

Faşizmden ve emperyalizmden nefret edenlerin

Büyük İnsanlık Devrimi yolunda yürüyenlerin

Her türlü otoriteyi reddedenlerin

Devleti tanrılaştırıp sorgusuz sualsiz boyun eğmeyenlerin

Paylaşmaktan kaçmayanların

Okumaktan gocunmayanların

Düşünmekten korkmayanların

Gerçeğe ulaşmak için her şeyden şüphe edenlerin

Özgürlük uğruna onurluca dövüşenlerin

Fikrin namusuna sadık kalanların

Kuvvetle değil fikirle dövüşenlerin

Her şeyi okuyanların

Her şeyi sorgulayanların

Her soruyu soranların

Okuduklarını anlayanların

Anladıklarını kavrayanların

Kavradıklarını uygulayanların

Eylemsiz konuşanlardan tiksinenlerin

Söylediğini eyleyenlerin

Ucuz polemiklere ve sahte nutuklara kanmayanların

İnsanlığın acılarına ortak olanların

Yaşamak sevincini öldürmeyenlerin

Yaşamak sevincini öldürenlerden tiksinenlerin

Çocukların gülmesine ömür adayabilecek olanların

İnsanları öldürmek için değil yaşatmak için yaşayanların

Putları olmayanların

Hiçbir şeyi putlaştırmayanların

Aklını kiraya vermeyenlerin

Aklıyla alay ettirmeyenlerin

Özgürlük için dövüşenlerin

Halka ait olanı kendine ait kılmayanların

Her olaya bazen tersten bakmayı becerenlerin

Madalyonun iki yüzüne de bakabilenlerin

Aldatanlardan ve aldananlardan tiksinenlerin

Asla aldanmayanların ve aldatmayanların

Hiçbir olguyla aldanmayanların

Esaretten tiksinenlerin

Fikrinin yobazı olmayanların

Aklını verip cehaleti satın almayanların

Cahilden ve cehaletten tiksinenlerin, iğrenenlerin

Acılarını ucuza satmayanların

Vicdanlarına ellerini koyabilenlerin

Kula kulluk etmeyenlerin

Kul karşısında eğilmeyenlerin

Köleliği reddedenlerin

İnsana sadece insan olduğu için saygı duyanların, değer verenlerin

Suçsuz birini çıkar için suçlu görmeyenlerin

Gammazdan ve jurnalden haya edenlerin

Gammaz ve jurnal yapacak kadar alçalmayanların

Kendi hikâyelerini yazanların

Kendi şarkılarını söyleyenlerin

Dostluğa sadakatli kalanların

Dostunu hiçbir sebeple satmayanların

İyi günde de kötü günde de dostunu yalnız bırakmayanların

Dostluğu lafta bırakıp düşünmeyenlerin

Sahte dostluk serenatları terennüm etmeyenlerin

Dostluğu eylemiyle gösterenlerin

Dürüstlükten ayrılmayanların

Cehaletle savaşanların

Bağnazlıkla, her nev’inden yobazlıkla, sekterlikle mücadele içinde olanların

Aydınlığın değerini bilenlerin

Aklın ve bilimin ışığında yürüyenlerin

Kendi akıllarını kullanmaya cüret edebilenlerin

Aydınlığa bir ömür adayabilecek olanların

Barışın ve kardeşliğin değerini bilenlerin

Hürriyetin, özgürlüğün, eşitliğin ve bağımsızlığın şarkısını terennüm edenlerin

Kendi kaderlerini çizme iradesi gösterenlerin

Kendi ihtiyarlarını özgürce kullanabilenlerin

Kendi iradelerine sahip çıkanların

Kendi tercihlerini yapabilenlerin

İradelerine ipotek koydurmayanların

Düşenleri kaldıranların

Düşlerinin peşinden koşanların

Düş kurdurabilecek olanlara sahip çıkanların ve onların izinden gidenlerin

Hakları yenilenlere haklarını iade edenlerin

Hiçbir yere ait olmayanların

Sadece insanlığa ait olanların

Hürriyete ve bağımsızlığa âşık olanların

Özgürce yaşamaya sevdalı olanların

Yüreklerinde soylu bir isyan taşıyanların

Kalpten sevenlerin

Ezilenlerin tarafında durma onurunu gösterenlerin

İnsana insan olduğu için değer verenlerin

İnsan olanların

İnsan kalanların

İnsanca yaşamak uğrunda direnenlerin

Büyük insanlığa sevdalı olanların

Büyük İnsanlık Devrimi yolunda savaşanların

Gerçek bayramın Devrim Günü olduğuna inananların

Ve büyük bir İNSANLIK DEVRİMİ rüyasını görenlerin ve bu kutsal rüyanın izini takip edenlerin

 

BAYRAMLARINI; tüm kalbimle, derin bilincimle, sonsuz içtenliğimle, engin samimiyetimle, saf benliğimle, olanca ciddiyetimle, büyük insanlığın sınırsız coşkusuyla kutluyorum. Çünkü BAYRAMLARININ kutlanmasını gerçekten hak edenler bunlardır. Çendan vicdanım ve aklım böyle inanıyor ve inandığını haykırıyor. Vesselam.

Tarih: 12.05.2021 Okunma: 293

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İ. Hakkı Cengiz

12.05.2021 - 18:20

Kardeşim, ne kadar çok DOLUSUN? Ne kadar çok söyleyeceğin, haykıracağın şey var? Ve bunda ne kadar çok haklısın! Özellikle kimlerin bayramını kutladığın bölümü dikkatle okudum. Aslında, bayramı kutlanmaya ve bayram kutlamaya lâyık ne kadar az kişi var! Üzücü, düşündürücü, moral bozucu! Lâkin bu kara bulutlar, karanlıklar arasında, o kara bulutları ve karanlıkları şimşek gibi yaran, aydınlatan senin gibi bir irade var. Bu iradeyi gördükçe, çocuklarımızın daha bayram gibi bayramlara kavuşacağına, kutlayacağına inancım ve iyimserliğim artıyor. Kalemine, yüreğine sağlık, can kardeşim. Bayramını yürekten tebrik ediyorum. Selâmlarım ve gerçek bayramlara ulaşmak, kavuşmak dularımla...

Özgür Deniz

12.05.2021 - 18:30

Öncelikle tüm kalbimle bilincimle içtenliğimle samimiyetimle benliğimle ciddiyetimle sonsuz teşekkürler inşaAllah saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. Sonra da aynı duygu ve düşüncelerle kalben bilmukabele inşaAllah. Ahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh…. demekten başka bir şey diyemiyorum maalesef. Derin saygılar selamlar inşaAllah saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey.