İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...55...

Özgür DENİZ - 07.02.2021

Bilgiye ulaşan tüm yolları tıkamışız ya da gerçek bilgiyi ekarte edip sahte bilgileri sahaya sürmüşüz, dini tahrif ve tahrip edip kendi dinimizi üretmişiz (((ki zaten insanları da ürettiğimiz dinle kandırıyoruz ve uyutup uyuşturuyoruz ya ve bu hale getirdiğimiz insanları da sürüleştirip mal gibi kullanıyoruz ya))) insanlığı da girdapların içerisine atmışız, keyfimize bakıyoruz. Sonra da insanlıktan dem vuruyoruz. Birileri de çıkıp ey insançocukları, bakınız şöyle bildiğiniz öyle değil böyledir dediğinde de onu süründürüyoruz, onun yaşamla ve hak ettikleriyle tüm merbutiyetini kesiyoruz, ihanetle itham ediyoruz, cevap vermeye bile tenezzül etmiyoruz, çünkü verecek bir cevap bulamıyoruz. Tüm benliğimle ve olanca ciddiyetimle ifade ediyorum ki; ahlaksızız, hem de tiksindirici, iğrendirici, kusturucu ve nefret ettirici bir ahlaksızlık bu. Ya belki konuyla kısa bir bağsızlık olacak ama yine söyleyeyim; biz gücümüze dayanarak insanları korkutan ve korkuttuğu içinde memnuniyet duyan ve bir de bunun üstüne insan görünen iğrenç, aşağılık, karaktersiz, kişiliksiz yaratıklarız. Yazıklar olsun! Bizler böyle mi varolmaya çalışıyoruz, nereye kadar? İnsanların bilgiyle iltisakını kesip, onları cehalete mahkûm etmekle elimize ne geçeceğini düşünüyoruz? Ancak birkaç zaman daha onlar üzerinde egemenlik kurup, rantımızı temin edebiliriz o kadar. İnsanca ve iyi bir şey midir bu? Bizim insanlıktan ve iyilikten anladığımız bu mudur lütfen? Sonra da bir zaman gelip insanlığa işimiz düşüp ama işimiz görülmeyince onları cehaletle tavsif etmek kolay geliyor de mi? O zaman, zamanın da, insançocuklarını niye aydınlatmadın diye sormazlar mı sana pezevenk? İşine gelince öyle, gelmeyince böyle mi oluyor? Maalesef insanların cehaletinden kazanan, cehaletiyle palazlanan namussuzlarız tüm insanlık olarak. İnsançocuklarının hiç mi suçu yok? Elbette en başta onlardır suçlu olanlar? Çünkü ellerinde imkânları varken bilgiye yönelmiyorlar, gerçek bilgiye ulaşmak yolunu aramıyorlar, önlerine ne konulursa yiyorlar, kafalarına ne gönderilirse inanıyorlar, sorup sorgulamıyorlar. Böyle olunca da gerçek ama uyanık cahillerin tezgâhına düşüyorlar ve insanlık pazarlarında haraç mezat satılıyorlar. Bir an evvel bilgiyle buluşmalıyız, kucaklaşmalıyız, yoldaş olmalıyız ve gerçeğe ulaşmalıyız, ondan sonra da karşımıza çıkan tüm namussuzların suratlarına tükürmeliyiz ve onları huzurumuzdan kovalıyız. Aksi takdirce her devirde bir böcek gibi onların ayakları altında ezileceğiz ve onların sofralarında meze olmaya devam edeceğiz. Kendimiz bileceğiz! Şeytan sizi Allah ile aldatmasın!

Tarih: 07.02.2021 Okunma: 278

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?